Savaş tan
Nazlı yı öyle görünce kendimi kontrol edemiyordum.Ona doğru adımlamaya başladım.Ben ona bi adım attıkça o da geriye doğru adımlamaya başlamıştı.Sonunda duvara çarptı ve durmak zorunda kaldı.Ben de ellerimi onun kafasının yanlarına sabitledim ve kafamı boynuna gömdüm.Heyecanlanmıştı hemde fazlasıyla.Çok sık ve kesik kesik nefes alıyordu. Bu hali benim sırıtmama yol açtı ben sırıtırken o bana kitlenmiş bakıyordu.Sonra kulağına burnumu sürttüm ve onu kendine getirecek cümleyi söyledim.
Savaş:Nazlı 3 saniye içinde üstünü giy yoksa kendimi kontrol edemeyebilirim.. derken küçük savaş hareketlenmeye başlamıştı bile nazlıyla bitişik durduğumuz için o da farketti ve suratı kırmızıdan bordoya dönerken gözlerini irileştirdi
Nazlı:T-tamam dedi ve elimin altından kaçtı.
Nazlı:D-dönebilirsin dediğinde kendimi sakinleştirip arkama döndüm kazağı üzerine giymişti.Ben de mutfağa gidip kırmızı şarapı ve iki kadeh aldım.Şömine nin önünde kamp kurmuş ateşi izleyen nazlı mı görünce burukça gülümsedim.Belki de ilk ve son gecemiz olacaktı..Kafamdan negatif düşünceleri attım ve nazlı nın yanına adımlayıp kadehleri doldurdum.Nazlıya uzattım ve bende ateşe dönüp izlemeye başladım.
(MULTİYİ AÇIN)
Nazlı:Konuşmuyosun?
Savaş:Bazen susmak daha iyidir.
Nazlı:Hadi ama savaş buraya konuşmak için geldik
Savaş:Ne dememi bekliyosun Nazlı senin seçimini yapmanı bekliyorum güzelim..
Nazlı:Biliyo musun? İnsanlara güvenmek zor bişeydir benim için.. Sana güvenmiştim ama..
Savaş:Ama artık güvenmiyorsun?
Nazlı:Hayır tam tersi aslında nedensiz bir şekilde senin yanındayken kendimi hiç olmadığım kadar güvende hissediyorum.
Savaş:O zaman neden seçim yapmakta zorlanıyorsun?
Nazlı:Çünkü ben umut edip hep tersköşe olmaktan çok yoruldum!
Savaş:Hadi ama nazlı! Bazen hayata devam edebilmek için geçmişi arkanda bırakman gerekir.
Nazlı:Bırakamıyorum ama..
Savaş:Neden?
Nazlı:Bu zamana kadar canımı bir tek sen yakabildin Savaş. Ve bu hiç hoşuma gitmiyor.
Savaş:Sen aşık olmaktan korkuyosun Nazlı..Kendi kararlarını kendin ver!Hani sizinkiler gitmezler sanıyorsun ya..bir gün kimse kalmıyor yanında..
Nazlı:Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Savaş:Çünkü onlar sana sadece yürümeyi öğretirler nazlı. İnsana yürümeyi öğretiyorlar ama kimse yolu göstermiyor.
Nazlı:Bazen doğru bildiğini yapman gerekiyor
Savaş:Ya sonuçları?
Nazlı:Sonuçların canı cehenneme!! Hayal et ve yaşa
Savaş: Aşırı hız yapan hayaller, gerçeklere çarparak durur demiş Bukowski..
Nazlı:Bizim şuan ki halimizi anlatmış gibi..
dedi ve gözlerimin içine bakmaya başladı. Elimdeki bardağı yere bıraktım ve Nazlı nın yanağını okşadım.
Savaş:Hani derler ya 'hayatta ne istediğini bileceksin.' diye..Benim kafa tersten çalışıyor..Ben hep ne istemediğimi bildim.
Nazlı:Peki şuan ne istemediğini biliyor musun?
Savaş:Biliyorum..Yanımdan gitmeni istemiyorum.O lanet eve geri dönmek istemiyorum okulada. Bize bişey olmasını istemiyorum.Senin ağlamanı istemiyorum aynı zamanda üzülmeni de..Seni bu hale getirdiğim için nefes alamıyacak gibi oluyorum seni böyle yıkılmış görmek istemiyorum ben Nazlı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"SADECE SEN"
Novela Juvenil{ASKIDA} -Benden ne istiyosun? - Seni ....... -Ben karanlık bi adamım Nazlı.. Bir uçurumun kenarındayım ve seni de sürükleyemem üzgünüm.. -Senin kenarında durduğun uçurum varya.. Heh ben o uçurumdan sırf senin elini tutabilmek için gözleri kapalı...