Ozan bir kaç adım daha atığında aceleyle kapıyı tam açtım. Adımları hızlandığında koşarak lavabodan çıktım. Temizlik malzemelerin olduğu, erkek lavabonun olduğu bir koridordu. Arkama bakmadan yemekhanenin içine girdim. Son kez arkama baktım. Ozan gelmemişti peşimden. Derin nefes alıp etrafa baktım. Deniz doruğun oturduğu masada oturmuş kaşlarını kaldırmış bana bakıyor. Hafif zorla gülümseyip yemekhanenin çıkışa doğru gittim.
Yemekhaneden çıkıp okula doğru yürüdüm. Derin nefes verip bir kaç dakika önceleri düşünmeye başladım. Ozan neyden bahsettiğini yarı anladım. Yada yanlış bir görüş. Denizle veya dorukla bir alakası olabilir. Çünkü o gün ozandan kurtulmam deniz sayesindeydi. Onula çıkmayacağımı biliyordu. Son basamağıda çıkıp sınıfa doğru yürüdüm.
Sınıfa girdiğimde bizim sırada oturan başağı gördüğümde yanına gittim. "İyi misin" dedim yanına oturarak. "Biraz daha iyiyim" dedi bana bakarak. Gözlerini kısıp "bir şey mi oldu" dedi. "Ozanı lavaboda gördüm onun şokundayım" dedim elimi yanağıma koyarak. "Kızlar lavabosunda mı" dedi gözlerini kocaman açarak. Başımı evet anlamında saladım. "Vayyyy" dedi cama bakarak. "Dışarıya çıkalım mı" dedi tekrar bana dönerek. "Olur" dedim sıradan kalkarak.
Montumu giyip başağın beşinden sınıftan çıktım. "Elvin annem izin verir mi dışarıya" dedi bana bakarak. "Bilmem" dedim merdivenlerden inerek. "Bazen sinir oluyorum" . "Bende" dedim elimi azlık çokluk gibi sallayarak. "Şşş doruğu tanıyor musun" dedi omzuyla omzuma vurarak. "Evet" dedim tek kaşımı kaldırarak. "O gaymış" dedi. Şokla ona baktım. "Ne" dedim hayretle. "Şaka yapmıştım" dedi yürümeye devam ederek. Gözlerimi kısıp onun peşinden gittim.
"Elvin atıyor" dedi kar topunu alarak. Yüzümü kapatarak " hayır" dedim. Kahka atıp "tamam" dedi. Elerimi yüzümden çekip bende basılmamış yerden kar topu aldım. Top yapıp yemeğe başladım. "Tadı güzel" dedim. Başak ezikleyici bakışlarla "tadı yok" dedi. Dilimi şıklatım. "Tadı var" dedim. "Yok" dedi inada binerek. "Var" dedim. "Yok" dedi."var" dedim. "Yok" dedi. Kar topundan bir ısırık alarak "Var" dedim. "Yok" dedi.
"Susalım" dedim elimi dur anlamında sallayarak. Başak yeni yağmış olan kardan avuç alıp havaya attı. Üzerimize düşen karlarla başakla birbirimize baktım. Kar topunu yere atıp bende elime yeni yağmış olan kardan biraz aldım. "1,2,3." Dedim karları havaya atarak. At kuyruğu yapmış olduğum saçlarımı açıp etrafımda döndüm. Başımdan aşağı dökülen karla dönmeyi bırakıp başağa baktım. Eline kar almış üzerime atıyordu.
Hafif kahka atıp bende başağın üzerine atım. Başakla aynı anda gülmeye başladık. "Katılabilir miyiz" dedi biri. Kahkamı durdurmaya çalışarak etrafa baktım. Biraz önümüzde deniz başta olmak üzeri doruk, baran ve tanımadığım biri vardı. Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. Doruğa baktım. Ellerini cebine koymuş umursamaz bir tavırla ve tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. Hafif gülümseyip başağa döndüm. "Katılabilirsiniz" dedi başak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Novela JuvenilBir şeyi ne kadar çok istersen o kadar çok kaybetme ihtimalin yüksektir. Tüm hakları saklıdır.