"Elvin" dedi telaşla başak. Yüzümü ona çevirip "hıı" dedim. "Kulağın kanıyor" dedi tek kaşını kaldırarak. Gözlerimi kocaman açıp "neeee" dedim bağırarak. "Ben sana dedim elinle kullağını bastırma" dedi elini kulağıma götürerek. Elini kulağımdan indirip elini gösterdi. Parmağındaki kanı gördüğümde telaşla sıradan kalktım. Hızlıca çantamdan arabanın anahtarını alıp koşmaya başladım.
Çocukla göz göze geldiğimde bir kaç saniye baktım. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Elvin nereye" dedi başak arkamdan bağırarak. "Hastaneye" dedim sınıftan çıkarak. "Hey bekle beni bende geliyorum" dedi başak.
"Ya yavaş olsana omzum ağrıdı" dedi biri. "Salak mısın neden hızlıca iniyorsun" dedi biri. "Yavaş olsana kızım" dedi biri. Herkese çarparak merdivenlerden indim. Öğle arası olduğu için bütün lise dışardaydı.
"Eellvvvvvvinnnnnnn" dedi başak arkamdan bağırarak. Hemen arabayı çalıştırdım. Başakta arabaya binince hızlıca park yerinden çıkmaya başladım. Okul yolundan gideceğim için biraz zor olucaktı. Hızla okulun çıkış kapısına doğru sürdüm. "Ağrıyor mu" dedi başak bana bakarak. Ona bir kaç saniye bakıp tekrar yola çevirdim. "hayır" dedim.
-------------------------------
".bir şeyin yok sadece ilacı kullanmadığın için kan kullağında birikmiş. Hergün ilaçlarını kullanman gerekiyordu yoksa hastalığın dahada ilerliyecek. Bir kaç aya kadar geçer ama bu bir kaç ayda haftada bir veya iki kez hastaneye kontröle gelmen gerekiyor. Acıması çok normal ama alışıcaksın. Geçmiş olsun" dedi doktor odadan çıkarak. Kaşlarımı kaldırıp başağa baktım. Kapıyı göstererek "ne dedi tam" dedim. Gülüp "ilacını kullan ve haftada bir kez veya iki kez kontröle gel" dedi başak.Hafif gülüp sandalyeden kalktım. "Hadi gidelim" dedim araba anahtarını cebime koyarak. "Çantalar" dedim tekrar başağa bakarak. Umursamaz bir tavırla "şöför alır" dedi. Ona ağır bir şekilde göz devirip odadan çıktım. "Okula gitmeyelim" dedi başak hüzünlü sesle. "Evet gitmeyelim" dedim gözlerimi kısarak. Zafer gülümsemesi bir şekilde yürümeye devam etti. "Sonra annemizden azar işetelim" dedim arkasından yürüyerek. Bana dönüp "kapa çeneni" dedi dişlerinin arasından. Onun bu haline gülüp yürümeye devam ettim. "Ne yapalım" dedim ona uyarak. Umursamaz bir tavırla "Bilmem ııııı avm'ye gidelim gezelim" dedi bana bakarak.
"Arabayla gitmeyelim yürüyerek gidelim" dedi başak. "Neden" dedim tek kaşımı kaldırarak. "Hemen yakında" dedi heyecanlı sesiyle. Göz devirip onun arkasından yürüdüm. "Sence okul güzel mi" dedi bana dönerek. Onala aynı hizaya geldiğimde "belki yani" dedim önüme dönerek. "Birşey mi" oldu dedi gözlerini kısarak. Onun bu haline kahka atıp "sadece hızlı alışıyorum" dedim. "Sen" dedim ona bakarak. "Hayır" dedi direk. Ani çıkışından dolayı kaşlarımı çatıp "neden" dedim. "çok sinir bozucu insanlar var" dedi elerini yumruk yaparak. "Her okulda kusur buluyorsun" dedim kahka atarak. "Off neyse sence sevgilim olmalı mı" dedi düşünceli tavırla. "Bilmem senin kararın" dedim umursamaz tavırla. "Karar veremedim ama gözüme kestirdiğim bir çocuk var" dedi bana bakarak. Ona kısa bir bakış atıp gülmeye başladım. "Gel hadi geldik" dedim kolundan tutarak. "Bugün çok neşelisin" dedi başak arkadan kahka atarak. "Kulağım ağrımıyor" dedim mağazanın içine girerek.
"Burada çok güzel şeyler yok" dedi başak elbiseleri karıştırarak. "Tamam başka mağazaya girelim" dedim mağazadan çıkarak. "Gel bu mağazayada girelim" dedi başak beni çekiştirerek. Gözlerimi kısıp başağa baktım. "Kendim gelebilirim" dedim gömleğimi çekiştiren elini iterek. Oda benim gibi gözlerini kıstı. Bir süre öylece kendimize baktık. "Tamam hadi gel " dedi başak pes ederek. Zafer gülümsemesi yüzüme yerleştirip onun arkasından gittim.
"Bu şort çok güzel hemen deniyorum" dedi başak kabine doğru koşarak. Onun arkası dan göz devirip gömleklere baktım. Genellikle ya şort yada jean pantolon giyerim. Elbise giymeyi tercih etmiyorum. Gömlek veya tişört giyerim. Ama tişörtler baskılı olur.
"Nasıl" dedi başak kabinden çıkarak. "Öbürü daha güzel" dedim ilk giydiği şortu göstererek. "Tamam ikisinide alıyorum" dedi kabinin perdesini çekerek. "Paran var mı" dedim. "Sanırım evet" dedi başak. Duvara yaslanıp etrafa bakmaya başladım. Çoğu aile alışveriş yapıyordu. Kızlar elbise giyip ebeveyinlerine gösteriyorlar. Babaları kabul etmeyince babalarını ikna etmek için konuşmaya başlıyorlar. "Haydi gidelim" dedi. "Ha hadi gidelim" dedim kasaya doğru giderek. "Ne kadar" dedi başak poşeti alarak. "59,99 tl" dedi adam. "Azmış " dedi başak kaşlarını kaldırarak. "Yani 60 tl" dedim. Derin nefes alıp beraber mağazadan çıktık. Telefonum çalınca cebimden telefonu çıkartım.
"Annem arıyor" dedim telefonu başağa göstererek. "Aç aç" dedi telaşla.
"Alo" dedim alt dudağımı dişleyerek. Başağa baktım. Yüzünü buruşturmuş bana bakıyordu.
"Arabanın hastanenin önünde ne işi var" dedi sinirli sesle annem. Gözlerimi kocaman açıp başağa baktım. Yavaşça başını bana döndürüp gözlerini kocaman açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Dla nastolatkówBir şeyi ne kadar çok istersen o kadar çok kaybetme ihtimalin yüksektir. Tüm hakları saklıdır.