Ben sana naptım!!

303 16 4
                                    

Nazlı dan
Son kahvemi de içmiştim ve artık kendimdeydim. Kendimde olmak ister miydim o tartışılır. Berk gözünü kaçırıp duruyordu. Haklıydı da beni kandırmıştı. Eve geldiğimizde bana kahve içirip herşeyi anlattı. Video internete düşmüştür bile. Düşünmek bile istemiyorum. Resmen sarhoşluğumu kullanıp beni rezil ettiler. Hepsi o kız yüzünden. Diğerleri o kızın arkadaşlarıydı onlar yaptı zaten. Berk te bu işin içinde demek.
Berk: konuşmayacak mısın?
Nazlı: ne dememi bekliyosun
Berk: iyi olduğunu belli et yeter
Nazlı: iyi değilim neden biliyo musun? Çünkü sende beni kandırdın
Berk: ben seni kandırmadım
Nazlı: bana yalan söyledin
Berk: bana güvenmemelisin dedim ama sen şifreyi unuttun elimde olan bişey değildi ve bu kadar ileri gidiceklerini düşünemedim tamam mı!!
Ayağı kalktım ve göğsüne vurmaya başladım. Yumruklarım artarken o hiç tepki vermiyordu. Aniden deli gibi gülmeye başladım. Kahkaha patlatıyordum. Berk ciddileşti ve beni sarsmaya başladı.
Berk: nazlı? Noluyo? Heyy! Kendine gel!
Elimi bileklerimden yakaladı ve sıktı. Aniden ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra..
Berk: şşt tamam güzelim
Nazlı: bırak beni!! Dokunma bana!!!
Berk: tamam sakin ol!
Nazlı: Ya b-ben sana naptım! Allahın cezası naptım ben sana!!!
Berk: güvendin..
Biraz uzaklaştı. Zorlamamıştı. O da farkındaydı.Şuan kendimi çok savunmasız hissediyordum. Gururum kırılmıştı bi kere. O kadar erkeğin içinde öyle dans etmek... sürtük gibi hissettirmişti.. Bana sarıldı ben ona deli gibi vururken... ağlamam şiddetlenmişti yavaş yavaş aşağı doğru çöktüm, o da çöktü. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama hava aydınlanmaya başlamıştı. İki perdeleri açtı gün doğumunu izlerken konuşmaya başladı..
Berk: Ne düşünüyosun
Cevap vermedim.
Berk: Konuşmayacak mısın?
  Yine cevap vermedim.
Berk: Nazlı! Tamam vur, kır, bağır, çağır bişey yap!
Nazlı: ne kadar aptal bi insanım ben
Berk: saçmalama
Nazlı: şu acizliğime bak.. beni rezil ettin ve hala senin evindeyim.
Berk: bak bu kadar ileri gidiceklerini tahmin edemedim.. Özür dilerim
Nazlı: değiştirmiyo
Berk: anlamadım
Nazlı: özür dilemen özür değiştirmiyo.. sen beni nasıl bi hale düşürdün farkında mısın? Youtuba bir gir bak! Rezil oldum! Hele yorumlar...
Berk: Yeter! O görüntüler kalkıcak tamam mı! Kaldırtıcam! Herşey biticek..
Nazlı: biticek.. biticek..
ayağı kalktım berkte peşimden kalktı. Mutfağa gitti ve buzdolabını açtım.. Berk anlamsız gözlerle bana bakıyordu. Bi tane yumurta aldım.
Nazlı: ne görüyosun?
Berk: yumurta
Nazlı: cık.. yumurtanın kabuklu hali.. dedim ve yumurtayı yere bıraktım. Yumurta kırıldı, etrafa saçıldı..
Nazlı: şimdi ne görüyosun
Berk: ne yapmaya çalışıyosun gerçekten anlamıyorum nazlı!
Nazlı: bak şimdi kırıldı.. içindekiler etrafa saçıldı. Artık herkes onu savunmasız bir şekilde görebilir. Herkes içini gördü artık. Sen bana aynısını yaptın işte. Dışarıya karşı takındığım tavrı yerle bir ettin!
Berk: özür dileri..
Nazlı: al o yumurtayı. Eski haline getir. Gördüklerini unutabilir misin? Etrafa saçıldığı o görüntüyü..Hayır. Eğer eski haline dönerse ben burdayım ... dedim ve arkamı dönüp çıktım..
Kapıdan çıkar çıkmaz Savaş la burun buruna geldim. Bana öyle bi baktı ki içimi parçalandı.
Savaş: Nasılsın
Nazlı: Nasıl olmamı isterdin
Savaş: iyi olmanı isterdim
Nazlı: bilmem. Yani nasıl olduğumu hissedemiyorum. Hisslerimi yitirdim artık sanırım
Dedim. Bana bi bakış atıp içeri daldi. Berkle kavga etmeye başladılar. Konuşmadan küfürlerle.. Kafamı olumsuz bi şekilde sallayıp sahile indim. Okuldan bi kaç kişiyi gördüm 'bize de dans etsene' 'çok seksisin bebeğim' 'savaş ta boş bi kızla beraber olmazdı zaten' 'ne mal olduğu popülerliğinden belliydi' vs..
     Yanımda haraketlilik hissedince dönme gereği bile duymadım . Kokusundan tanıyodum. Gelmişti yine. Bulmuştu.
             MULTİYİ AÇIN
Nazlı: niye geldin
Savaş: kalbimin sesini dinlemek istedim. İyi gözükmüyosun
Nazlı: iyi değilim çünkü
Savaş: bak bunu o şerefsizin yanına bırakmıycam. Herşeyin hesabını sorucam.
Nazlı: ona bişey yapma
Savaş: ne demek bu
Nazlı: o beni uyardı ben mesajı alamadım
Savaş: ne diye uyardı o it seni
Nazlı: seni ilgilendirmez savaş. Ama çok merak ediyosan söyliyim. 'Erkeklere güvenmemelisin, bana da' demişti.  Alıştım artık
Savaş: söyleme öyle. Niye böylesin sen nazlı? Niye bu kadar umutsuzsun herşeyde? Bak yanındayım.
Nazlı: çünkü insanlar hep umudumu boşa çıkarmamın bir yolunu buluyor anladın mı!
Savaş: Belki o insanların umutları can çekişiyodur bi yerde.. o gün.. gerçekten üzgünüm.
Nazlı:sıkıntı değil. Kaybediyorum hep.
Savaş: Bu sefer sen değil, ben kaybediyorum.
Nazlı: ne istiyosun savaş?
Savaş: seni özlüyorum. Bi çözümü var mı?
Sustum. Ne diyebilirdim ki? İçimden bende seni özlüyorum diye haykırmak geliyodu ama sustum. Sadece sustum.
O beni izledi. Artık bakışlarından yanaklarım kızarmaya başladı. Sanırım bende onu özlüyordum.
Nazlı: bakmasana bana
Savaş: ÖZLEDİM ne yapayım?
Gülümsedim..
Nazlı: özlemin kabahatinden büyük karanlık çocuk..
Savaş: sen.. bizden vazgeçtin mi?
Nazlı: bazen vazgeçmek gerekir. İstemediğimden değil ama yorulduğundan.. biz çok yorulduk.
Savaş: yorulduk.. tek bi yanlış anlama hakkımızdan geldi.
Nazlı: kaybetmeyi anlatma bana savaş! Bilmiyosun! Ne kaybettin sen!
Savaş: seni kaybettim! Hayatımı kaybettim! Nefesimi kaybettim kızım ben! Nefes alamıyorum sen yokken amına koyayim!
Nazlı: ben? Ben herşeyimi kaybettim! Bakireliğim bile gitti benim! O sürtüklerden ne farkım kaldı benim! Ben sana güvendim ya! Güvendim ben sana! Sen bana napıyosun savaş!!
Savaş: Sen sürtük değilsin kendine gel artık! Sen benimsin! Ben de seninim işte görmüyo musun? Yapamıyoruz ayrı ayrı. Biz seninle dünya ve ay gibiyiz. Kendimi senin çekiminden kurtaramıyorum...
Yine sustum. Ne diyebilirdim ki?
Savaş: tamam sus sorun değil. Ben beklerim. Ama kalk bi yere gitmemiz lazım.
Nazlı: hiçbir yere gelmiyorum ben
Savaş: kalkar mısın demedim kalk dedim. Zorlama.
Kalktım çünkü üsteliycek halim yoktu. Nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu. Gözlerim kapanmaya başladı.

Uyandığımda savaşın kucağındaydım. Bir otele gelmiştik sanırım. Çünkü odanın kapısını nihayet açabilmişti. Ben kımıldanınca
Savaş: şşt tamam güzelim uyu ben burdayım
Nazlı: nerdeyiz dedim uykulu sesimle
Savaş: otele geldik. Eve gitmek istemedim. Burda daha rahat edersin.
Nazlı: teşekkür ederim
Savaş: bana tesekkür etme. Sen bana tesekkür etme konumunu çoktan geçtin..
Gözlerim aralanmaya başladı. Beni yatağa yatırırken dudaklarımız arasında milimler kalmıştı. Nefesimin kesildiğini ve kalbimde bişeylerin acıdığını hissettim. O gün geldi aklıma..
Savaşın da rengi attı. O da düşündü kesin..
Savaş: Bak senin de nefesin kesildi yine..
Nazlı: ne anlamı kaldı ki artık
Savaş:Hayat soluk aldığımız anlarla değil, nefesimizi kesen anlarla sınırlı nazlı.
Bakışları dudaklarıma kaydığında kafamı çevirdim.
Savaş: yanına uzanabilir miyim? Değmem bile sadece yanında yatmak istiyorum
Nazlı: temas yok
Savaş: yok dedi ve yanıma uzandı. Gözlerini dikti yine bana.
Savaş: konuşsana 
Nazlı: ben konuştukça saçmalıyorum boşver sessizlik iyi
Savaş: saçmalasana biraz daha
Nazlı: nerden çıktı şimdi
Savaş: ses tonunu özledim be yavru
Nazlı: Bazen öyle bi bakıyosun, öyle bi konuşuyosun ki seni kopyalayıp yanıma yapıştırasım geliyo biliyo musun?
Savaş: yapıştır. Ağzımı açarsam şerefsizim..
Nazlı: Ben senin yoluna bir daha giremem savaş. Ben yolumu çizdim..
Savaş: yanlış tarafa gittiğini vardığın zaman anlıycaksın Nazlı!
Nazlı: doğru tarafım sen misin benim?
Savaş: Bilemem.. belki doğru değil ama biz birbirimizin yanlış taraflarıyız. İyiyiz biz siyahken. Boşver diğerleri renkli olsun, biz siyah olalım.
Nazlı: olamayız ki artık
Savaş: Beni ne zaman affedebilirsin?
Nazlı: Imm.. sanırım kırmızı kar falan yağması gerekiyor dedim ve sırıttım. 
Savaş: anladım, bitti galiba.
Nazlı: bitti..
    *BÖLÜM SONU*
Gelecek bölüm çok şaşıracaksınız. Beklenmedik bişey yapacağım umarım beğenirsiniz ballar.. Bu arada yorumlarınıııız 📌💁🏼

"SADECE SEN"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin