Bölüm 4

352 10 2
                                    

Sisilya'ya ve de diğerlerine olanları anlatmam lazımdı. Sonuçta artık konu Sisilya'yı da kapsıyordu. Her ne kadar anlatmam gerektiğini düşünsem de bunu nasıl yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Evet buldum. Nasıl anlatmam gerektiği konusunda artık bir düşünceye sahiptim. Aynen şöyle olacaktı. Ben gidip ona olanlardan bahsetmeden bu sabah ve daha öncesinden yaşadığım olayları anlatacaktım. O da benim onlara güvenerek bunları anlattığımı duyunca bana ve Caroline'a güvenerek yaşadıklarını anlatacaktı. Daha sonra da hep beraber bir çözüm aramaya koyulacaktık. Bütün plan buydu. Ve planı işleyişe koyduğumda her şey yolunda gitti ve umduğum gibi o da bize olanları anlattı.
" Şimdi ne yapacağız ? Bu arada Sisilya sana Sisi diyebilir miyim ?" dedim sıcak bir gülümsemeyle.
"Tabi ki. "
" Sisi sana bir şey sormak istiyorum. Sen daha önce bu adamı gördün mü yada ona bulaşacak bir şey yaptın mı?"

" Seni temin ederim ki hayatım boyunca karanlık işlere karışacak bir şey yapmadım. Ve hayır. Daha önce o adamı ne gördüm ne de rastladım."

" Bende de durumlar aynı. Öyleyse bu adamın bizden istediği ne ? Bizi nereden tanıyor ?"

" Hiçbir fikrim yok Alex. Belki de aynı kişiden bile bahsetmiyoruzdur."

" Dur bir saniye. Bu adam seni öldürmeye çalışmadı ki. Annenle babanı öldürmeye çalıştı."

" Aslında tam olarak öyle sayılmaz." dediğin anda hepimiz şaşkınlıktan adeta bayılacaktık . Adam " Sen ne söylediğini farkında mısın Sisi ? Neden bundan benim haberim yok ?" diyerek bağırdı. Sisi " Söylemeye çalıştım ama yapamadım."

"Şimdi söylemeye ne dersin ?" Aslında bu sorudan daha çok emir gibiydi. Adam sinirinde köpürüyordu.

" Tamam anlatacağım. Geçenlerde bir şey almak için markete gittiğimde oldu. Sen daha uyanmamıştın. Marketten dönerken birisinin beni takip ettiği hissine kapıldım. Adımlarımı sıklaştırarak yürümeye devam ettim. İşte tam o sırada önüme birisi çıkı verdi. Kar maskesi takıyordu. Adam kesinlikle Alex'in verdiği tanımlara uyuyordu. Gözlerine baktığımda kin ve nefret gördüm. Adam kolumdan tutarak beni çekmeye çalıştı. Ama ben direndim. Yoldan insanların geldiğini görünce kolumu bırakarak kaçmaya başladı. Ama kimse bu olayı görmemişti. İşte olay bu.

"Artık kesinlikle bir şeyler yapma zamanı geldi. Eğer bu böyle devam ederse birimize bir şey olacak." dedi Adam. Kesinlikle herkes hemfikirdi. Ben hala adamın niçin bizimle uğraştığı konusunda merak içerisindeydim. Belki de ailelerimiz bir şeyler yapmıştır. Benim ailem olmadığı için de direk bana saldırmıştır. Bunu en kısa zamanda bulmam lazımdı. Birimizin daha ailesini kaybetmesini kesinlikle istemiyordum. Herkes çok dalgındı. Bundan sonra ayrı ayrı gezmek hepimiz için yeni felaketler doğurabilirdi. Bunun üzerine ben benim evimde kalmayı önerdim. Bu fikir hoşlarına gitmişe benziyordu. Hepsi kabul ettiklerini belli eden bir şekilde kafaların öne arkaya salladılar.

" Öyleyse akşam benim evimde buluşuyoruz. "dedim. Ve hepsine evimin adresini verdim. " Ayrıca bir haftalık kıyafet alırsanız yanınıza daha rahat edebilirsiniz."

...

" Hoş geldiniz çocuklar." dedim. Hepsi çekingen tavırlarla içeriye girdiler. Sisi , Klara ve de Adam gelmişlerdi. Henüz Caroline gelmemişti. Çocuklar içeriye geçerlerken kapı tekrardan çaldı. Bu seferde Caroline gelmişti . Ellerinde ondan istediğim abu cuburlar vardı. Ben ellerindeki poşetleri alarak mutfağa ilerlerken diğerlerinin etrafı dikkatli bir şekilde incelediklerini gördüm. Anlaşılan Caroline 'da fark etmişti. Yüzünde palyaço izleyen bir çocuğun gülümsemesi gibi bir gülümseme vardı. Sanırım bundan oldukça zevk alıyordu. Aslında verdiği tepki gayet normaldi. Ellerim acımaya başlamıştı. Çünkü poşetler gerçektende çok ağırlardı. Onları tezgaha bıraktıktan sonra ben de içeriye onların yanlarına geçtim. Eğlenmemiz gerekiyordu somurtmamız değil. İşte o anda aklıma güzel bir şey gelmişti bile. En azından benim için.

18' imden Sonra BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin