Bölüm 14: Masum ve Kitap

481 17 0
                                    


Merhaba. Yeni bölümle karşınızdayım.Umarım beğenirsiniz.Çok severek yazdığım bir bölüm.Yorumlarınız.Beğenilerinizi bekliyorum.İyi ki varsınız.Güç verensiniz. Çok değerlisiniz benim için.Unutmayın bunu! Sizi çok seviyorum iyi okumalaaar :)

Multimedya : Deniz. 

(Umut'un karısının fotoğrafı)


Zaman...Zaman çok garip bir şeydi. Ben onu hep kuma benzetirdim. Ellerimden kayıp giderdi çünkü , sevdiklerim gibi.Tam üç hafta. Geçmişti ve geçiyordu da.Küçük dünyamda hiçbir şey yerli yerinde değildi. Her yer her yerdeydi bir anne değişiyle. Herkes eskisinden iyiydi lakin ben... Beni bilmiyordum. Bende eksik vardı. Okuduğum o kadar kişisel gelişim kitabı, anlamını kaybetmiş biçimde raflara kalkmıştı.Umut'la konuşmuyorduk, daha doğrusu yanına gitmiyordum.O da arayıp sormuyordu. Derdimi çözen psikoloğum da değildi, yakın arkadaşım da. Hiçbir şeydik. Aslında çok kısa zamanda yakın olmuştuk, doğru olanda uzak olmakmış zaten ,öğrenmiştim bir kaç gündür. Hem ona karşı bir şeyler hissetmek deli saçmasıydı. Bir gün her şey güzel olacaktı lakin o gün çok ilerde gibiydi. Kara dumanlar üzerimde dolaşıyordu. Kızgındım hala.İçimde korkularım vardı. Okulda Savaş, sürekli etrafımda dolanıyordu, yavaş yavaş kapanan yaramın üzerinde dolaşıyordu.Bana tekrar bir zarar vermesinden endişe duyuyordum. Milyonlarca kez beni sevdiğini söyleyip durmuştu .Dedikodularımı yapanların sayısı artıyordu okulda.Herkesin bana bakarak konuşması, arkamdan gülüyormuş gibi hissettiriyordu.Aldatılmak aptallık mıydı?Neden kimse bunu bitirmiyordu? Bu durumdan sıkılmıştım ve artık yorgun hissediyordum.Onun için kendimden vazgeçecek kadar neyini sevmiştim ki? Kendimi anlamıyordum. Savaş'ı hiç anlamıyordum.

İnsanları anlayamıyordum.Anlamakta istemiyordum aslında. Onların hepsi birer cümleydi, okumak istemiyordum.İyi gelmiyordu çünkü içime oturuyordu tavırları. Sözleri.

İyiler de vardı elbet lakin her nedense bana çoğunlukla kötüleri düşüyordu.Ne hissetmem gerektiğinden bir haberdim. Proglamlanmış bir et yığınından farksızdım.Uyanıyordum,okula gidiyordum ve sonra eve dönüp tekrar uyuyordum. Şarkı söylemiyordum ve bu da hayatımda büyük bir oyuk açıyordu. Karanlık büyük ve kötü hissettiren bir oyuk.Sadece çalıyordum bazen gitar, bazen keman.O değerli tellerine anlatıyordum yaşanmışlıkları, sonra duyduğum sesle dertleşiyordum. Bana çok sonradan gelen'Umut' gitmişti!Motivasyon yerlerdeydi!

Gitmek istiyordum.Sadece biraz gitmek...Neresi olduğu mühim değil! Gitmek şu an bana şifa olabilirdi.Kafamı  gelen sese doğru çevirdim.Mutfaktan geliyordu,telefonum çalıyordu.Büyük adımlarla, telefona ulaştım. Anneannem arıyordu. Ah güzel kadın çok seviyordum onu, sık sık arıyordu ama son zamanlarda daha çok Buse için arıyordu merak etmiş olmalıydı. Fazla bekletmeden açtım telefonu.Negatiflik sadece onun varlığıyla uçmuş,gitmişti.

''Hayat! Nasılsın küçüğüm?'' sesi,konuşmasıyla hayrandım anneanneme.

''İyiyim Fahriye Hanım.Sağlığınıza duacıyım.Siz nasılsınız? İyisinizdir inşallah!'' dedim en içten ses tonumla.Onunla böyle konuşmaya bayılıyordum.

''Şükür iyiyim Hayat'ım. Buse'm nasıl daha iyi mi?''

''İyi iyi şükür! İçeride kitap okuyor.''

''Oh oh iyi olun kızlarım. Ben sizi birbirinize emanet ettim tabi önce Allah'a.Peki bizim hayta ne yapıyor?''

''Alp mi? Sevgili torunun çok çalışkan ve çok korumacı anneanne yanımızdan ayrılmıyor özellikle Buse'nin!''

''Çocukken de öyleydiler bilmez miyim?  İstanbul da oturduğumuz zamanlarda dip dibe dururlardı. Evlenecek onlar biliyorum ben.'' dedi kararlı bir ses tonuyla.Küçük bir kahkaha attım.

Hayat ve Umut Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin