2.BÖLÜM-KAYIP

401 30 66
                                    


Halil arabadan inerken dudaklarını ısırıp kapıya doğru baktı. Babasının nasıl bir tepki vereceğini bilmediği için nasıl açıklama yapacağını şaşırmıştı. Bu kavga olayına ilk kez değil çoğu kez yapar ve babasından azar işitirdi.

Kafasını kaldırıp zille bakışırken son bir cesaret zile basıp kafası önünde beklemeye başladı. Kapı açıldığında Figen sultan yerine annesi kapıyı açmıştı.

-Kafanı kaldır Halil.

Annesinin lafını dinleyip kafasını kaldıran Halil ,Zehra hanım'ın surat ifadesini görünce kıyametin kopacağını anladı. Annesi bu kadar sinirlendiyse babasını düşünmek istemiyordu.

Elmacık kemiğindeki morluk ben burdayım diye bağırıyordu. Annesinin bağırmasıyla kendine geldi.

-HEMEN İÇERİ GİR!!!

Dudaklarını ısırmayı bırakıp içeri doğru yürüdü. Kapının arkasından sert kapanmasıyla yerinden sıçrarken çoktan oturma odasına gelmişti.

Hakan tekli koltukta otururken babası ve ve annesi üçlü koltukta oturuyordu. Halil ise annesinin ve babasını karşısındaki koltuğa oturdu. 

-Senin amacın ne neden sürekli kavga ediyorsun oğlum? Diyen Zehra hanım oğluna üzüntüyle  baktı.

-Bu sefer ben istemedim anne....

-Beyefendinin hiç suçu yok zaten kavga etmek istemeyen insan etmez bana yalan söyleme Halil!!! diye bağıran Selim bey Halil'in sözünü kesti.

Halil kaşlarını çatıp babasına baktı ama Selim bey susucak gibi durmurdu.

-Bıktım senin her defasında birileriyle kavga etmenden. Sana iş veriyoruz istemiyorsun, Hakan'a yardım et diyoruz istemiyorsun. Senin tek derdin yiyip içip gezeyim haa birde  kızlarla alem yapmalar ve  karşıma geçip yalan söylemen!!! Diye hepsini sinirle sıralayan Selim bey haklıydı ama bir konuda yanılıyordu

Halil bu zamana kadar ailesine hiç yalan söylemezdi çünkü ailesi her koşulda onun yanında olurdu. Anlatmak istemediklerini geçiştiridi ama asla yalan söylemezdi çünkü babasından bunu görmüştü. Anlaşılan o ki babası ona güvenmiyordu.

-Benim yalan söylemediğimi biliyorsun ve beni bununlamı suçluyorsun?

Halil kendini ağlamamak için ne kadar sıksada dayanamayacaktı. Biran önce konuşmanın bitmesini istiyordu ama konuşmadanda duramıyordu. Elini yumruk yapıp kafasını eğerken Halil'i yıkan cümle gecikmemişti.

-Neden Hakan gibi ağır başlı olamıyorsun? Bir abine bak birde kendine işinde başarılı ,okulunda başarılıydı. Sen ise iyi bol....

-BABA!!!

Bu sefer bağıran Hakan olmuştu eğer biraz daha devam ederse Halil'in kalbini tuzla buz  edecekti. Hakan kardeşine baktığında onun elini yumruk yapımış ve gözlerinin dolu olduğunu görünce dondu kaldı.

Kardeşinin hiçbir zaman ağladığını görmemişti ama şuan şahit olduğu durum canını sıkmıştı. Babası her zaman ikisini kıyaslardı ama bu durum daha çok Halil'in içine kapanmasına neden olurdu. Zaten hiçbir zaman derdini anlatmayan üzüntüsünüde , sıkıntısınıda kendi içinde yaşan insandı.

Zehra hanım Selim beyin koluna dirsek atıp sinirle mırıldandı.

-Daha fazla ileri gitme Selim çocuğu kırıyorsun.

Selim bey Halil'le tek konuşmak istiyordu ama onun suratını bu halde görünce kendisini tutamadı. Aslında Halil Selim beyin gençliğiydi hataları yüzünden birçok insanı kırardı Halil'in de kendisi gibi olmasını istemediği için onunla konuşucaktı ama yine herşeyi eline yüzüne bulaştırmıştı.

SİL BAŞTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin