-Hastane-

7 5 0
                                    

Bugün erkenden uyanmış ve ormana gitmiştim. Etrafta sahipsizce dolanıyor, hayatımdan tam anlamıyla kaybolan kişiyi arıyordum.
Mia da hâlâ evde uyuyordu büyük bir ihtimal. Abim Maxie'yle de iyi anlaşmışlardı.
Ormandan sıkılmış ve  ara sokaklarda dolanıyordum.
Bugün salı olduğu halde okula gitmemiştim.
Her şey anlamsızdı. Sıkıcı, gereksiz, yalnız...
Eve dönerken Lucilda'nın evlerinin önünde arabalarını görememiştim. Fazla merak etmemiş, umursamamıştım.
Akşam olmuştu. Evde Mia'yla koltukta televizyon izliyorduk. Omzuma çıkmış uyuyordu.
Bir anda kapı çaldı ve açmak için kalktığımda oda uyanmıştı.
Kapıyı açtığımda karşımda Jou, Josseph ve Erza korkunç gözlerle bana bakıyorlardı.
"Gelebilir miyiz?"
Onları içeri almıştım. Bir şey ile ilgili konuşmak istedikleri çok netti.
"Önemli bir şey mi oldu?"
Hepsinin aklında bana demek istedikleri şey dönüp duruyordu fakat hiç biri cevap vermiyordu.
Bir kaç dakika sustular. Yaptıkları tek şey solgun solgun birbirlerine bakmaktı. Ben yine sessizliği bozdum.
"Hey! Size diyorum... Bir şey mi oldu?"
"Lucilda..."
Bu cümle güzel başlamamıştı bile.
"Lucilda hastanede. Yine bir kaza yapmış. O hiç iyi değ..."
Cümlesini tamamlayıp tamamlamamaları umrumda değildi. Hemen kapıdan fırlamıştım ve hastaneye doğru koşmaya başlamıştım.
Herkes, her şey bir anda durmuştu ve ben kendimde miydim, farkında bile değildim. Gözüm hiç bir şey görmez olmuştu. Hastaneye doğru sanki uçuyordum.
Vardığımda beni odaya hemen almadılar. Kapıda Dayl ben odaya girmeden önce konuşmak istiyordu.
"Benimle gelir misin?"
Gitmek zorundaydım çünkü başka türlü beni odaya sokacağını zannetmiyordum.
"Neyi var?"
"Kaza yapmış. Bunu zaten Josseph sana söyleyecekti, haberin olmuştur."
"Haberim olmadan buraya gelemezdim! Kısa kesip bana bilmediğim olan biteni açıklar mısın?"
"Beyin ölümü gerçekleşti."
Bu da çok fazla kısa olmuştu! Bu da ne demek oluyordu? Önce Luci gitmişti ve geri döneceğini umarak beklediğim beden de... Ne olduğu belli!
İçimde çok büyük bir hüzün ve hüznü kaplayan kendime ve Lucilda'ya karşı bir öfke vardı. Neden kaza yapmıştı? Ben mi sebep olmuştum? Bu bir kaza değil intahar mıydı? Benim yüzümden?
"Odaya girebilir miyim?"
Eliyle kapıyı göstermişti. Ben de sakin ama dengesiz adımlarla odaya doğru ilerliyordum.
Kapıyı açmıştım ve karşıma çıkan Lucilda'dan arta kalanlardı. Boynunda bir boyunluk, bacağı sargıda, parmaklarında morluklar, kafasında kesikler, karnında bir yarık...
Yanına gittim. Siyah kısa saçlarını okşadım, kokladım. Onu o halde görmek üzücüydü. Lucilda'ya gerçekten üzülsem de asıl beni öldüren acının sebebi, Luci'nin geri dönmesine duyduğum umudun da ölümüydü.
Özlemiştim...
Gözümden akan yaş, onun uzun, siyah, kusursuz kirpiklerinin üzerine düşmüştü.
"Hey!..."
Az önce bana mı seslenmişti? Yada daha tam olarak ölmeden delirmiştim.
"Hey... Yüzümü ıslatma hakkını sana kim veriyor?" Gözleri kapalıydı ama konuşuyordu.
Olamaz! Hani...? Hani onun beyin ölümü gerçekleşmişti? Ben mi yanlış duymuştum? İnanamıyorum!
"Sen... Sen..."
"Saçmalama. Buradayım. Ve sen o tuzlu göz yaşlarını yüzüme damlatıyorsun."
Yüzünde bunları söylerken harika bir gülümseme vardı. Gözleri kapalı olsa da onların da güldüğünü anlayabiliyordum.
"Lucilda... Bu gerçekten bir kaza mıydı?"
"Hayır. Beni istemiyordun, ben de gidiyordum."
Her şeyi anormal bir şekilde açık açık, altında bir duygu yatmadan söylüyordu.
"Kendimi suçlu hissediyorum."
"Uzatma lütfen."
Bir kaç dakika sessizlik yaşanmıştı. Bu aralar günlerim yaşanması için çok sıkıcı ve stres dolu günlerdi.
Sessizliği bozdu.
"Luci'yi özlüyor musun?"
Açıkçası bunu sorma sebebini bilmiyordum. Ama cevabımı kuşku duymadan söyleyebilirdim.
"Anlatılamayacak kadar çok..."
"Ben mi o mu?"
"Ben onu seviyorum. Sense bana göre aklımdan çıkmayan, hasretini çektiğim birinin ikizi gibiydin."
Anladığını belirtmek için kafasını salladı.
"Gözlerimi açmamamı ister misin?"
"Eğer görmek istediğin bir şey varsa açabilirsin."
Böyle söylememin sebebi baştan benimle konuşururkem gözlerini açmamasıydo. Sanki beni istemiyordu. Benim yüzümden intahar da etmişti belki de haklıydı.
Gözlerini açtı ve o incecik göz kapaklarının ardından zümrüt yeşili gözleri bana bakıyordu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DışlanmışlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin