1.7

1.7K 193 96
                                    

"Harreh."

İnleme dudaklarından döküldüğünde Louis kafasını biraz daha yatağa bastırdı. Harry, Louis'nin sona yaklaştığını kasılmalarından ve incelen sesinden anladığında ağzını üzerinden çekti. Görsel şöleni kaçırmak istemiyordu. Louis, eksiklikle sızlanmıştı. Fakat uzunluğunda hızlanan el hareketleriyle yatakta kıvranmasına engel olamadı.

Kasılmaları şiddetlendiğinde gövdesi yukarı doğru kalktı ve beli yay şeklini aldı. Rahatlamayla kendisini tekrar yatağa bıraktığında Harry kendisiyle gurur duyuyordu. Louis'nin göbeğine ve eline bıraktığı sıvıyı Harry diliyle temizledi. Arkasından dudaklarını birleştirmesi Louis'nin kendi tadını onun ağzından almasına sebep olmuştu.

Louis iki eliyle kavradığı çay fincanını biraz daha sıkı kavrarken sırtını Harry'nin gövdesine yasladı. "Hukuk derslerine ne oldu?"

"İlk sene 4 dersten kalınca ortalamam düştü ve geçiş isteğim kabul edilmedi."

Harry, ilişkilerinin son senesinde okuduğu İşletme ve Yönetim bölümünden sıkılıp Hukuk bölümüne yatay geçiş yapmaya çalışmıştı. Ortalaması ve birkaç öğretmen sayesinde üniversite yönetimi bunu kabul etmiş ve dönem bitiminden sonra yeni bölümüne başlamasına izin vermişti.

Louis ortalamasının neden düştüğünü biliyordu. Cevap tam olarak sırtını göğsüne yaslamış, onun tişörtü içerisinde çayını içiyordu.

"Tekrar deniyebilirsin?" Louis tüm iyimserliğiyle soru sorar tonda konuştu. Kafasını kaldırıp tepkisini ölçtüğünde cevap olarak sadece bir omuz silkme almıştı. Çay fincanını yatağın yanında duran komidinin üzerine bıraktı ve dizlerinin üzerinde ona doğru döndü. "Daha ne kadar bir barda çalabilirsin? Üstelik bu hiç güvenli değil."

"Şu ana kadar ciddi bir sorun yaşamadım." Harry onu geçiştirdiğinde Louis ellerini onun boynuna sarmak istedi. Konudan rahatsız olduğu belliydi. Fakat Louis ondan daha fazla rahatsız oluyordu.

'Çünkü polis olan eski sevgilin her defasında oradaydı.' Louis dilinin ucuna kadar gelen cümleyi geri itti. Tanrı aşkına kendinin farkında değil miydi? Orada bulunan herkesin onunla bir gece geçirmek için sıraya girebileceğine emindi. Eski sevgilisi üniformasını giyerek onu koruyor olabilirdi. Fakat Louis'nin korumak için başka yöntemleri vardı. "Yanımda çalışmaya ne dersin?"

Harry'nin kahkahasını duyduğunda sinir bozukluğuyla kendisi de güldü. Onunla dalga geçtiğini düşünüyordu. "Buraya taşınmamı da ister misin? Hatta..."

Louis elinin kaldırılıp iki el arasına alındığını hissetti. "Louis William Tomlinson... Benimle evlenir misin?"

Louis, heyecanını belli etmemek için oldukça uğraştı. Gerçekten bu duruma en az onun kadar dalga konusuymuş gibi bakabilmek için çok fazla uğraştı ve gergin kahkahasının odada yankılanmasına izin verdi. "Çok komiksin."

Harry ellerini çektiğinde Louis'nin eli dizlerinin arasına düşmüştü. Birkaç dakikalığına hayal kırıklığına uğramış gibi görünmesini engelleyemedi. Harry bunu fark ettiğinde yaptığı tüm o şeyler yüzünden pişman oldu. Aralarındaki samimiyetin bu şakayı kaldırabilecekmiş gibi davrandığı için tam bir aptal gibi hissediyordu.

"Louis." Louis, elleriyle uğraşmayı bıraktı ve ona baktı. "Aramızdaki tüm bu şeylerin fazla kontrolden çıktığının farkındayım ama seninde farkında olman gereken bir şey var. Ciddi bir ilişkide değiliz. Büyük ihtimalle bir daha hiç olmayacağız da."

Harry düşünmeden söylediği son şeyin kabalığını fark ettiğinde ona kaçamak bir bakış atarak tepkisini ölçtü. "Yani hiçbir şey hatırlamadığın için neden böyle dediğimi de bilmiyorsun. Fakat Louis bir gün bana hak vereceksin."

Louis, aralık dudaklarını hareket ettirmek istedi. Fakat ağzının içerisindeki dili çok fazla şişmişti ve titreyen dişleri ona yardımcı olmuyordu. Hissettiği kadar yıkılmış görünmemeye çalıştı. Onu kazandığını sandığı her gün aslında ondan uzaklaşmıştı. Onun hissettirdikleriyle o kadar sarhoş olmuştu ki aslında hiçbir yol katedemediğini görememişti.

Harry'nin ellerinin yanaklarını sardığını hissettiğinde tekrar ona baktı. "İyisin değil mi?"

"Niye olmayayım ki?" Louis, şüpheye yer bırakmadı. Sanki iki saniye önce ağlayacakmış gibi duran kendisi değilmiş gibi keyifle sırıttı. Harry'nin yüzündeki şaşkınlık çabuk silindi. Elleri Louis'nin yüzünden telefonuna gitti ve hızla yerinden kalktı. "Geç kaldım."

Odanın içerisinde kendisine giyecek bir şeyler ararken Louis kendisini yatağa geri bırakmıştı. Uğraşması gereken kırık bir kalbi vardı. Harry'nin yüzüne doğru eğildiğini hissettiğinde kaşlarını çatarak ona baktı. Tanrı aşkına bütün o dediklerini söyleyen o değilmiş gibi bir de öpecek miydi?

Harry onu duymuş gibi geri çekildi. Alışkanlıklarıyla başa çıkamıyor olmalıydı. "Koşudan dönerken birkaç şey alırım ve kahvaltı ederiz tamam mı?"

"Jeffrey? Gerçek ismin olduğuna emin misin? Sanki porno yıldızı ismiymiş gibi duruyor. Tanrım, inanamıyorum. Hangi ebeveyn bunu çocuğuna yapar ki?"

"Demek ki benimkiler yapmış." Karşısında ki neredeyse kendisinden iki metre uzun adamın göz devirerek içkisinin tamamını tek yudumda bitirdiğini gördü.

"Hey! Alınma. İsmine göre gayet iyi bir görüntün var." Louis onun keyiflendiğini gördüğünde gülümseyerek yaptığı şeye devam etti. "Yani uzun boyun, geniş omuzların ve kasların falan."

Louis ellerini adamın göğsünden karın kaslarına doğru götürdüğünde elinin geçtiği her yerin gerildiğini hissediyordu. Bu onunda keyiflenmesini sağladı. Birasını yudumlarken kolların beline doğru sarılıp karşısındaki adama doğru çekildiğini hissetmişti.

Ön sevişmeyi başlatan Louis olmuştu. Bu onun için bir hayal kırıklığıydı. Çünkü Tanrı aşkına sert görüntüsünün altında bir adama yakınlaşmaya çekinen bir korkağın olduğunu hiç düşünmemişti.

"Seninkine gidebilir miyiz?" Louis kendisini orta düzeyde bir arabaya doğru itilirken bulduğunda endişeyle sordu. "Tatlı inlemelerini duymak istiyorum ve karım yan odada uyuyorken bu pek mümkün değil."

Louis duyduğu şeyle kaşlarını kaldırarak yan koltuğunda arabayı çalıştıran adama baktı. Adam yanındaki küçük çocuğun kendisine olan bakışlarını görünce haline gülerek bir süre onu inceledi. "Ne? Bu seni caydıracak mı?"

Louis basitçe adresi söylediğinde adam şans eseri bildiği caddeye doğru sürmeye başladı. Louis kendi evine doğru yaklaştıklarını fark ettiğinde sonunda aklına sevgilisi gelmişti. Yani eski sevgilisi mi demeliydi? Louis, bilmiyordu. Bilmemesinin acısını yanındaki adamdan çıkaracaktı. Zavallı karısı yatağında kocasını bekliyordu. O da geceler boyu Harry'yi beklemişti. Tanrı aşkına onu kimse suçlayamazdı. Artık güvenlik tarafından alınmadığı barın içerisinde ne dönüyor bilmiyordu ve artık tüm güvenini kaybetmişti.

Yine de bu üzerinde hareket eden adamı Harry'nin silüetinde hayal etmesini engellemedi. Adam altında kıvranan çocuğun ilgisinin artmasından tabii ki de memnun olmuştu. Fakat birkaç kere 'Seni çok özledim.' Tarzında bir şeyler söylemişti. Başta kullanılmış olduğunu düşünse de önemsemedi. İstediğini düşünebilirdi.

Hareketli geceden üç saat sonra suyla uyandırıldıklarında Louis pişmanlığı iliklerine kadar hissediyordu.

Louis titremesini durduramadı. Arkasından gelen ağlama krizi mutfağın ortasına çökmesine ve dün geceden kalan doğum günü pastasının yere düşüp her yeri batırmasına sebep olmuştu. Dakikalar sonra Harry sabah koşusunu bitirmiş ve Louis'nin en sevdiği kurabiyelerden bulmuş olmanın sevinciyle apartman kapısından girmişti. Geç kaldığı derse yetişmeye çalışan Faith'e fazladan almış olduğu ay çöreklerinden birini verdi.

Tüm sevinci Louis'nin hıçkırıklarını duyana kadardı. Elinden kayan poşetteki kurabiyeler un ufak oldu ve her yere saçıldı. Harry, Louis'nin bir yerine bir şey olup olmadığını kontrol ederken ittirilmesini umursamadı.

Tıpkı Harry, Louis'nin hıçkırıklarını kalbine saplanan bir bıçak gibi hissederken sabah söylediği şu büyük laflarını umursamadığı gibi.

Fault (l.s)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin