Bölüm 8

161 4 0
                                    

İyi okumalar arkadaşlar. Umarım beğenirsiniz. Lütfen yorum yapmayı unutmayın. :)

''Bence şimdilik bu kadar bilgi yeterli küçük hanım. Hadi dans edelim.''

''Tamam ama sormam gereken son bir şey var. Buraya daha önce de geldin dimi?''

'' Ben böyle yerlerde büyüdüm Alex. Ve evet daha önce bir çok kez buraya geldim.''

'' Ama İngiltere de olduğunu sanıyordum.''

''Evet ama arada sırada kafa dağıtmak için bir haftalığına buralara gelirdim.''Konuştukça daha çok sır ortaya çıkıyordu. Nick 'te yanlış bir şeyler vardı. Sanki büyük bir sır saklıyor gibiydi. Bunu öğrenmek için can atıyordum. Ne yazık ki daha yeni tanıştığı birisine söylemeyeceğini de biliyordum. Yani ben olsam söylemezdim. İşte buldum. Ona yakınlık göstermem ve güvenini kazanmam lazımdı. Bu hiç de zor olacağa benzemiyordu. Sonuç itibariyle karşı komşum ve okul arkadaşımdı.Hatta belki ilerleyen zamanlar da erkek arkadaşım. Fakat hepsinden önce o sırrı öğrenmem lazımdı.

'' Alex, sorman gereken son bir şey olduğunu söyledin. Ve artık sorduğuna göre eğlenmek için bir giriişimde bulunabilir miyiz?''

'' Pekala hadi dans edelim.''

...

Saatlerdir ayaktaydık ve hiç durmadan dans edip içmiştik.Saat gecenin ikisi olmuştu.Ter içinde kalmıştık. Nick benden çok terlemişti. Dans esnasında birbirimize oldukça yakındık. Her ne kadar terlemiş olsa da üzerindeki o şeker kokusu ona daha çok çekicilik katıyordu.Saçları terli yüzüne yapışmıştı.Başlarda kalabalık olmamasına rağmen saat on ikiden sonra adım atacak alan kalmamıştı. Buna rağmen hala ayaktaydık. Çantamı barmene vermiştim. Telefonum çantanın içindeydi.Her saat başı Caroline ya da bir başkası aramış mı diye bakıyordum. Saat iki buçuk olduğunda Nick suratıma bakarak ne kadar terlediğimi fark etmiş ve bana oturmamız gerektiğini söyledi. Buna itiraz edecek gibi olsam kesinlikle dansa devam ederdim. Ama değildim. Barın yanında ki sandalyelere oturduk. Bu sefer Nick içki yerine birer bardak kahve istedi.Kolumu tezgaha dayayıp onu izlemeye başladım.Bir süre sonra onu izlediğimi fark etti.

'' Ne oldu Alex? Niçin bana öyle bakıyorsun?''

'' Hiç. Hiçbir şey olmadı. Sadece...'' Ne diyecektim. Sana aşık oluyorum ve çok güzel kokuyorsun mu? Ahh saçmalamadan bir şeyler düşünmeliydim.

'' Sadece ne?''

'' Sadece çok eğlendiğimi söylemek istiyordum. Ve bu gece için teşekkür etmek.''

'' Ve bunu söylemenin yolunu bana bakarak arıyordun?''

'' Evet. Yoksa bakmamdan rahatsız mı oldun? Bence sen kızların sana bakmasına oldukça alışıksın. Daha bu sabah bir sürü kız sana telefon numaralarını bir kağıda yazıp vermediler mi?'' İşte o kağıtta ne olduğunu öğrenmenin yolu. Aferin sana Alex.

'' Dur bir dakika sen beni mi gözlüyorsun?''

'' Tabi ki hayır. Sadece konuşurken elinde birkaç kağıt parçası olduğunu fark etmiştim.Ve düşündüm ki eğer onlar sana kızların verdiği numaralar değilse ne olabilir ki?

'' Yani bunun, bu anlamsız şeyin üzerinde kafa yordun? İnanılır gibi değilsin.''

''Ben ayrıntılara dikkat eden birisiyimdir.''

'' Ama gözden kaçırdığın bazı şeyler var. Ya da bilmediğin.'' Ne demek istemişti şimdi?

'' Ne söylemeye çalışıyorsun Nick?''

'' Bir şey söylemeye çalıştığım yok. Ama bilmeni isterim ki olan şeylerden haberim var.'' Olamaz nasıl öğrenmişti. Umarım son olaylardan bahsetmiyordur.

'' Olan şeyler derken?''

'' Peşinizde ki psikopat. Evine izinsiz girilip içeride cinayet işlendiği gibi.''

'' Bunları nereden öğrendin?''

'' Oldukça geniş bir çevrem vardır.'' Belki de uzun zamandır buralardaydı. Ve Juliet ona o eve taşınmadan olanların anlatmıştır.

'' Sadece benimle ilgili olanları mı biliyorsun? Yoksa-''

'' Hayır.Sen ve senin arkadaşların hakkında kileri biliyorum.Ama senden bir ricam olacak.Bu konuştuklarımızı kimseye söyleme. Zamanı geldiğinde öğreneceksiniz.''

'' Ne zamanı Nick? Hiçbir şey anlamıyorum.''

'' Sadece sen ve diğerleri kendinize dikkat edin. Peşinizde ki kişiler sizi aşar.''

''Kişiler mi? Sadece bir kişi olduğunu sanıyorduk.'' Bu durum da başımız da sandığımızdan daha büyük bir bela var. Daha çok dikkat etmeliyiz. Kimse kimseden ayrılmamalı.

'' Şu an tam olarak kaç yaşındasın?''

'' Çok yakında on sekizime gireceğim. Yani bu sabah dört gündü. Ama saat on ikiyi geçtiğine göre artık üç gün kaldı.''

''Yani henüz on sekiz yaşına girmedin mi?''Bu soruyu büyük bir şaşkınlıkla söylemişti.''Ahh biliyordum. Henüz haberinin olmadığını biliyordum.Ama o zaman neden sen de ki güç dalgasını hissedebiliyorum? Bu işte bir hata olmalı.''

'' Sen neyden bahsediyorsun.Tanrım hiçbir şey anlamıyorum.Neyden henüz haberim yok? Ne güç dal-gası? Bana hemen açıklasan senin için gayet iyi olur.''

'' Sana bunu söyleyemem. Kendi kendine öğrenmelisin. Ve zaten bunu öğrenmene sadece üç gün kaldı.''

'' Hadi ama bunu bana yapamazsın Nick.''

'' Senin iyiliğin için ne gerekiyorsa yaparım.''

'' Beni sadece bir gündür tanıyorsun. Ve hemen benim iyiliğim için ne gerekiyorsa yapabileceğini söylüyorsun.''

'' Yanılıyorsun. Seni uzun zamandır tanıyorum. Hakkında oldukça fazla bilgiye sahibim.''

'' Kimsin sen? Özel ajan falan mı?''

'' Kesinlikle hayır. Alakam yok. ''

''Öyleyse nesin? Ve bana neden yalan söyledin? Daha önce buraya gelmediğini söylüyorsun. Sonra arada bir kafa dağıtmak için burada ki barlara geldiğini söylüyorsun. Ve şimdi de beni tanıdığını söylüyorsun. Ve kesinlikle eminim ki beni tanımak için uzun zamandır buralardasın. Peki ama neden?''

'' Dediğim gibi üç gün sonra bu söylediklerinin aslını ve sorularının cevabını kendiliğinden alacaksın. Ama o zamana kadar seni korumam lazım.''

''Seni birisi mi görevlendirdi?''

'' Bu kadar yeter. Hadi seni evine bırakayım.''

'' Bu bir cevap değil Nick. Bilmem gereken bir şeyler olduğunu farkındayım.'' Sanki beni hiç duymamış gibi sakin bir şekilde barmenden hesabı istedi ve parayı çıkartıp uzattı. Bardağının dibinde azıcık kalan kahveyi de kafasına dikerek yavaşça ayağa kalktı.Gerçekten bu durum kafamı allak bullak etmişti. Kim neden beni korusun ki. Daha fazla bir şey söylemeden yerimden kalkıp Nick'in arkasından dışarıya çıktım. Bana kaskı uzattı. Kendisininkini de takarak motora bindi. Bende arkasına aynı şekilde yerleştim. Motoru çalıştırdı. Eve kadar ikimiz de konuşmadık. Vardığımız da inerken kuru bir şekilde '' Bu gece için teşekkürler. Yarın okulda görüşürüz.'' dedim. Kaskı uzattım. Ve bir şey demesini beklemeden hızlı adımlarla içeriye girdim. Direk odama çıktım. Herkes uyumuştu. Üstümdekileri çıkartıp bir kenara attım ve yatağın içine girdim. Pijamalarımı giymeye üşenmiştim. O kadar yorgundum ki kafamı yastığa koyduğum an uykuya dalacağımı biliyordum.

18' imden Sonra BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin