-------HERMİONE-----
Gördüklerim sadece bir rüya mıydı.Hayır olamaz,yani bu kadar gerçekçi bir rüya olamaz.Bir kardeş.Aghh neler saçmalıyorum ben.Yatağımda oturur pozisyona geldim.Ellerimi gür kahverengi saçlarımın içinden geçirdim.Ben Hermione Jean Granger.İnek Granger.Cani Granger.İki farklı hayat.Ama ikisindede ben varım iki hayatıda ben yönetiyorum.Peki bu zor oluyormu.Tabiki evet.Muggle dünyasında cani,acımasız kötü bir kız.Burada ise Altın üçlünün beyni,merhametli bir o kadarda zeki,ukala,küçük Granger.Peki hangi hayatı daha çok seviyorum,peki hangi beni daha çok seviyorum...Acımasız olmayı duygusuz olmayı seviyorum çünkü o zaman güçsüz değilim...İnanın ki denedim.Normal bir hayatım olmasını istedim.İki duyguyu bir arada yaşamayı istedim ama olmuyor.Merhametli olunca acımasız olamıyorum ki.Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım.Daha fazla bu yatakta kalamazdım.Yanıma havlumu ve okul cübbemi alıp duşa girdim.Kısa bir duş bile sizi mutlu edebilir.Yani ben öyle öğrendim.Yetimhanedeyken yeni açmış bir çiçek gördüğümüzde bile seviniyorduk.Bu yüzden küçük şeylerden zevk almayı öğrendim ben.Saçlarımı at kuyruğu yapıp dışarı çıktım.Düşüncelerimle başbaşa kalmam gerekiyordu.Gölün yakınlarında bulunan,koca gövdeli ağacımın yanına gittim.Sakın yalnış anlamayın burayı büyülemedim.Sadece buraya kimse gelmez.Ağacın altına oturdum.Havalar çok soğuktu.Bu nedenle dışarı çıkmadan önce kendime bir tılsım yapmıştım.Çantamdan Muggle kitabımı çıkardım ve okumaya başladım.Kitabın adı''Aynı Yıldızın Altında''ydı.Kitabı okumaya başladım.Huzur.Çok fazla yaşayamadığım bir duygu.Kitabın ortalarındaydım.Hem ağlıyor hem gülüyordum.Beni bu kitaptaki kadar sevecek biri olacakmıydı.Ellerim istemsiz olarak yüzüme gitti.Ben çirkinmiyim diye düşünmeden edemedim.Aslında çirkin bir kız değildim.Sadece haddinden fazla kabarık saçlarım ve ''hafif''kazma dişlerim vardı.Ben bunları düşünürken kucağıma bir kağıt düştü.Kağıt değildi daha çok bir zarf davetiyeydi.Pembe bir zarf'tı bu.Kafamı yukarıya kaldırdım.Ayağa kalktım ve ağacın etrafında dönmeye başladım.Zarf öylece kucağımda belirmiş olamazdı değil mi.Kesin birisi bıraktı.Aslında kucağımda birden belirmişte olabilir demi sonuçta büyücüyüz.Kafamı geri ellerimdeki zarf'a çevirdim.Zarfa özen göstererek açtım.İçinde kocaman altın harflerle yazılmış olan''HOGWARTS BÜYÜCÜLÜK OKULU 89. YILBAŞI BALOSUNA DAVETLİSİNİZ'' zarfın biraz aşağısında ise eş zorunludur,resmi cübbe zorunludur yazıyordu.Ahh bide bu çıktı başımıza.Kendimi yere bıraktım.Çok hızlı oturduğum için popom acımıştı.Hem savaş bu kadar yaklaşmışken kim saçma bir baloyu düşünebilirdi ki.Tabiki ben.Şu baloya kimle gideceğim bide diye düşündüm.Tam o anda yanıma birsi oturdu.Merlin demek aptal bir rüya değilmiş.''Alex''diye mırldandım.Elimi koca ellerinin arasına aldı ve öptü.''Berabe gidebilirz'' dedi.Beni nasıl duymuştu ki.''Ben seni herzaman duyabilirim Herm'' dedi.''Bunu nasıl yapıyorsun''dedim.''Aramızda bir bağ olduğunu daha kaç kere hatırlatayım''dedi.Aman çok iyi bide bilmiş çıktı ukala.''Kimin kardeşi''diye mırıldandu''şunu yapmayı kes seni aptal herif''dedim.Bu çok sinir bozucuydu,gerçekten.Ellerini teslim oluyormuşçasına havaya kaldırdı.''Hem senle baloya gelemem bi kere öncelikle Hogwarts ö- tam bu anda üstündekilere baktım.Saçları herzamanki gibi dağınık üstünde ise bir okul cübbesi vardı.Armasında ise ''GRİYFFİNDOR'' ikimizde aynı anda mırıldandık.Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.Kardeşimde benim gibi bir Gryffindor,ama daha önemlisi bir büyücü.Nasıl olabilirki.Belki ailem bir büyücüdür,sonunda Bulanık olmaktan kurtuluyorum desene.Tam bu sorularımı ona soracakken elimi sahiplenircesine tuttu ve ''derse geç kalıyoruz hadi''dedi.
+2 yorum +3 vote
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMİONE ♛
Fiksi PenggemarYalnızlık...Yalnızım ben.Hep yalnızımdır zaten.Sende yalnızsındır aslında ne kadar inkar etsende öylesindir kimsesiz bir ucube.En azından ben kendimi öyle avutuyorum.Bende başka ucubelerde var kimsesiz annesi babası tarafından sevilmemiş bir yetimha...