Damn You | Episode 23

1.1K 95 9
                                    

Üstüme yıkılan o koca duvarın altında can çekişmiştim.

Aylarca, orada tek başıma kendi kendimi  kurtarmak için çabalamıştım  ama boştu.

Yanıyordum, ama aynı zamanda da yanmak  istiyordum.

Onu hep sevmek istiyordum.

Kalbimde onun izini taşıyacaktım, yıllar sonra bile.

Acı çekiyordum, kalbim sanki yerinden sökülmek  istermiş gibi kanıyordu.

Ruhum çaresiz, onunla ilgili sayfalar dolusu şiirler karalıyordu.

Ve  artık, göz yaşlarımın sonuna geldiğimi  düşünüp o yıkıntının  altında ölmeyi beklerken bir anda o ortaya çıkıyor, üstüme düşüp beni hapseden  taşları birer birer o kaldırıyordu.

Tekrar üstüme  atmasından, beni daha çok yaralamak  istemesinden  korktum. Hatta öyle çok korktum ki, o benden daha fazla nefret etmesin diye kendi kendimi ölüme terk edebilirdim. 

Ama o, ilk defa benden yana oldu. Benim yanımda durdu.

Ela gözleri ilk defa güzel baktı bana ve bu ruhumun  çiçekler açmasına sebepti.

Bir duvarın köşesine sinmiş, yerde öylece oturuyorduk. Başımı onun omzuna yaslamıştım. O ise elimi tutuyordu, bırakmasından, gitmesinden korkuyor düşüncelerimi bununla boğuyordum.

Ama hâlâ, bugünü güzelleştirecek  nedenlerim  vardı.

Dudaklarımda  hala onun dudaklarının tadı yaşıyordu.

Bedenlerimiz  yan yana temas halinde barınıyor  ve bu dünyayı terk etmemek için birbirlerine daha sıkı sarılıyorlardı.

"Geçecek değil mi?" diye sorduğunu  duydum. "Tüm bunlar geçecek, bende mutlu olacağım."

Ellerim gece karası saçları arasında gezinirken  inandığım gerçeği fısıldadım. "Geçecek. Her şey öyle güzel olacak ki."

"Yanımda sen mi olacaksın?"

"Eğer  sen olmamı istersen, evet." Gülümsemeye  çalıştım. Bu halsiz, hüzünlü ruh hali sesine yansıyordu ama ben yinede o, benim yanımda diyerek gülümsedim.

"İstiyorum." dediğindeyse kalbim tekledi. "Yanımda sen ol." dedi. "Artık ağlamayalım, üzülmeyelim." Bunu söylerken bile ağlıyor oluşu canımı içten içe acıtıyordu.

O kadın için ağlıyor düşüncesi içimi kemirmeye  başlamıştı.

"Bir daha kendine zarar verme." dedi. Beni düşünüyor diye umut etsem de aslında benim yerimde bir başkasını hayal ettiğini çok iyi biliyordum. Bu yüzümde ki gülümsemeyi  öldürüp, gözlerime yaş akıtmaları  için baskı yapan bir eylemdi.

Ama her şeye rağmen, yaşadığım umuda tutunup  "Sende bir daha gitme." dedim ona. "Beni bırakma." Onu seviyor olsan bile,

beni sensiz, nefessiz bırakma.

"Bırakmayacağım." diye mırıldandı. "Kalbim buna izin verdiği sürece bırakmayacağım."

Ben onun elini tutuyorum, ona bu kadar yakın oluyorum diye kendimi avutmaya  çalışırken o aslında benim kendi evimde, kendi odamın içinde bana boşa hayal kurduğumu  bilmeyerek  fısıldıyordu.

Onun bedeni burdaydı. Ruhu kim bilir nerde gezip kendini saklamaya çalışıyordu.

Ama kalbi?

İşte onun kalbi, o benim göz yaşlarımı silerken bile yerinde yoktu.

O kalpsiz  adamın  tekiydi,

çünkü kalbini gerçekten sevdiği ve yanında olmak istediği kadına uzun zaman önce armağan etmişti.

**

Bu ne biçim bölüm demeyin benim istediğim bu değildi.

Neyse şimdi biraz Lauren mutlu olsun istiyorum ama içimden  bir seste Zayn'e  yakışan şerefsizlikler  söylüyor kimi dinleyeceğim  bilmiyorum.

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen, bir de rica ediyorum Till  The  End okuyun texting zaten her gün bölüm geliyor ona.❤

Damn You :: Malik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin