Nick hiç zaman kaybetmeden grupla tanımamın ertesi sabahı antrenmanlara başlamıştı.Başta kesinlikle başarabileceğimi sanmazken, üç saatin ardından kendimi daha kuvvetli hissediyordum. Nick'in söylediği kadarıyla dönüşüm beni normal bir insandan üç kat daha güçlü ve hızlı yapacaktı.Aslında ben ilk okuldan beri hep sportif birisi olmuşumdur.Fiziğime daima dikkat etmişimdir.Ama Nick'in antrenmanları beni birazcık da olsa zorluyordu.
Caroline'ı hala görememiştim.İçimde bir parça ona bir şey olduğunu, bir şeylerin yolunda gitmediğini söylüyordu. Bir yandan da onca olaydan sonra belki de kafa dinlemeye ihtiyacının olduğu ve bir süreliğine buradan uzaklaşmış olabileceği ihtimali vardı. Eğer doğru olan ikinci tahminimse bana neden haber vermesin ki?Herneyse mutlaka ortaya çıkardı.Şimdi odaklanmam gereken şey Nick'le olan antrenmandı. Yani en azından onun için sadece bir antrenmandı. Ama benim için ifade ettiği şeyse onunla daha çok zaman geçirmekti. Ben daha önce hiçbir erkek için bu şekilde duygular hissetmemiştim. Oysa o benim aksime kim bilir kaç kızla birlikte olmuştur. Onun benden hoşlandığını onun ağzından duymak sanırım benim mutluluktan atmosferi aşıp uzaya gitmeme neden olurdu. Belki de çok abartıyordum.Kafamı eğerek kaş altından Nick'e baktım.O kusursuz yüz hatları ve gözleri.Hayır kesinlikle abartmıyordum. Bütün bunlar bir yana ona sadece gülüşü için bile aşık olabilirdi insan.
Doğum günüme kadar hazır olmam gerekiyordu. Ve bu bize kısıtlı bir zaman tanıyordu.Bu iş beni çok acıktırmıştı. Nick'in de benden az kalır yanı yoktu hani. Yüzümdeki bitkinlikten anlamış olacak ki bana '' Hadi. Beraber yemek yiyelim sonra antrenmana devam ederiz.''dedi. Hiç tereddüt etmeden '' Hiç sormayacaksın sanmıştım.''dedim. Bu lafım üzerine bana içtenlikle bir kahkaha attı. Bunu ciddiye mi almalıydım yoksa sadece anın tadını mı çıkartmalıydım bilemedim. Ama karşılık verecek halim yoktu. Çalıştığımız alan şuanki evime uzak,ama yeni evimin tam dibindeydi.Onun için yanıma çanta ve gerekli gördüğüm bir sürü şey almıştım. Bu gerekli şeylerin çoğunluğu yara bandı, merhem ve ağrı kesiciden ibaretti. O an iyi ki yanıma yedek kıyafet almayı akıl ettiğim için kendimle gurur duydum. Sucuk gibi bir restoranda gidemezdim ya. Yemeğe gitmeden önce Nick mağaranın arka tarafında ki gölde duş almamız gerektiğini söyledi. Ve bunu söylerken özellikle beraber olacağımız anlamına gelen 'duş almamız' kelimelerini bastırarak söylemişti. Gözlerinde bir sinsilik saklıydı.Ona ne zaman baksam bana daha çok beni yiyecekmiş gibi bakıyordu. Bu sefer yüzünü komple saran bir sırıtış vardı suratında. İstemsiz olarak aklımdan geçmemesi gereken bazı düşünceler geçti.Kendimi toparlamaya çalıştığım sırada Nick aklımdan neler geçtiğini anlamıştı. Bir anda bir sıcaklık kafa derimden başlayarak ayak parmaklarıma değin beni sarmaladı. Yanaklarımın kızardığından emindim. Lanet olsun şimdi daha kötü olacaktı. Derken yüzüne daha ciddi bir ifade yerleştirdi. Bu ifade kendimi ahmak gibi hissetmeme neden oldu. Kafamı yere eğerek yerde ki taşları sayarak kendimi oyalamaya çalıştım. Ama nafile. Onu ve sura-tında ki ifade gözümün önüne gelip duruyordu. Aniden kafamı kaldırdım ve onu bana bakarken yakaladım. Bu beni heyecanlandırmıştı. Hem de hiç olmayacak bir zamanlama da. Nick o kadar hızlı hareketlerle önüme geldi ki yüzüme değen nefesi dışında onun önümde olduğunu bir an anlayamamıştım. Ellerini yavaşça kaldırıp ensemde gezdirdi.Bana dokunuşu bedenimde karıncalanmaya ve bilinç kaybı-na yaklaşmamı sağlamıştı. Baş parmaklarını elmacık kemiklerimde gezdirdi. Daha sonra daha aşağıya çeneme kaydırdı. Bana her geçen an daha çok yakınlaşıyordu. Bedenim patlamaya hazır bir volkan kadar sıcaktı. Ve onun bunu algıladığından adım gibi emindim.Etrafta bir anlık bir sessizlik oldu. Hayvanlar bile ses çıkartmıyorlardı. Ardından Nick beni öpmek üzere eğildi. Dudaklarım cayır cayır ve onun dudaklarını keşfe çıkmak için hevesliydi. Aramızda santimler vardı ki Nick'in bedeninin ardından birisi boğazını temizleyerek burada olduğunu bize hissettirdi.Nick aynen yanıma geldiği hızda benden uzaklaştı. Onun benden uzaklaşmasıyla beraber bedenim sarsıldı. Sesin geldiği yöne baktığımda ilk gün in-sanların arasında gördüğüm bir yüzü gördüm.Benimle aynı yaşlarda uzun boylu ve esmerdi.Saçları siyahtı ve ön tarafını kaldırtmış, hafif bir dalga modeli vermişti. Gözlük takıyordu.Nick soğukkanlı bir tavırla '' Selam Jimm. Buralarda ne arıyorsun? ''dedi.Sesinde ki sorgulayıcı ifade dikkatimden kaçmamıştı. Jimm kıkırdamaya başladı. Ve bu kıkırdamanın ardında bir şeyler saklıyordu. Sonunda Nick'in ısrarcı bakışlarının altında kalarak cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
18' imden Sonra Ben
AdventureKendini okumaktan alamayacaksın !!! Aşk , tutku ve fantastik üçlüsü bir arada . Üniversiteye yeni başlayan bir kızın hikayesi . Peki ya sevdiği çocuk kim ? Oku ve gör .