15.Bölüm: İlk

218 17 2
                                    

Dylan
Uçaktan indikten sonra koşarak Lydia'ya sarıldım. Kokusunu saçlarını masumiyetini. Herşeyini çok özlemiştim.

Ayrıldıktan sonra yüzünü ellerimin arasına alıp "seni çok özledim" dedim gözlerinin içine bakarak. "Bende seni" dedikten sonra tekrar sarıldık.

Beni kendi evine getirdiğinde "teyzen nerede?" Diye sordum. "O gitti ama haftaya geri gelecek hafta sonu burada kalabilirsin" dedi gülümseyerek.

Acısını anlıyordum. Görüyordum. Acısını azaltmanın yollarını arayıp duruyordum. Beraber zaman geçirmeyi düşünüyordum.

Bir süre oturup konuştuk. Yemek için dışarıya gidip geri geldik. Film izlemeye karar verip güzel bir romantik film açtık.

Kollarımda uyuyakalmıştı filme o kadar dalmıştım ki... Ardından birden uyuduğunu fark ettim. Yüzü o kadar güzeldi ki hayran kalmamak imkansızdı. Onu çok seviyordum. Aldığı nefesi bile kıskanırken öpmemek için kendimi tutmam sn zoruydu. Yerçekiminden bile daha fazla çekiyordu kendine. Onsuz yaşayamaz olmuştum kısa sürede.

Bir süre düşüncelerimi kenara itip onu kucağıma alıp yatak odasına çıkardım. Dolabından pijamasını alıp giydirdim. Fiziğinin güzel olduğu giydiklerinden bile belli oluyordu ama bu kadar güzel olacağını tahmin etmiyordum. Fesat düşüncelerimden kurtulup hızlıca onu giydirip kendimde giyindim.

Yanına uzandım ve üstümüzü örttüm. "Tatlı rüyalar meleğim" Saçlarını okşayarak uykuya daldım...

Sabah uyandığımda Lydia'yı kollarımın arasına almış arkadan sıkıca sarılıyordum. O da elimi tutmuştu. Bir süre uyuyuşunu izledikten sonra uyandı. Biraz şaşkınlık birazda heyecanla yanakları kızardı. Onun bu haline bayılıyordum. Boynuna bir öpücük kondurduktan sonra göz göze geldik.

Bütün mantığımı alt üst ediyordu. Onun yanında heyecandan saçma şeyler yapmaktan korkuyordum. Uzun bir süre sadece bakıştık.

Ardından Lydia gözlerini kaçırarak "bu gün ne yapmak istersin?" Diye sordu. "Bunu benim sana sormam gerek" dedim. "Misafir olan sensin" diye söylenirken aklıma bir fikir geldi. "Aslında ailemin bir dağ evi vardı bu geceyi orada geçirebiliriz" dedi. "İyi fikir" dedi. Onu mutlu etmek hayatımda yaptığım en güzel şeydi.

Kahvaltımızı yapıp yola çıktık. Arabada müziği son ses açıp acılarımızı bir kenara bırakıp sadece 2 günü güzel geçirmeye odaklanmalıydık. Sadece 2 günlüğüne mutlu olmaya çalışmalıydık.

1saat içinde eve vardık. Lydia gözleri kamaşmış bir şekilde "mükemmel" dedi. Gözlerini evden ayıramamıştı. Elinden tutup içeri sürükledim. Bir tane yatak odası olduğu için bu günkü gibi beraber uyuyacaktık. Ev soğuklu elini tutup şöminenin yanına otutturdum. Kısa bir süre içerisinde şömineyi yaktım.

Dışarıda dolaşmaya karar verip kalın giyindik ve evden çıktık. Ormanda bir süre yürüyüş yaptıktan sonra bir dere kenarına geldik. Saate baktığımda 6ydı. Dere kenarında oturduk.

"Unutamıyorum o lanet olası geceyi unutamıyorum" dedi. Hala içinde hiç bitmeyecek bir acı olduğu gözlerinin derinliğinden anlaşılıyodu. "Lütfen sadece 2 gün düşünmemeye çalış. Hiçbir zaman unutamayacaksın ama bununla yaşamayı öğrenmen lazım" dedim teselli edici bir şekilde "sen yanımda olunca çok zor değil" dedi. Tebessüm etmişti. Gamzeleri ortaya çıktığında bende güldüm.

"Biliyo musun? Çok güzelsin" dedim birden. Ne söylediğime kendimde şaşırmıştım. "Sende fazla mükemmelsin" dedi. Birden omzuma yattı. Güneş batıyordu ve mükemmel gözüküyordu. Taştan destek aldım.

Güneş batışını sessizce izledik. Sonra eve geri döndük. Kasım ayında olduğumuz için soğuktu.

Eve gidip yemek hazırladık. Yemeğimizi yedikten sonra şöminenin karşısına oturup konuşmaya başladık. Kahkahalarla gülüyorduk. Eskilerden bişeyler anlatıyorduk. Ve bu ikimizide güldürmüştü. Eğlenceli bir gün geçirmiştik.

Ardından ciddileşerek bana baktı. "Seni bu yüzden seviyorum. İlk gördüğümde içindeki samimiyeti, sevgiyi görebilmiştim. Her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim. Lütfen asla beni bırakma" dedi.

Yavaşça elimi yanağına koydum "istesemde bırakamam ki artık" dedim. Yavaşça ona yaklaştım. Ve dudaklarından öptüm. Kendimi durduramamıştım.

Karşılık verdi ardından yavaşça kucağıma oturdu. Elleri boynum yanaklarım ve saçlarım arasında dolaşıyordu. Değdiği yerleri yakıyordu sanki. Benim ellerim işe kalçaları ve beli arasında gidip geliyordu. Yavaşça elimi tişörünün içine soktum. Teni çok sıcaktı. Kalp atışımı duymamasını umuyordum.

Yavaşça ayrıldık ve kucağımdan indi. Yatağı hazırlayıp yattık. Sarılmamı istercesine arkasını döndü. Sıkıca sarıldım. Saçları çok güzel kokuyordu. Elimi tuttu "iyi geceler meleğim" dedim. Dün akşamki sözlerimi tekrarlayarak. "İyi geceler" dedi. Ve mükemmel bir uykuya daldım...

Story of a Banshee ~Stydia~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin