-normal-

4 5 0
                                    

Uyandığımda başımda Luci vardı. Alnımda soğuk bir bez, elimde eli vardı. Yorganı yataktan almış, üzerimdeki ince gömleği de çıkartmıştı. Yine de soğuk soğuk terlerin ensemden aşağıya, sırtıma doğru aktığını hissedebiliyordum. Gözümü açar gibi olduğumda benimle hemen konuşmaya başladı.
"Eddie? Beni duyuyor musun? İyi misin? Bugün okula gelmeyince endişelendim. Ben de bir gün kırdım ve buradayım. Maxie işi gitmişti ben de fırsat bildim. İyi misin? Hala çok hızlı nefes alıyorsun. Doktora gitmek ister misin? Jossephe'in babası seninle ilgilenebilir. Gitmek ister misin? Dün gece üşüttün galiba?"
Bir anda beynimi delmek için tirilyonlarca soruyu ardarda sormuştu ve ben hangisini cevaplamam gerektiğini bilmiyordum. Ben de cevap vermemiştim ve gözlerimi yeniden kapatmıştım. Elimi daha sıkı tutmaya başlamıştı.
On, on beş dakika sessizlik boyunca gözlerimi açmamıştım. Uyuduğumu zannedip konuşmaya başlamıştı.
"İşlerin bu kadar ileriye gideceğini düşünmemiştim. Acaba sana bunları söylememeli miydim? Senden hoşlanıyorum fakat sana yalan söylemek zorunda kalıyorum. Seni üzmek istemiyorum. Sana zarar gelsin istemiyorum. Beni sevmeni, bundan hiç vaz geçmemeni istiyorum."
Arada o cümleyi yanlış duymadığıma emindim. '...sana yalan söylemek zorunda kalıyorum.' Bunu kendi içimde tekrar tekrar geçiriyordum. Bana yalan söylemek zorunda mı kalıyordu? Beni ne tür bir tehlikeden korumaya çalışıyordu? Hayat zaten başlı başına bir tehlikeydi. Onun neyden bahsettiğini öğrenmem gerekiyordu fakat nasıl? Biraz daha konuşmasını istiyordum bu yüzden uyuyor numarası yapmaya devam etmiştim. Ama o sessiz kalmaya başlamıştı. Acaba Erza haklı mıydı? O bana yalan söylerek mi zarar veriyordu? Onu seviyordum bu yüzden güvenmek de zorundaydım. Peki ya gece gördüğüm o kâbus? Bu sorularımın cevabını yakında öğreneceğime dair içimde bir his vardı... Sessizlikten sonra alnımdaki bezi yeniden ıslatmak için alıp odadan çıkmıştı. Bunu fırsat bilip doğruldum ve o yokken uyandığımı düşünmesi için hazırlık yaptım. Odaya girdiğinde gözlerimi elimle ovuşturuyordum. Bir iki kere de esner gibi yapmıştım. İnanmıştı. Pek fazla konuşmak ister bir hâli yoktu. Konuşsa da tek yaptığı dün gece Erza'yla aramızda geçenleri bilmek için soru sormasıydı. Ben de ona yalan söylemiştim çünkü Erza'nın bana anlattıklarını düpe düz söyleyemezdim. Eğer söyleseydim ona güvenmediğimi düşünürdü. Belki de güvenmiyorumdur?
"Bana öngörü yeteneğinden bahsetti fakat ne gördüğünden bahsetmedi."
Kuşkulu bir ses tonuyla; "Emin misin?"
"Eminim."
O gün düne göre sıradan bir gündü çünkü hasta olduğum için okula gitmemiştim ve Lucilda beni kafamı dinlemem için yalnız bırakmayı akıl etmişti. Bütün gün uyudum ve yemek yiyerek televizyon izledim. Normal ve güzel bir gündü.

DışlanmışlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin