Gecenin bir yarısı duyduğum zil sesiyle birlikte yatağımdan kalkıp kapıya doğru ilerledim.
Kalbim hızlanmıştı çünkü onu orada görmeyi beklemiyordum.
Bedenini evimin içine atarken gecenin sessizliğine "Merhaba." diye bir fısıltı bırakıyor.
Sonrasında geçecek dakikalar daha çok yakıyor aslında kalbimi.
Çünkü biliyorum, o üzgünse hep sevdiği kadını anlatır. Ben dinler, ağlarım.
Dakikalarca koltukta yan yana oturup hissiz bir şekilde bekledik onunla.
Önce sustu, acısını parçaladı içinde. Çünkü biraz sonra o parçalar beni bulacaktı.
"Eskiden onun bir şekilde beni seveceğine inanırdım." Göz yaşları yanakları süslediğinde sessizce aldığım soluklarla kalbimi susturmaya çalışıyordum.
"Ama şimdi eminim." dedi acıyla. "O asla benim olmayacak."
Kafası yavaş bir biçimde omzuma düştü. "Artık parmağında o adamın yüzüğünü taşıyor."
İkimizde göz yaşlarımız içinde güldük.
Bencilliği bir kenara atıp onun acısı için hüzünleneli çok olmuştu.
"Canım çok yanıyor Lauren."
Ruhumu alevler arasında buluyordum onun her sözünde. Yanımda onun ruhuyla birlikte yanmaya başlıyorken göz yaşlarım bulanık bir görünüme sebep oluyordu aslında.
Gülüşlerimin arasında "Merhaba." diye mırıldanıyorum ona.
Çünkü o, sevdiği kadını kaybettikten sonra ilk kez görüyor beni. Gerçekten görüyor.
"Lauren." Acı dolu fısıltısı kulaklarıma dolduğunda elimi saçları arasında gezdiriyordum.
İlk defa ona dokunmama izin verdiği için bu saniyeleri kendi lehime kullandığımı o da biliyor.
Tıpkı onun gibi "Zayn." dedim hissiz bir şekilde.
Göz yaşları, bu gece bizim tek dostumuz.
"Özür dilerim." dediğini duyduğumda daha çok acı hissediyor kalbim. Tam da o kadın gittiğinde bana dönüyor.
"Hep seni es geçerek ona doğru adımladım değil mi? Onun benim olmayacağını anlamadım hiç. Onu öyle sevdim ki ben, sadece onu gördüm. Elini tuttuğu o adamı da seni de asla görmedi gözlerim. Ve şimdi yanıyorum, onların aşkının ateşinde tek başıma yanıyorum."
"Tek başına değil, benimle."
Sözlerimi duyunca ufak bir kahkaha attı karanlık odanın içinde.
Biz birlikte yanıyorken gülüyorduk.
"Neden hâlâ beni seviyorsun?"
"Çünkü çok fazla seviyorum. Yok edilemeyecek kadar."
"Sana acı veriyorum."
"Sadece o kadına bakarken bana acı veriyorsun. Çünkü ben sadece o zaman senin onun sevdiğinden emin oluyorum."
Derin bir nefes aldığını duydum. "Ölmek istiyorum." dedi basit bir şekilde. Bir anda endişelenirken "Beni de öldürmek istiyorsun." dedim. "Çünkü sen öldüğünde bende öleceğim."
Elini elimin üstünde hissettim o saniyelerde. "Bensiz daha mutlu olursun."
"Sensiz yaşıyor olmam."
Göz yaşlarım hiç durmadan akıp giderken dizime yattığını hissediyorum.
Ve ben bu gecede tıpkı onun bana dediği gibi gurursuz bir kadın olup, bana ettiği bütün hakaretlere rağmen ona teselli oluyorum.
**
Bir sonra ki bölüm bunun devamı olacak. Yorumlarınızı bekliyorum.♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damn You :: Malik
FanfictionHer gününü benden nefret ederek geçiren bir adamı sevdim. Ve her gece benim yerimde başka bir kadını hayal eden o adam için ağladım. Kaybedeceğim tek şeyin göz yaşlarım olduğunu bile bile.