18.bölüm

236 58 118
                                    

Yeni bölüm geldiiii...
Biliyorum geç geldi affedin.Geçmiş kurban bayramınız mübarek olsun bu arada.
Keyifli okumalar...

Bölüm şarkısı
Toygar Işıklı-Bırak sende kaybolayım

"Bu masalda mutluluk var
Inanırsan var olurlar
Tutun bana nolur korkma

Bu masalda mutlu son var
Sende benim yarınım var
Inan bana nolur korkma"


Üzerimdeki şaşkınlığı poyraz'ın sinirli bir şekilde üzerime gelip bileğimden tutmasıyla bi kenara attım.
-"Bıraksana kolumu."diyip sinirle çemkirdim.Dediğimle sanki mümkünmüş gibi daha çok sıkmaya başladı tabi peşinde sürüklemeside vardı.Hızla siyah arabasının kapısını açıp beni içeriye 'fırlattı' evet bildiğiniz fırlattı.Kendiside sürücü koltuğuna geçip arabayı tam gaz çalıştırdı.
-"Beni nereye götürüyorsun?"Koyu kahve gözleri bir anlığına bana döndü.Bu bakışı biliyordum 'kapa çeneni' demek oluyordu.Uzun ince parmakları direksiyonu ustalıkla kavrarken benim yaptığım tek şey sinirden yanaklarımı şişirmek olmuştu.Hiçbir şey söylemiyordu bana her şeyi kendi bildiği gibi yapıyordu benim ne konuşma hakkım vardı ne de bir şey yapmaya.Kukla mıydım ben?Sanırım öyleydim.Kendi hayatımda etkisiz elemandım.Sinir kat sayım tavan yaparken Poyraz'ın sinirden gerilen yüz hatlarını izlemek daha bir sinirimi bozuyordu.Şimdi neye sinirlenmiştiki bu?Poyraz Karadağdan bahsediyorduk sinirli,umursamaz ve ukala.Peki ben bu sinirli,umursamaz ve ukala adamın.neyine vurulmuştum.Inanın bende hiç bilmiyordum.

Aniden gelen korna sesiyle kendime gelebilmiştim.Arkadaki arabalar geçmemiz için kornaya basıyorlardı.Bakışlarımı yanımdaki buzdan adama çevirdiğimde tabiki onunda bana bakıyor olmasını beklemiyordum.Bakışlarımız birbirini bulduğunda yutkunma ihtiyacı hissettim kendimde.Bu kadar derin bakmak zorunda mıydı?Gelen bilmem kaçıncı korna sesiyle ben dışarıya poyrazsa yola odaklanmıştı.

Kısa bir yolculuğun ardından bilmediğim bir yere gelmiştik.Fazla ıssız olan bu yer ürkmeme neden olmuştu.Şimdiden aklımdan türlü türlü senaryolar geçmeye başlamıştı.Poyraz arabadan inince bende peşinden indim.Gözlerim etrafta gezinirken buranın bir uçurum olduğunu anlamam uzun sürmemişti.Poyraz serinkanlılıkla uçurumun dibine giderken bende peşinden ilerledim.Uçurumun sonuna az bi mesafe kala durdu.Bense az ilerisinde durmuştum.
-"Arabada yanağından öptüğün kişi kimdi?"tıslar gibi söylediği sözler yüzümde salak bi sırıtışa neden olmuştu.Bunun için miydi yani?
-"Abimdi.Okula bugün beni o bıraktı."Bakışlarını hızla bana çevirdiğinde içimde tarifi olmayan bir mutluluk oluşmuştu.Beni mi kıskanmıştı şimdi.Gergin yüz hatları normale dönerken tekrardan bakışlarını derin uçuruma çevirdi.
-"Bu uçurum kadar boşluktayım.Her geçen gün biraz daha kayboluyorum.Ya bu boşlukta kaybolup gidicem ya da ..."diyip sustu.Içim huzursuz olurken yanına doğru adımladım.Yanında durup bakışlarımı ona çevirdim.Onun da bakışları bana dönerken kalbimin titrediğini hissettim.
-"Ya bu boşlukta kaybolup gideceğim ya da bu boşluktan beni sen kurtaracaksın.Kaybolmama izin verme.Bırak sende kaybolayım."
Şu an hissettiğim tek şey şaşkınlıktı.Şaşkınlıkla elimi ağzıma götürdüm.Mutluluk dört bir yanımı kaplamıştı sanki.Kalbim sanki bunu bekliyormuş gibi gümbür gümbür atmaya başlamıştı bile.Yüzünü bana döndüğünde hiç düşünmeden kollarımı beline doladım.Biraz duraklasada o da kollarını bana sarmıştı.Yüzümü göğsüne yaslarken hissettiğim huzurun tarifi imkansızdı.
-"Teşekkür ederim."Içimdeki mutluluk sesime yansımıştı sanki.Yüzümü göğsünden kaldırıp yüzüne baktım.Kaşlarını kaldırıp yüzüme baktı.
-"Ne için?"Genişçe gülümseyip cevap verdim.
-"Beni sevdiğin için."Utançla yüzümü tekrar göğsüne gömerken gülümsediğini anlayabiliyordum.Saçlarıma küçük bir öpücük bıraktığında gözlerim istemsizce kapanmıştı.Burası sıcak mı olmuştu ne?
-"Bu evet mi demek oluyor?"Sorusuyla başımı hızla aşağı yukarı salladım.

Bir Aşk Vakası (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin