Nasıl yetişecek!

220 13 5
                                    

Nazlıdan
  Şok olmuş bir şekilde savaş a bakıyordum. Ne demek haftaya evleniyoruz? Bunun daha milyon tane hazırlığı vardı. Yetişmezdi ki. Savaş elini gözümün önünde salladı.

Savaş: Nazlı? Heyy ! Iyi misin güzelim?
Nazlı: s-savaş sen ne dedin?
Savaş:Haftaya evleniyoruz dedim
Tek kaşımı kaldırıp durumu idrak etmeye karar verdim
Nazlı: Haftaya?
Savaş: Hi hi haftaya
Nazlı: Haftaya olmaz savaş ya! Haftaya olmaz! Bunun daha gelinliği var damatlığı var düğün yeri var gelin çiçeği var, gelin ayakkabısı var saç modeli var makyajı var sonra senin ayakkabın papyonu... sözümü kesen şey savaşın dudaklarıydı.

Savaş: Sakin ol prenses. Eğer icrata geçirmek yerine konuşmaya devam edersen haklısın yetişmez. O yüzden napıyoruz o güzel ağzımızı yormuyoruz ve işimizi hızlı bitirip bizimkilerle buluşuyoruuz. Dedi sanırım haklıydı bunu yapabilirdim. Kafamı olumlu anlamda salladım. Hemen oturup kahvaltı yapmaya başladık.
 
Ne yani haftaya biz evli mi olucaktık.. Güldüm sonra savaşa bir soru sordum

Nazlı: Savaş? Benden istiyeceğin şey bu mu?
Savaş: Hayır güzelim zaten evlenecektik sadece tarihi öne aldım.Ben senden başka bir şey istiyeceğim.. dediğinde tedirgince başımı salladım başka ne istiyebilirdi ki?

Nazlı: Bu duruma baban bozulmasın?
Savaş: Babam geçen süre zarfında durumu kabüllendi nazlı. Annemde aynı şekilde. Yanj bir sorun çıkmayacak rahat ol. demişti ama ben rahat olamıyordum

Nazlı: Ama ben bizimkilerle konuşmuyorum ya onlar sorun çıkartırsa?

Savaş: Sanmıyorum. Ayrıca baban seninle barışmak istiyecek güzelim bunu sende biliyorsun..

Nazlı: Bu konulara girmesek? Onlar benim üstünü çizdiğim bir cümle olarak kaldılar artık. Konuşmak istemiyorum

Savaş: tamam sen nasıl istersen dedi ve destek verircesine gülümsedi. Üstümüzü değistirip mutfağı topladık. Evet topladık. Savaş ta bana yardım etti. Bu halleri hoşuma gidiyordu. Evi toparlayıp kapıyı kilitledik. Savaş bana elini uzattığında elinden tutup arabaya doğru yürüdük. Arabaya bindik.

Nazlı: çocukların haberi var mı bu durumdan

Savaş: Hayır güzelim herkese sürpriz olucak. Hem çocuklar okey de sizin kızlar beni paralardı. Sağlığımı düsünerek söylemedim dediğinde bir kahkaha patlattım. Haklıydı. Kızlar bunu duyduğunda küçük çaplı hatta baya büyük çaplı bir şok geçiriceklerdi.

  Radyoya uzandım ve şarkı açtım. Kafamı koltuğa dayayıp bir hafta sonrasını düsünmeye başladım. Aynı zamanda liste de yapıyordum.

Nazlı: savaş?
Savaş: efendim
Nazlı: bizim bugünden alışverişe başlamamız lazım ya off diye çemkirdiğimde gülümsedi
Savaş: çok stress yapıyorsun güzelim
Nazlı: hayatımda ilk defa evleniyorum savaş! Güzel bir gelin olmak istiyorum belki allah allah!
Savaş: sen varya üstüne tül perde de giysen bu dünyadaki en güzel gelin olacaksın. Benim gelinim olucaksın. Dediğinde suratına bakıp sırıttım ve aniden yanağına bir öpucük bıraktım. Bu halime sırıttı.

Savaş: gözümü yoldan ayırmamak zorunda olmasaydım bunun devamını getirebilirdim diye hayıflandığında omuzuna bir tane geçirip yalancı bir sinirle 'terbiyesiz' diye söylenmiştim.

Yaklaşık 3 saatlik bir yolun sonunda bizimkilerin bizi beklediği kafeye gelmiştik. Savaş arabayı parkedip elini uzattı. Uzattığı elini hemen tuttu. Birlikte içeri doğru adımladık. Meriçlerde buradaydı. Onlara selam verip bizimkilerin yanına gittik.

Can:Hiç gelmeseydiniz lan!

Selin:Kök saldık burda!

Bensu: Akraba olduk insanlarla !

"SADECE SEN"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin