10. Bölüm: ''Gitmek''

145 10 7
                                    

10. BÖLÜM: ''GİTMEK''

Bölüm Parçası: Sezen Aksu- Yol Arkadaşım

''Yol arkadaşım, nerdesin?''

Bölüm, e haliyle yol arkadaşımın. Yine, Nurhayat' ın.

Bu bölümden sonra uzun bir süre bölüm gelmeyebilir. Bu sene sınav senem. Ama yine de yazmaya çalışacağım.

İyi okumalar dilerim!

*

Ölüm daha önce binlerce kişinin de söylediği gibi sessizdi.

 Haykırışlarla dolu sessizlikti ölüm.

İçinde birçok duyguyu barındırırdı ölüm. Pişmanlık, acı, kin, nefret, korku, özlem, gurur... Acı başlığı altında, hepsini barındırırdı...

Sevdiğimiz birini kaybetmek bizi hayata karşı daha güçlü biri yapardı belki fakat hayata daha büyük bir nefretle bakmamızı da sağlardı. 

Bazen kendimize olan nefretimizle karıştırırdık hayata olan öfkemizi belki de.

Sevdiğimiz, değer verdiğimiz birini kaybetmek aslında acıların en büyüğüydü. Bir daha geri gelmesi imkansızdı ki. 

Bir daha kokusunu çekemezdiniz içinize onun teninden, ona sarılamazdınız, sesini duyamaz, yüzünü canlı canlı göremezdiniz. Bir daha bir anı biriktiremezdiniz.

Gitmek başlı başına acı verici bir duyguyken, gitmenin en kötüsüydü ölüm. Ve ölümlerin en kötüsüydü intihar.

Ablası intiharı seçmişti. Bunun üzerine cümle söylenemezdi. Tek kelime edilmezdi. Ablası intiharı seçmişti.  

Eflin Karaer, ablasının ölü bedeninin karşısına oturmuş, kafasında çığlığa dönüşmüş düşüncelerini dinlerken ve sanki delirmiş gibi hissederken, Barlas Adal' sa Eflin Karaer' i izliyordu. 

Hayır, yalnız bırakmayacaktı. Hayır, konuşmayacaktı da. Ve evet, Eflin Karaer' in şu an birine ihtiyacı vardı. Herhangi birine değil, Barlas Adal' a.

Dün geceden beri Eflin tek kelime etmiyordu. Sadece ablasının artık işlevini kaybetmiş bedenine bakıyor, tepkisiz bir şekilde izliyordu. Dün gece odaya ilk girdikleri anda sinir kriziyle karışık bir şey yaşamıştı ve çok fazla ağlamıştı ama Barlas Adal onu sakinleştirdikten sonra odanın köşesine oturmuştu ve tek damla göz yaşı dökmemişti. 

Barlas diğer köşedeydi. Saate baktı. 09:15' di. Yaklaşık on saattir bu odadaydılar. Barlas Adal tekrar Eflin' e çevirdi gözlerini. Eflin bu sefer kendisine bakıyordu. Boştu, ruhsuzdu bakışları. Göz altları şişmişti, kemikli olan yüzü çökmüştü. Yüzünde acı kelimesinin sözlük anlamı vardı. 

Eflin Karaer, ablasını çok derinden sevmiş, çok derin bir şekilde kaybetmişti.

İkisi de birbirlerine bakarlarken, Eflin ağzını araladı, kurumuş olan dudakları acıdı.

''Git burdan Barlas,'' dedi kısık sesiyle.

Barlas omuz silkti. Kalktı ve kapıya yöneldi. 

Eflin Karaer normalde olsa kızardı Barlas' a böyle yaptığı için fakat şimdi tepki bile vermedi. Bacaklarını kendisine çekti ve oraya gömdü kafasını.

Sonra birinin omzuna dokunduğunu hissetti. Kafasını kaldırdı. Koca cüsseli, kelimeler gibi kokan adamın kısa ve kalın parmaklarının arasında kendisine uzatılan kahve bardağını gördü.

TEPKİSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin