-Sır perdesi-

11 5 0
                                    

Gözlerimi kocaman açmış dikkatle Lucilda'nın diyeceklerini dinliyordum.
"Ben tanıdığın Lucilda değilim. Eğer bunları öğrendikten sonra benden korkarsan anlarım. Bir daha benimle konuşmak istemeyecek, belki de kasabadakilere söyleyip beni kovdurtmaya çalışacaksın bilmiyorum ama sana güveniyorum. Sen hiç bilinmezliğe güvendin mi?"
Sesinde ağlamaklı bir ton vardı. Geldiği günden beri bu kadar kederli ve kötümser görmemiştim. Gözlerinin içinde çığlık atma isteği var gibi bakıyordu. Onun gözlerindeki yansımam bile ağlıyordu sanki. Cevap vermedim ve nefes alıp verişini toparlamasını bekledim.
"Gözlerim neden yeşil biliyor musun? Aslında bu bedenin sahibi değilim. Biliyorum şu an söylediklerim çok anlamsız ve dengesiz cümleler. Belki de kafayı yediğimi düşünebilirsin ama bu benim bedenim değil... Ben Lucilda değilim. Bunu şöyle düşünebilirsin. Ben su şişesine koyulan bir sütüm. Bu benim yerim değil. Ama hâlâ su yanımda. Ama ben sudan daha çoğum. Onu bastırabiliyorum. Bu da saçma bir benzetme ama anlayacağına inanıyorum."
Yanağından bir kaç damla düştü yüzünü kapatmaya çalıştığı ellerini ıslattı.
Anlarmışçasına kafa salladım.
"Sana inanıyorum. Peki ya bunun Erza'yla ne ilgisi var?"
"Sana her şeyi sırasıyla anlatacağım"dedi.
"Ben bir bedenden başka bir bedene geçebilen bir ruhum. Bu iş insanlarda daha zor ama. Çünkü insanlar iradeli varlıklardır. Bu yüzden asıl Lucilda kaza yapıp bilinci kapanınca onun bedenine geçtim. Onca zaman bir kedinin bedenindeydim. Ben bedensiz bir avuç toprak ve iki damla sudan oluşmuş Dünya'da kayıp bir ruhum. Öyle doğmuşum. Yani ölü. Bunları hatırlıyorum çünkü kendi doğumuma şahit oldum. Çok garip bir histi annem beni kucağına ölü bir şekilde alırken benim buna şahit olmam. Kendime acımıştım...
Daha sonra benim gibi olup olmayan insanlar -ruhlar- olup olmadığını öğrenmek istedim. Sürekli bir kedi bedeninde -bazen köpek- gezdim. İnsanlar tarafından beslendim. Fakat yemek yemek benim bir ihtiyacım değil. Ben acıkmam beden acıkır. Ve ben ağlamam bedenin gerçek ruhu ağlar. Bunlar hâlâ sana çok saçma geliyor anlıyorum ve belki de ben çok saçma kelimelerle anlatıyorum. Ama bana inanmalısın. Gerçek Lucilda burada. O da yanımda ama benzetmeyle anlattığım gibi iradesi güçsüz. Kendinde değil ve ben ondan daha güçlüyüm." Onu bir insan bedenini ele geçiren canavar olarak düşünmeliyimdir belki de ama ben böyle düşünmüyor aksine ona acıyordum. Kimse böyle bir gezgin olarak yaşamak -tabii buna yaşamak denir mi bilmiyorum- istemezdi.
"Ölü olarak doğduğunda doğumunu izlediğini söylemiştin? Ruhun bir bebek miydi? Yoksa şu anki gibi 17 yaşında mı?"
Cevap vermeden önce nefesini kontrol etmeye başladı ama ciğerleri ondan habersiz nefes alıp veriyorlardı.
"On yedi yaşımdaydım. Ben büyüyemeyecek ve yaşlanamayacaktım."
"Senin gibi başkaları var mıymış?"bunu duyunca ağlaması hıçkırıklı bir ağlamaya dönüştü gözünden yaşlar akmıyor fırlıyordu, yanaklarından çenesine doğru çok hızlı bir şekilde düşüyorlardı. Daha sonra bana doğru atıldı ve ellerini boynuma doladı. Önemli bir tepki vermek yerine tek elimi omzuna attım. Ona Lucilada'nın bedenini çaldığı için kızmıyordum. Aksine bence Lucilda'yı kurtarmıştı. Belki artık Lucilda gerçek Lucilda olmasa da hayattaydı ve hâlâ oradaydı.
"Onu duyuyor musun" diye sordum.
"Evet. Onun duygularını hissedebiliyor ve duyabiliyorum. Bana kızgındı fakat seninle tanıştığımdan beri daha da kızgın. Sana sarılan ve ağlayan şu an o olmadığı için daha da kızgın. Beni dışarı atmak istiyor. Benden nefret ediyor!"
Komaya girmiş gibi ellerini başının üzerinde birleştirdi ve bir anda yere oturup kafasını dizlerinin arasına sıkıltırdı. Psikolojisi iyice bozulmuştu. Gerçek Lucilda'nın benden hoşlandığını bilmem garipti. Bende hoşlanıyordum ama Lucilda'dan değil. Ama... Ben kimden hoşlanıyordum? Burada ne oluyordu! Erza orada hâlâ ağlıyor muydu? Onu yerden kaldırdım ve banka oturtturdum. Yanına geçtim ve nefesini düzenlemesini söyledim. Onunla ilgilendiğim için gerçek Lucilda ağlamayı bırakmıştı. Ama ben nefes alıp vermesini diğer Lucilda'nın istemiştim. Kafam karışıyordu. Ben de bir karar verdim. Bedenin gerçek sahibi Lucilda, misafiri ise Luci olacaktı. Bunu ona da söyledim ve Luci, Lucilda'nın onayladığını söyledi.
"Peki Erza'nın bu konu ile ilgisi ne?" Diye sordum ama kelimelerimi yine ağlamaya başlamamaları için özenle seçiyordum çünkü Lucilda yüzünden Luci ağladıkça içim gidiyordu. Evet... Evet ben Luci'yi seviyordum. Gerçekten seviyordum! Soruma bir kaç dakika kendini toparladıktan sonra cevap verdi.
"Evet." Evet kelimesini ikilemişti çünkü devamında ne diyeceğini, nasıl devam ettireceğini bilemiyordu.
"Benden başkaları. Hatta bizden başkaları da var." Buna şaşırmıştım çünkü az önce hayaletlerin var olduğuna şahitlik etmiştim sanırım. Daha neler görecektim?

DışlanmışlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin