"Anne elvinin kul-" dedi başak kaşlarını çatarak. "Bir daha benden izinsin bir yere gitmeyeceksiniz" dedi dişlerinin arasında. Koltuktan kalkıp "ilacımı kullanm-" dedim ama annemin "sus" demesiyle sözüm yarıda kesildi. Kaşlarımı kaldırıp başımı eğdim. "Okula gittiniz mi" dedi annem şüpheli sesle. Dudaklarımı birbirine bastırıp başağa baktım. Oda alt dudağını dişleyip yavaşça bana baktı. Gözlerini kapatım. "Tamam aşkım cezalarını almıştırlar" dedi babam annemi üst kata çıkartarak.
Başak bana bakıp "keşke arabayı alsaydık" dedi derin nefes verip. Umursamaz bir tavırla koltuğa oturdum. "Haklıydık" dedim gözlerimi kapatarak. "Dinlemedi" dedi başak. "Neyse boşver yarın cumartesi" dedi başak. Ona bakıp "yarın tatil günümüz, izin verir mi" dedim dudağımı ısırarak. "Bilmiyorum" dedi koltuğa yaslanarak.
"İyi geceler" dedim koltuktan kalkarak. "İyi geceler" dedi başak tekrar gözlerini kapatıp. Derin nefes alıp verip merdivenlerden çıkmaya başladım. Son basamağıda çıkıp odama doğru gittim. Annemle babamın odasının önünden geçtiğimde durdum. "Ya yapma çocuklar duyucak, ahh, acıdı, yavaş yapsana biraz" dedi annem arada sırada bağırarak arada sırada kahka atarak. Yüzümü buruşturup odama girdim. Kapıyı kapatıp duvara yaslandım. "İğrenç" dedim yüzümü buruşturmaya devam ederek. Bu anı unutmaya çalışarak yatağa uzandım.
-----------------------------------------
"Bugün basketbola mı gitsem futbolama" dedim babam düşünceli bir sesle. "Ya baba yapma bu gün affet dersler var" dedi başak babasına yalvararak baktı. "Tamam o zaman futbola giderim" dedi babam bana dönerek. "Baba" dedim babama bakarak. "Hııı" dedi babam. "Bence dün çok işe yaradı" dedim evden çıkarak. "Ne" dedi başak anlamaz bir sesle. Babama döndüm. Kaşlarımı kaldırmış bana bakıyordu. Zafer gülümsemesi yüzüme koyup arabaya doğru yürüdüm. "İlacını aldın mı" dedi annem kapıdan çıkarak. Başımı evet anlamında salladım. Nedense annem dün dediklerini yapmadı ve bizi serbest bıraktı."Ne oluyor" dedi başak araba binerek. "Boşver " dedim arabayı çalıştırarak. "Nereye gidelim" dedim ara sokaklara girerek. "Bilmem bara" dedi başak. Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Olmaz cafeye gidelim" dedim tekrar yola bakarak. Umursamaz bir tavırla "tamam" dedi.
"Bence bu kafeye girmeyelim" dedi başak eliyle ceviz kafeyi göstererek. Bir sene önce başak bu kafeye girip 'burada ceviz satılıyor mu' diye sormuştu. Adam hayır diyince başakta 'yalancılar niye ceviz ismini verdiniz' demişti. Diyalog daha uzundu ama unutum. "Unutmuşlardır" dedim kafeye girerek. "Emin misin" dedi başak arkamdan gelerek. "Hayır" dedim boş olan bir masaya oturarak. "Off" dedi benim karşımdaki sandalyeye oturarak. "Şey bakar mısınız" dedi başak bir garsona. "Tabiki " dedi garson elinde defterle. "Biz bir limonata birde meyve kokteyi alalım" dedi başak. "Tabi" dedi garson. "Unutmuşlar" dedim elimi yanağıma koyarak. "Evet" dedi kaşlarını kaldırıp indirerek.
"Aradan bir sene geçti" dedim. Gözlerini kısıp "her ihtimale karşı tembih" dedi bilmiş bir edayla. Göz devirip etrafıma baktım. Çok kişi yoktu. "Buyrun" dedi garson limonatayı ve kokteyi masaya koyarak. "Teşekkürler" dedim limonatadan bir yudum alarak. "Elvin" dedi başak arkama bakarak. "Hıııı" dedim limonatadan bir yudum daha alarak. "Neden o masa bize durmadan bakıyor" dedi başak gözleriyle arkayı işaret ederek. Kaşlarımı kaldırıp arkama baktım.
Gördüğüm kişiyle kaşlarım dahada kaldırıp yolun ortasında karşılaştığım çocuğa baktım. Yüzüme ifadesizce bakıyordu yada bir şeyler düşünüyordu ama beli etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Teen FictionBir şeyi ne kadar çok istersen o kadar çok kaybetme ihtimalin yüksektir. Tüm hakları saklıdır.