Sabah saat 09:00 gibi Lucky'nin yatağıma gelip oynamak için havlamasıyla uyandım. Lucky ile biraz oynadıktan sonra aşağıdan gelen sesler ve güzel kokuları takip ettim. Ben "Anlaşılan Meryem yine benden önce kalkmış ve kahvaltı hazırlıyor." diye düşünerek aşağı indim. Lucky oynamak için salona girdi ben de Meryem'e yardım etmek için mutfağa gittim. Ama mutfağa "Günaydın canım." diyerek girdiğimde karşımda Meryem'in yerine Jae Bum'u görünce hem çok şaşırdım hem de çok mutlu oldum. Anlaşılan Meryem ve Jae Bum yine iş birliği yapmışlardı. Ben de durumu bozuntuya vermeyip kahvaltı hazırlayan Jae Bum'a doğru yaklaştım ve tekrar "Günaydın." dedim o da "Günaydın prenses." diye cevap verdikten sonra uzun zamandır görüşemediğimiz için bir müddet sarıldık. Sarılırken ben pijamalarımla ve dağınık saçlarımla olduğumu fark edip hemen ayrıldım. O da "Ne oldu, neden böyle yaptın?" dedi ben de "Offf! Bakma bana beni böyle görmeni istemiyorum." dedim. Jae Bum da gülerek "Neden, ne varmış ki halinde?" diye sordu. Ben de yüzüm kızarmış bir halde konuşmaya başladım :
Dilek : Yaaa, ne demek ne varmış, şu halime bak sevdiğim adamın karşısına pijamalarımla çıkıyorum. Off! Çok utanç verici.
Jae Bum tekrar güldü, beni kendine çekerek tekrar sarıldı ve konuşmaya başladı :
JB : Olsun prenses, sen her halinle güzelsin, ben seni her halinle çok seviyorum.
Jae Bum'dan bu sözleri duymak bana o kadar iyi geldi ve beni o kadar mutlu etti ki anlatamam. Bu sözleri duymanın verdiği o muhteşem duyguyu kelimelerle anlatmak mümkün değil. Ben bu sözleri duyduktan sonra Jae Bum'a sıkı sıkı sarıldım ve "Seni çok seviyorum." dedim. Sonra ocaktan gelen kokularla ayrıldık. Jae Bum ocağa koştu ve bana "Hadi canım, sen hazırlan ben de sofrayı hazırlayayım." dedi ben de Jae Bum'u mutfakta bıraktıktan sonra giyinmek için odama çıktım.
Odama çıktığımda dolabımı açtıp yaklaşık yarım saat "Ne giysem?" diye düşünmeye başladım. Sonra dolapta asılı duran Hong Kong'dan aldığım çift t-shirtlerini gördüm ve giymek için hemen o t-shirtleri aldım. Kot pantolonumun üstüne çift t-shirtümü giydikten sonra beyaz spor ayakkabılarımı giydim ve saçımı açıp hafif bir makyaj yaptıktan sonra kahvaltı için bekleyen Jae Bum'un yanına indim. Aşağı indiğimde Jae Bum kahvaltıyı hazırlamış beni bekliyordu. Beraber kahvaltımızı yaptık ve biraz sohbet edip etrafı toparladık. Etrafı toparladıktan sonra JB ona evi gezdirmemi istedi. Ben de salondan başlayıp evi gezdirmeye başladım.
Meryem'in odası hariç tüm odaları gezdikten sonra benim odamı da gezmek için yukarı çıktık. Odanın kapısına geldiğimizde ben dağınık olup olmadığını kontrol etmek için JB'ye "Sen burada bekle önce ben gireceğim." dedikten sonra içeri girdim. İçeri girdiğimde oda düzenli olduğu için çok geçmeden JB'ye içeri girebileceğini söyledim ve o da içeri girdi. Odama girdiğinde "Odan çok düzenliymiş." dedi ben de gülerek "Tabikide düzenli olacak çünkü benim odam." dedim o da gülerek karşılık verdikten sonra odamdamdaki tekli koltuğa oturdu ben de yatağın üstüne oturdum ve konuşmaya başladık. Bir süre sonra ben ona aldığım çift t-shirtünün eşini verdim. Jae Bum çok mutlu olduğunu ve teşekkür ettiğini söyledi. Ben de beğenmesine sevindiğimi söyledim. Sonra Jae Bum t-shirtünü çıkardı ve benim aldığım t-shirtü giydi, kendi t- shirtünü de onu unutmamam için bana hediye etti.
Çift t-shirtlerimizi giydikten sonra beraber fotoğraf çektirdik ve konuşmaya başladık :
Dilek : Bugün biraz daha vaktin varsa beraber dizi izleyelim...
Ben bunu söyledikten sonra Jae Bum üzgün bir yüz ifadesiyle konuşmaya başladı :
JB : Maalesef canım... Bugün, tüm gün yanındayım...
