"Louis! Telefonun çalıyor."
Louis izlediği çizgi filme o kadar dalmıştı ki yaptığı tek şey onaylayan sesler çıkarmak olmuştu. Harry bu haline baktıktan sonra gözlerini devirerek yatak odasına doğru ilerledi. Belki birileri gelip onu alabilirdi.
Ekranda yazan "Niall" ismiyle açıp açmamak konusunda tereddütte kalmıştı. Yine de açtı.
"Louis William Tomlinson hangi cehennemdesin?" Niall neredeyse çığlık atarak konuştuğunda Harry iki saniyeliğine telefonu kulağından uzaklaştırmak zorunda kalmıştı.
"Niall..." Çekingenliği ses tonundan bile anlaşılıyordu. "Ben Harry."
"Harry? Harry Styles? Nasıl... Nasıl yani? Aaa Harry nasılsın.. Dur bir dakika Louis'nin telefonunun sende ne işi var? Yoksa siz çocuklar..."
"Hayır Niall. Kesinlikle hayır. Bu biraz karışık. Sabah uyandığımda evimdeydi."
"Akşamdan kalma gibi karışık mı? Yoksa sarhoş olup evine mi geldi."
"Yani kafasında biraz sorun var gibi ama sarhoş değildi. Aslında Niall buraya gelip onu alabilir misin?"
Niall'ın cevap vermesi biraz uzun sürmüştü ki Harry bu sessizlikten olumsuz yanıt alacağını anlamıştı. "Harry şu an işteyim ve 7'ye kadar çıkamayacağım. Yani biraz misafirin olsa sorun olur mu?"
Harry tuttuğu nefesini bıkkınlıkla verdi ve kabul etmek zorunda kaldı. Telefonu kapattıklarında ekrandaki mesajları ve aramaları görmüştü. Içinde uyanan merakla hızlıca arkasına baktı. Louis hala çizgi film izliyor olmalıydı. En sevdiği seri vardı ve onu televizyonun karşısından hiçbir güç kaldıramazdı.
Bildirim ekranını incelemeye başladığında Faith adında birinden gelen mesajlar dikkatini çekmişti. Geri kalan herkesi tanıyordu zaten. Faith'i Louis'nin sosyal medya hesaplarından tanıyordu. Fakat mesajları fazla samimiydi. Louis %100 geydi ve kesinlikle bir kızla çıkmazdı. Yani değil mi? Ekranı yana kaydırdı ve kilit ekranı açıldı. Telefonunun şifresini düşünürken elinde olmadan kendi doğum gününü,tanışma tarihlerini falan denemişti. Birkaç denemeden sonra kendisiyle alakalı olmadığını anlamış ve denemekten vazgeçmişti. Ekranda çıkan isimle telefonu sessize alıp yatağın üzerine bırakmıştı. Sevgili Faith biraz daha bekleyebilirdi.
Mutfaktan kendi için kahve ve Louis için çay aldıktan sonra oturma odasına ilerledi. Çayını uzattığında ondan bir gülümseme kazanmıştı. Gözlerinin kenarındaki kırışıkları görmeyi ne kadar özlediğini o an anlamıştı.
"Louis, bir şey konuşmamız gerekiyor."
"Şş!"
Harry bıkkınlıkla arkasına yaslandı. Hala çocuk gibi davranıyordu. Gerçekten Louis 25 yaşında olduğunun farkında mıydı? Tamam o anlamıyorsa sakin olmalı ve bitmesini beklemeliydi.
Çizgi filmin jenerik müziğiyle Harry hızlıca gözlerini telefonundan televizyona çevirdi. Sonunda bitmişti işte."Louis. Artık konuşabilir miyiz?"
"Hayır. X-men başlayacak."
Harry kahve bardağını o kadar hızlı sehpaya koymuştu ki bardağın içindeki kahve eline,sehpaya ve halıya dökülmüştü. Fakat en son umursayacağı şey buydu. Hızlıca kumandaya uzandı ve televizyonu kapattı. Louis gözlerini devirerek Harry'ye baktı. Ayağa kalktığında Harry sonunda konuşabileceklerini düşünmüştü.
Omuzlarından itildiğinde ne olduğunu anlamadan Louis kucağına tırmanmıştı. "Louis... Sen... Ne-"
Louis'nin dudaklarını kendilerinki üzerinde hissettiğinde nefesi kesilmişti. Onu itmek istiyordu. Fakat sanki beyni işlevini yitirmiş gibiydi. Üzerindeki adam işi bir sonraki seviyeye getirip kalçalarını oynatmaya başladığında Harry gerçekten kendisini yarı ölü olarak görüyordu. Louis'nin durması gerekiyordu. Louis tam şu an durmalıydı.
Kafasını yana doğru çevirdiğinde kendisini konuşmak için zorladı. Yapabildiği tek şey ismini inler tonda söylemekti. Gerçeği herkestem saklayabilir ama kendisinden saklayamazdı. Onu özlemişti. Fakat yapamazdı. Onun kadar sorumsuz olamazdı.
"Louis. Dur."
"İstediğin bu değil miydi Haz? Beni özlemedin mi?" Kulağında hissettiği iç gıdıklayıcı nefesleri ağlamak istemesine sebep oluyordu. Louis Harry'nin sınırlarını aşmasını sağlıyordu ve biraz daha kendisini tutamazsa bu iş pek iyiye gitmeyecekti.
Eli kalçalarına gitti ve tekrar Louis'nin inlemesi kulaklarına dolduğunda zorla onu koltukta yanına doğru fırlattı.
"Louis. Biz ayrıldık."
"Sen neyden bahse-"
Louis'nin kendisine dikilmiş inanmayan gözlerini görmezden geldi. "3 yıl önce beni aldattın. O zamandan beri ayrıyız."
Hafta sonu sözüm sağlık sorunlarımdan dolayı geciktirmeli oldu. Beklettiğim için üzgünüm ve bölümü Harry'nin gözünden (tarafından veya her neyse artık) yazdığımı hikayenin sonunda fark ettim. Yine de değişiklik fena olmaz diye düşündüm. Evet bu kadardı. Iyi günleeer :")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fault (l.s)
FanfictionLouis uyandığında Harry'yi yanında görmeyi bekliyordu, başka bir adamın kollarında değil.