"Elvin bu soruyuda sen çöz" dedi hoca kalemi tahtaya vurarak. Dudaklarımı birbirine bastırıp sıradan kalktım. Hocanın elinden tahta kalemini aldım ve soruya baktım. Derin nefes alıp soruyu hangi mantıkla çöze bilirim diye düşünmeye başladım. "Çözemeyeceksen otur" dedi hoca masaya oturarak. Gülümseyip soruyu çözmeye başladım.
Sözel derslerdense sayısal derslerim daha iyi. Sorunun son kez cevabına bakıp tahta kalemini yavaş bir şekilde masaya koydum. Hocaya bakıp sırama doğru gittim. Ağır bir şekilde hocaya göz devirerek sırama oturdum. Hoca ilk başta bana baksada sonra gözlerini sınıfta gezdirdi.
"Bu soruyuda ozan çözsün" dedi bana göz kırpan çocuğa. Yüz ifadesini görmesemde yavaş bir şekilde sıradan kalktığından dolayı soru çözmek istemediğini anladım. Arkasına dönmeden tahtadaki soruyu çözmeye başladı. "Hoca beni kaldırır mı" dedi başak bana yaklaşarak. Ona bakmadan "kaldırsada yetişmez" dedim. Kolundaki saate baktı birde bana baktı.
"Tamam otura bilirsin" dedi hoca ozanın elindeki tahta kalemini alarak. Ozan arkasını dönüp sınıfa bir göz gezdirdi ama sonra bana baktı. Göz kırpıp yerine oturdu. Başak onun bu hareketine duyulmayacak bir şekilde gülmeye başladı. Gözümü kısarak başağa baktım. "Bu çocuk sana abayı yakmış" dedi başak gülmesini durdurmaya çalışarak.
"Evet çocuklar yarına projelerinizi getirmeyi unutmayın iyi çalışmalar" dedi hoca ve zil eşliğinde sınıftan çıktı. Kaşlarımı çatarak "ne projesi" dedim başağa bakarak. Dudağını bilmiyorum anlamında büzdü. Çantamı sıradan alıp sol omzuma taktım. "Şey sen git ben hemen kütüphaneden kitap alıp gelicem" dedi başak yere düşen kağıtları alarak. "Tamam" dedim sıraların arasından geçerek.
"Hey bi bekler misin elvin" dedi biri arkamdan bağırarak. Arkamı dönüp kimin çağırdığına baktım. Ozan. "Evet" dedim yere düşmek üzeri olan çantamı düzelterek. "Merhaba ben ozan" dedi elini uzatarak. Gözlerimi devirip ne diyeceğini beklemeye başladım. "Tamam bir şey konuşa bilir miyiz" dedi elini indirerek. Başımı evet anlamında salladım. Derin nefes alıp "benimle çıkar mısın" dedi. İlk başta kaşlarım çatıldı ama sonra gözlerimi kısarak "hayır" dedim. Cevabını beklemeden arkamı dönüp yürüneye başladım. "Düşünsen biraz" dedi kolumu tutarak. İlk başta koluma sonra ona baktım. "Bırakır mısın" dedim kolumu çekmeye çalışarak.
"Düşünsen bırakırım" dedi gülümseyerek. "Burada düşünemeyeceğime göre bırak " dedim kolumu çekmeye çalışarak. "Bırak kızın kolunu" dedi biri arkamdan. Başımı döndürüp kimin olduğuna baktım. Tanımıyorum. Ellerini cebine koymuş sakin adımlarla yanımıza geliyordu.
Tam benim yanımda durarak ozana baktı. Ozan yavaşça kolumu bıraktığında ozana baktım. Gözlerini kısmış bir bana birde o çocuğa bakıyordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp kolumu ovuşturdum. Sert tutmasada biraz acımıştı.
Bir çocuğa birde ozana bakıp arka arka bir iki adım gerildim. Çocuk ilk başta bana baksada sonra tekrar ozana baktı. Çalan telefonumu elime alarak kimin aradığına baktım. 'Başak'
"Alo" dedim telefonu kullağıma götürerek.
"Seni bekliyorum gelsene" dedi sinirli sesle.
"Tamam geliyorum" dedim bir çocuğa birde ozana bakarak. Telefonu kulağımda çekip . Arkama bir kez bile bakmadan koşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Ficção AdolescenteBir şeyi ne kadar çok istersen o kadar çok kaybetme ihtimalin yüksektir. Tüm hakları saklıdır.