Yaklaşık 15 dakikalık seslerin yükseldiği konuşmadan sonra eski arkadaşı ve artık öyle olduğunu kabullendiği eski sevgilisi oturma odasına geri dönmüştü. Darren ikili koltuğa yerleştiğinde Harry'yi de yanına çekmiş ve konuşurken ellerini birleştirmişti. Louis yüzünü buruşturarak başka bir yere baktı.
"Louis en son ne hatırlıyorsun?"
Louis omuz silkerek bakışlarını direkt olarak eski arkadaşına yönlendirdi. "Sevgilimi çalıp evime yerleştiğini hatırlamıyorum. Buradan başlamaya ne dersin Darren?"
Harry elini birkaç kez çekmeye çalışsa bile Darren ona izin vermemişti. İkisi arasındaki gergin hava Harry'yi korkutuyordu. "Bu sen Harry'yi aldatıp terk ettikten sonra gerçekleşti. Başka bizim hakkımızda bilmek istediğin bir şey var mı? Mesela merak ediyorsan Harry altta ve ilişkimiz mükemmel ilerliyor."
Louis ona en kötü bakışlarını yolladı. Fakat kas torbası gibi görünen bu adam pek etkilenmemişti. Onun gözünde 25 yaşında sinirlenmiş bir adam değilde tırnaklarını çıkarmış bir yavru kedi oturuyor gibi görünüyordu.
"Louis en son ne hatırlıyorsun?" Şefkatli ses sinirlerinin yatışmasına sebep olmuştu.
"Ocak 2013. Senin doğum günün için tatil planı yapıyordum."
Harry aklına dolan anıyla gözlerinin dolmasını engelleyemedi. "Los Angeles'a paramız yetmedi. Biz de parayı banka hesabına yatırıp bir dahaki doğum günüme erteledik."
Darren küçümseyici bir kahkaha attı. "İçin rahat olsun Louie. Onu götürdüm."
Louis onun boyuna yetişip yumruk atma planları yaparken Harry yanındaki adamın dizine vurup uyarıcı bakışlar atmıştı. Aralarındaki olayı güç gösterisine çevirmeye gerek yoktu.
"Darren seninle ilgili merak ettiğim bir şey var." Louis kollarını tekrar birbirine bağladı. "Ne zaman sevgilime göz koymuştun? Sadece bilmek istiyorum."
"İlk gördüğüm andan beri ona senden daha iyi bakabileceğimi biliyordum."
Louis sinirle ayağa kalktığında Darren de kalkmıştı. Aralarında büyüyen kavga Harry'nin Louis'yi mutfağa kadar çekmesiyle bitmişti. Kollarının arasında hala bağıran ve içeri gitmeye çalışan Louis'yi bir süre inceledi ve bu hareketinin Darren'a ne düşündürebileceğini umursamadı.
Louis kollarına tırnaklarını geçirdiği adamın kendisine çevrilmiş gözlerine iğrentiyle baktı ve yatak odasına ilerledi. Şifresini hatırlamak için hafızasını zorlarken çoktan şifresinin kırılmış olduğunu gördü.
"Darren bu işlerden biraz anlıyor."
Ne ara arkasından geldiğini anlamadığı Harry'nin konuşmasıyla sıçradı. Fakat ona bakmadan telefonuyla ilgilenmeye geri döndü. Rehber listesine girdi ve Niall'ın numarasını buldu. "İş yerinde. Çıktığı zaman gelip seni alacaktı."
Ters bakışlarını ona yönlendirdiğinde Harry geri çekildi.
"Harry sen misin?" Telefon açılıp sesini duyduğunda onu özlediğini fark etmişti.
"Hayır Niall benim Louis"
"Louis? İyi misin? Neredeydin? O kadar çok korktum ki."
Endişesi ses tonundan anlaşılıyordu. Fakat Louis şu an bunları konuşmak için uygun yerde değildi. "Niall, benim bir evim var mı?"
Telefonun diğer ucundaki adam sorusunu garipseyerek onayladı. "Bana adresi atabilir misin?"
Niall onu tekrar onayladığında telefonu kapattı. Sabah bir yere fırlattığı kazağını ararken Harry onun için dolaptan bir tane çıkarmıştı. Louis ona verilen lila rengi kazağı giyerken telefonu titremişti. Hızlıca mesajda yazılan adrese baktı ve telefonu pantolonunun cebine yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fault (l.s)
FanfictionLouis uyandığında Harry'yi yanında görmeyi bekliyordu, başka bir adamın kollarında değil.