------HERMİONE----------
Uzandığım yerde sırt üstü bir konuma geldim ve tavanı izlemeye başladım.İzlerkende düşünüyordum.Düşünmek istemiyordum.Çünkü yıllarca düşünmüştüm sonundada hep ben zararlı çıkmıştım.Düşünmemeye çalışıyordum ama düşünmemeye çalışırken bile düşünüyordum.Onu düşündüm.Ama düşünmemeliydim değil mi.O bana acı çektirmişti.Ama hiç olmadığım kadarda mutlu etmişti.
Ben onu sevmiştim.Beni ağlatsın diye sevmemiştim ama oda beni sevsin diye sevmiştim.Beni bıraksın istememiştim.
Onun fotoğraflarıyla konuşurdum ben.Deli demeyin sakın bana.Zararsızımdır.Sadece özlüyorumdur.
Yatakta yan uzandım ve kolumu yastığın altına attım.İçimde çok bilinmedik bir duygu vardı.Huzur.Ama neden huzur.Şu an düşmanımın evinde esir alınmıştım.İstese beni parçalayabilirdi.Ama yapmıyordu.Nedenyapmıyordu.Seviyormuydu beni.Benim onu sevdiğim kadar.
Geceleri uykularımdan uyanırdım.Yine onu görürdüm rüyamda.Ama rüyamı demeliyim kabus mu.Bilmezdim o benim rüyam mı kabusum mu.Bana bu kadar acı çektiren kişinin benim için kabus olması gerekirdi.Ama onu kabus gibi göremezdim hissedemezdim.O benim rüyamdı.Ya da değildi.Bilemiyorum artık.
Kalkardım camdan dışarı bakardım izlerdim geceyi.Gcenin sessizliği,düşüncelerimin sesi olurdu o an.Bu yüzden hep gecenin karanlığında düşünürdüm en sevdiğimi.
Yataktan kalktım ve yatak odasındaki makyaj masasının önüne gittim.Aynanın üzerinde ikimizin fotoğrafı vardı.Sevgililer gününde beni götürdüğü bil lokantada çekilmişti.Fotoğrafı elime aldım ve onun yüzünün üstünde parmaklarımı gezdirdim.
Gülüşünü seviyorum.
Fotoğrafı masanın üzerine bıraktım.Masadan biraz uzaklaştım ve masaya baktım.Bir makyaj masası.Malfoy'un makyaj yapmadığına yemin edebilirim.
''Senin için''dedi.Hemen kafamı kapıya doğru çevirdim.
''di''diye ekledim.
''Çok geç olmayabilir.''
''Çok geç''
''Belkide değil''
Ona anlamsızca baktım.
''Ciddi olamazsın'' diye mırıldandım.
''Nedenmiş o'' dedi ve bana doğru birkaç adım attı.
Ona doğru birkaç adım attım.
''Çünkü sen bir av bense bir avcıyım''dedim.
Arkasına döndü ve ellerini havaya kaldırdı.''Ama şu an bir avcı gibi görünmüyorsun prenses''
Prenses.Eskiden bana prensesim diye hitap ederdi.
Ona doğru yaklaştım ve tam göğsünün oraya parmağımı koydum.''Şu an elimde bir silah olsaydı seni gözümü kırpmadan öldürebilirdim''.YALAN.
''Ama şu an elinde silah göremiyorum''dedi ve elimi ellerinin arasına alıp öptü.
''Yapma''dedim.Sesim çatlamıştı.
''Bu gün kim olduğumuzu unutalım.Bugün ne sen sen nede ben ben''
''Tamam mı''
''Tamam''
-----------------------------------------------------------
H:bunu asla yemem.
D:Hadi ama
H:Bu daha canlı
D:Abartıyorsun
H:Abartmıyorum Draco
Önümde Draconun pişirdiği(!) tavuk duruyordu.Ona benim yemek yapmam gerektiğini söylemiştim ama o dinlememişti.Herzamanki gibi.
Tabağı ona uzattım ve''Sen yede görelim o zaman''dedim.
Tabağı kendine çekti ve tavuktan bir parça aldı ve ağzına attı.''Hiçte bile harika ol-
Masadan birşey demeden kalktı ve tabağı eline aldı.Tavuğu tabakla birlikte çöpe attı.
Sonra masadaki yerini aldı ve''Bu konu hakkında konuşmayalım''dedi.Bende ağzıma fermuar çekmiş gibi yaptım.
Masada kalan diğer şeylerden yedik ve televiyon karşısına geçtik.Televizyonda bir aşk filmi vardı.Draco sıkılmışa benziyordu.Koltukta yatar pozisyona geldi.Sonrada kolunu kaldırdı ve bana gel işareti yaptı.Bende hemen yanına geldim ve uzandım.Film yavaş yavaş ilerliyordu.Birden bir öpüşme sahnesi çıktı.Orada domates gibi kızardığıma yemin edebilirim.Draco'da biraz kıpırdadı.Öpüşme sahnesi bitmişti ama Draco hala kıpırdıyordu.Kafamı kaldırıp ona baktığımda dudaklarını yaladı ve benim dudaklarıma bakmaya başladı.Bende onun dudaklarına bakmaya başladım.Yavaşça birbirimize yaklaştık ve en sonunda dudaklarımız buluştu.Dudakları hala soğuktu bir müddet dudaklarımız öyle kaldı sonra işi derinleştirmeye başladık.İşe dillerimizde karişmişti.Hala çok iyi öpüşüyordu.Dudaklarında hala aynı tat vardı.Dudaklarımızı ayırmadan ayağa kalktı ve beni kucağına aldı.Kollarımı boynuna doladım.Ağzımdan istemsizce sesler çıkıyordu.Sırtım yumuşak yatakla buluçunca yatak odasına geldiğimizi anladım.Eliyle yüzümü okşadı.Nefes almak için ayrıldığımızda dudaklarımın üstüne''seni seviyorum''diye fısıldadı.Yine öpüşmeye başladık.Ellerimi onun beyaza yakın sarı saçlarının içine daldırdım.
----------------------------------------------------------------------------
Gözlerimi açmak istemiyordum.Çünkü bunların hepsinin bir rüya olacağından korkuyordum.Dudaklarımda onun dudaklarını hissedince bunların bir rüya olmadığını anladım.''Günaydın prensesim''.''Günaydın''dedim gözlerimi açmadan.Bir kere daha dudağımdan öptü.Gözlerimi açtığımda onun gri-mavi gözleriyle karşılaştım.Bir süre sonra daha bakıştığımızda kendini yatağn yan tarafına attı.
''Ne yapacağız''dedim.
''Kaçalım''dedi ve elimi tuttu.
''Olmaz.Yapamayız''dedim.Elini elimden geri çekecekken geri tuttum.
''Belki-''
''Belki ne?''dedi ve elini hızlıca çekti.
''Belki eskisi gibi olabiliriz.Habersiz.Kimse bilmez''
''Habersiz''dedi.Elini omzuma attı ve beni kendisine çekti.
''Zekandan hiçbirşey kaybetmemişsizin''
''Yani senden daha zeki olduğumu kabulleniyorsun''
''Asla''
''hıhıhı''dedim ve yatağa iyice gömüldü.O da benimle beraber yatağa gömüldü.
Fotoğraf MULTİMEDYADA VAR :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DRAMİONE ♛
Fiksi PenggemarYalnızlık...Yalnızım ben.Hep yalnızımdır zaten.Sende yalnızsındır aslında ne kadar inkar etsende öylesindir kimsesiz bir ucube.En azından ben kendimi öyle avutuyorum.Bende başka ucubelerde var kimsesiz annesi babası tarafından sevilmemiş bir yetimha...