ÇN: Merhaba arkadaşlar :) Öncelikle 10080 e gösterdiğiniz ilgiden dolayı hepinize çok teşekkür ederim. Çoğu kişi sonunu bir türlü kabullenemedi hepimiz çok ağladık :D Ben de bunca aydan sonra hikayeye alternatif sonunu eklemeye karar verdim. Umarım bu sonu beğenirsiniz.
86400
Gözlerinden düşen yaşlar yağmur damlalarına karışırken Chanyeol koşmaya devam etti. Nereye gittiğini umursamadan, koşabildiği kadar hızlı, gidebildiği kadar uzağa gitti. Parkın ortasında dizlerinin üzerinde düşene kadar. Beakhyun'u kaybettiği gerçeği zihninden hiç ayrılmadı. Kocasına boşanma evraklarını imzalattığı an onu içine hapsetmişti sanki.
Kıpırdayamadı.
Baekhyun için orada olamadığı için her şeyi ondan öncelikli tuttuğun için ve onunla daha fazla vakit geçirememenin pişmanlığı, bir zamanlar olduğu mutlu Chanyeol'u yok ederek, ruhunu mahvetti. Aylar geçti. Chanyeol'un hisleri eskisi kadar güçlüydü. İşe, iş yüzünden başına gelenleri düşünüp kendini cezalandırmadan gitmesi imkansızdı. Bu Kyungsoo'yla ilişkilerinin gergin olmasına sebep oldu. Baekhyun'un acı dolu yüz ifadesini düşünmeden Kyungsoo'ya bakamıyordu. Birkaç dakika sonra Chanyeol ayağa kalkıp etrafını gözden geçirdi. Gördüğü her şey ona Baekhyun'u hatırlattı. Göz yaşlarını bitene dek ağladı ve ağladı. Eve gitmekten başka bir seçeneği yoktu.
Ertesi gün geldi ve Chanyeol geceyi hatıralarının kabus halleriyle geçirmemişti. Gözlerini açtığında, hep yaptığı gibi koltukta yattığını hatırladı. Bir suçluluk dalgası onu yalamadan Kyungsoo'nun yanında yatması imkansızdı. Doğrulup saate baktı ve Kyungsoo'nun işe gitmiş olduğunu fark etti. Yatak odasında, ikiye ayrık yere fırlatılmış Baekhyun'un kitabını gördü. Yanaklarından yaşlar boşalırken onu yerden aldı. Yazarın notu kısmını tekrar okurken, kocasına yıllarca yapmasının saçma olduğunu söylediği şeyi -bir şeyin sonu için ağlayıp değiştirmek istemek- yaptığına güldü. Chanyeol bunun bir film olmadığını anlamıştı. Bu gerçek hayattı ve sonu istediği gibi bitirebilirdi.
Yıkanıp üzerini değişti. Daireden son defa ayrılmadan önce, telefonunu kapattı ve Kyungsoo'ya yazdığı notla nişan yüzüklerini mutfak tezgahına bıraktı. Bütün bunlara neden olan daire son bir kez baktı. Baekhyunla ona ait olan yüzüğü parmağına geçirdi. Başını sallayarak ceketini kavradı. Kapıyı kapattı. Şehri terk etti.
"Kyungsoo, bunu daha fazla yapamam. Bitti. Üzgünüm, hoşçakal."
_________________________________________"Boşanma işlemleri tamamlandı mı?"
"Hayır Mr. Park tamamlanmadı. Kocanız öldüğü için dosyaya devam edilip edilmemesi konusunda tartışma vardı."
"O zaman iptal et. Bu işleri kolaylaştırır değil mi?"
"Evet efendim, ama istediğinizin bu olduğuna emin misiniz?"
"Evet eminim. Ve evin bende kalmasını istiyorum. Tüm faturaları ödeyeceğim."
_______________________________________Chanyeol, eski evlerine öğleden sonra ulaştı. İçeri girmeden kocaman bir nefes aldı. İçerisi son geldiğinden bu yana çok değişmemişti. Ama her yere sessizlik ve kasvetli bir hava hakimdi. Pencerelerden geçip açık pastel duvarlara vuran güneş ışınları bile bu havayı dağıtamıyordu. Birisi Baekhyun'un onuruna oturma odasına bir anıt hazırlamıştı. Chanyeol onun etrafındaki fotoğrafları görür görmez gözleri yaşlarla doldu. Kocasının önünde ağlamamak için mücadele ettiyse de başaramadı. Baekhyunla çekibdiği düğün fotğrafını yerden alırken ağlamaya devam ediyordu. 2 adam da mutlulukla gülümsüyordu. Chanyeol Baekhyun'u kollarıyla sarmıştı. Uyumlu beyaz takım elbiseler içerisinde güzel bir çeşmenin önünde duruyorlardı. Chanyeol Baekhyun'u bıraktığı günden beri hiç adam akıllı gülümseyememişti. Çoğu gülümsemesi sahteydi veya her şey yolundaymış gini yapmaya çalıştığı zamanlarda oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
10080
Hayran KurguChanyeol boşanmak istedi. Baekhyun ise bir hafta daha... 10080 dakika~