MİNE
Furkan kapının önüne çöküp dizlerini karnına çekti ve yere boş boş bakmaya başladı.
Deniz'le ben korkuyla birbirimize baktığımız sırada dışarıdan:
"Hey!"
"Bu tarftan!"
"Diğerlerine haber vermeliyiz!"Gibi sesler ve bir ağlama sesi duyuldu.
Furkan oturduğu yerden hızlıca kalkıp balkona koştu. Bizde arkasından balkona çıktık.
Efe, Berk, Melisa, Leyla, Ata ve Ulya arkalarındaki sürüyle sol yola doğru koşturuyorlardı.
Peki Efsa, Görkem ve Ege nerdeydi?
Efsa, Berk'in kollarında çığlık çığlığa ağlıyordu ama diğer ikisi ortalıkta gözükmüyordu.
Furkan "Hey! Nereye gidiyorsunuz?" Diye bağırdı.
Sol yola girerlerken Efe onu duydu ve korkuyla bu tarafa bakıp cevap vermeden o da sol yola girdi.
Deniz sıkkın bir şekilde içeri girdi. Furkan ve ben bir süre daha arkalarından öylece baktık.
Furkan bana döndü. Yüzünde çaresiz bir ifade vardı. "Şimdi ne yapacağız?" Diye sordu.
"Onları bulacağız elbette." Diye yanıtladım.
Daha sonra bizde içeri girdik. Furkan tekrar kapının önüne çöktü ve "Evlerde sandığımızdan daha fazla avare olduğunu anlamış olduk." Dedi
Bende "Ya da dışarıdam girebilecekleri açık bir yer var." Dedim.
Deniz, Ece ve Ezgi'nin alınlarına sırasıyla baktı, daha sonra Furkan'nın yanına giderek ona da baktı.
"Senin de onlarında ateşi var. Önceliğimiz sizin için ilaç bulmak olmalı." Dedi.
Furkan "Hayır! Önceliğimiz onları bulmak olmalı." Diye çıkıştı.
Deniz "Bu haldeyken o sürüyle savaşabileceğini mi sanıyorsun? Yaran iltihap kapmış ve dikiş atılması gerek." Diye ona karşılık verdi.
Unuttukları bir şey vardı ben de onlara hatırlatmak için "Bu söylediğiniz şeyleri yapmamız için öncelikle buradan çıkmamız gerekiyor." Dedim.
İkisi ilk önce birbirlerine sonra da bana bakarak kafalarını salladı.
"Kapıyı açtığında koridorda kaç tane avare gördün?" Diye Furkan'a sordum.
"Dört ya da beş tanelerdi, merdivenlerden de çıkmaya çalışan bir iki tane vardı." Diye yanıtladı.
Deniz "Ne yapacağız peki?" Diye sordu
Furkan "Bir plan yapmalıyız. Öylece içlerine dalıp saçma sapan bir şey yapmamalıyız. Başka kimsenin ölmesini istemiyorum." Dedi ve ayağa kalktı sonra sendeleyip eliyle tutunacak bir şey aradı. Bulamayınca geri yere oturdu ve "Başım döndü." Dedi.
Deniz "Ben sana söylemiştim. Daha kötüye gidiyor acele edip ilaç bulmalıyız." Dedi.
Furkan da "Daha kötüye gidiyorsa ben bu haldeyken nasıl Seferihisar'a kadar gideceğiz."
Deniz ağzını açıp cevap vereceği sırada kapıya vurmaya başladılar.
Furkan oturduğu yerden sıçradı. Sonra bize dönüp " Ne yapacaksak acele etmeliyiz." Dedi.
Deniz "Buradan nasıl çıkacağımızı düşündükten sonra hazır düşünmek için zamanımız varken daha sonrasında ne yapacağımızı da planlamalıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Age Of The Walking Dead
AcciónThe walking dead serisiyle aynı süreçte Türkiye'de gerçekleşen zorlu şartlar altında yaşamaya çalışan bir grubun hayatta kalma hikayesi.