Boş, ıssız, sadece alt yedi kambalarla aydınlanan, akşamları gelinmemeli, karanlık bir sokaktayız. Cafede biraz fazla oturduk. Akşamda arabayı nereye park ettiğimizi hatırlamayıp sokaklarda arabayı aramaya başladık. "Keşke okuldan atılmasaydık" dedi başak üzgün sesle. "Neden" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Güzel okuldu. Yani bir sürü erkek vardı. Arkadaşlarım vardı. Müdürle ve hocalarla iyi bir bağlantı kumuşken neden atıldıkki. Ama varya müdürü asla unutmayacam. Her gün gelir bizle sohpet ederdi ama okulda atılacağımız sırada 'bizde onları atmak için bahane arıyorduk' demişti. " dedi başak. Bu dediğine gür bir kahka atıp "kızım okulun en zengin çocuklarıydı tabi öyle der'' dedim. Hüzünlü bir bakış gönderip "bence yanlışlıkla okul penceresini kırdığım için öyle yaptı" dedi başak.
"Bence hayır" dedim. "Satılmak duygusu" dedi başak başını iki yana sallayarak. "Ama bizde zenginiz" dedi başak etrafı izleyerek. "Ama onların şirketi var" dedim ona bakarak. "Ama bizimde şirketimiz var" dedi başak. "Ama onlarınki türkeyece tanılıyor" dedim. Gözlerini kısıp "ama bizimkiside türkiyede tanılıyor hatta farklı ülkelerdede tanılıyor" dedi başak. "Ama onların babaları müdüre para verdi" dedim ona bakarak. "Bizde verseydik" dedi başak. "Ama vermedik" dedim ona bakmaya devam ederek. "Ama verebilirdik" dedi başak. "Ama vermedik" dedim etrafa bakarak. "Ama verebilirdik" dedi. "Ama vermedik" dedim gözlerimi kısarak. "Ama verebilirdik" dedi başak. "Ama vermedik" dedim sabırlı bir sesle. "Ama ve-" dedi ama "sus" dediğim için sözü yarıda kesildi.
"Korkuyorum"dedi başak etrafa bakarak. "Neyden" dedim. Bende korkuyordum ama iki kişiydik. Bir iey olmaz diye tahmin ediyorum. Başak tam ağzını açmış bir şey söyleyecekken birisinin bağırmasıyla yürümeyi bırakıp etrafa baktım. Kimse yoktu. Gözlerimi tedirgince kocaman açıp başağa baktım. Oda bana bakıyordu. "Gidelim" dedim korkuyla endişenin bir arada bulunan kısık sesimle. "T tamam" dedi başak adımlarını hızlandırarak. "Korkum kat ve kaaa-" dedi ama biraz uzakta gördüğü kavgayla sözüne devam etmedi. Benden bir kaç yaş büyük gözüken çocuk yerde kanlar içerisinde yatıyordu. Bakışlarım yavaşça tepesinde dikilen çocuğa kaydı. Gördüğüm kişiyle gözlerim kocaman açıldı. Bu o çocuktu. Yolun ortasında omzuma sertçe vuran kişiydi.
Sertçe yutkunup yerde yatan kanlar içerisindeki çocuğa baktım. "Doruk, lütfen, ahhh, bir daha ona dokunmam abi " dedi çocuk yerde kıvranarak. "Bir daha benim uyarımı dikkate almayıp onun yanına yaklaşırsan kötü olur anladın mı" dedi çocuğun bacağına tekme atarak. "Kaçalım" dedi başak kısık sesle. "Abi" dedi biri. Arkama baktım. Okulda bir kaç kez gördüğüm kişi bizden biraz uzakta durmuş bir bize birde doruğa bakıyordu. Zorla gülümseyip başağa döndüm. Bir kaç adım gerildik. Doruk beye baktım. Bize bakıyordu. "Sağdan kaçıyoruz" dedim.
Bir kaç adım daha atıp sağ tarafa döndüm. Başağa baktım. Gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu. "Ahh yardım edin lütfen" dedi yerde kanlar içinde yatan çocuk. Başağın kolumu çekmesiyle başağa baktım.
Bir kaç adım daha gerilip koşmaya başladık. Karanlıktan dolayı önümüzü göremiyorduk bu yüzden arada bir ayağımızı burkuyorduk. Arkama baktım. Karanlıktan görebildiğim kadarla peşimizden geliyordular. Yaklaşık üç kişiler. Bekli yani sanırım. Önüme dönüp daha hızlı koştum. İleride mağazaların ve kalabalığın olduğunu gördüğümde durmuş olan başağın kolundan tutup kalabalığa doğru sürüklemeye başladım.
Başak çığlık atığında başağa döndüm. "Biri dokundu" dedi bağırarak. Dehşetle gÖzümü açıp kalabalığa baktım. "Kalabalık" dedim orayı göstererek.
Koşmaya başladık. Çoğu kişi bize bakıyordu. Tabi dışardan pek normal gözükmüyoruz. Nefes nefese kalmış, korkarak etrafa bakan, el hareketleriyle kendini sakin tutmaya çalışan biri olarak gözüküyoruz dışardan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FISILDA
Teen FictionBir şeyi ne kadar çok istersen o kadar çok kaybetme ihtimalin yüksektir. Tüm hakları saklıdır.