KARAR

95 10 0
                                    

DENİZ

Biz bunlardan mı korkmuştuk.

Böyle düşnmem için geçerli sebeplerim vardı.

Küçük gruplarındaki herkes bende en az dört yaş küçüktü ve kesinlikle aptalca kararlar veriyorlardı.

Mine'nin yaptığı şey de tam olarak buydu.

Yanımda duran çocuk "Hadi!" Dedi ve koltuğun ordaki makas bıçağına koştu ve alır almaz Ezgi denen kızın kolunu kemiren sürtüğün beynini deşti. Bana baktı ve kollarını iki yana açarak "Neyi bekliyorsun? Acele et de diğer makas bıçağını al!" Dedi.

Ardından kapıya doğru koşmaya başladı. Tam dışarı çıkacağı sırada bir şey dikkatini çekmiş olacak ki durakladı.

Kapıyı çekerek arkasına baktı.

Yanına giderek yerdeki makas bıçağını aldım ve neye baktığına baktım.

Belinden altında nerdeyse kemikten başka bir şey kalmamış bir sürtükten başka bir şey değildi.

Ya da öyleydi bu çocuğu görmüştüm, adı Ege miydi... evet öyleydi.

Bir süre daha onla bakıştıktan sonra kafasını deşti ve bende bu sırada daha onun adını öğrenmediğimi fark ettim.

Bir an kendimden utandım, sonra neden utandığıma anlam veremeyip kendime kızdım sonra bir anlam verdim ama utanmamı gerektirecek bir şey olmadığını fark ettim.

Bu çocuk bu küçük grupta sözü geçen birisine benziyordu ve her ne kadar biraz gıcık kaptımsa da güçlü ve çevik biri olduğu belliydi.

Dışarı çıkıp verandadan indiğimiz sırada "Şu an bir az alakasız olabilir ama adın neydi?" Diye sordum.

Bana ters bir bakış atıp "Furkan" dedi ve önüne döndüğü sırada eliyle uzaktaki bir şeyi göstererek

"İşte orda, hadi koş!" Dedi ve koşmaya başladı. Bende peşine takıldım.

Evden çıktıklarında beş tanelik sürü şimdi sekiz falan olmuştu.

Burayı gözlemlediğim süre boyunca edindiğim bilgilere dayanaram Mine'nin kafe olarak düzenlenmiş yere doğru koştuğunu tahmin ediyordum.

Küçük sürtük sürüsünün peşinden koşarken bir şey dikkatimi çekti, çok yavaşlardı.

Akarca da karşılaştığım bir çok sürtüğün yavaş olduğunu gözlemlemiştim.

Yani bu bölgeye özgü bir şeydi çünkü benim geldiğim yerlerdeki sürtükler gayet hızlı koşuyorlardı.

Furkan'a dönerek "Sence de bu sürtükler yavaş değiller mi?" Dedim

Gözünü sürtüklerden ayırmadan "Onların ölü olduğunu sanıyordum, yani... işte anladın sen" diye cevap verdi.

"Evet ölüler ama sadece bu Akarca bölgesinde bu şekilde yavaşlar yani benim bulunduğum çoğu yerde senin, benim gibi koşuyorlar." Dedim nefes nefese.

Kafasını bana çevirip "Belki de Akarca'nın nüfusunun çoğunu yaşlılar oluşturduğu içindir. Sonuçta burası bir tatil semti ve emekli insanlar buraya geliyor. Mesela ben de buraya anneannemlerin yanına tatil için geldim."

Evet bu mantıklı bir açıklamaydı. Buradaki karşılaştığım avareleri düşününce gerçekten de çoğunun yaşlı olduğunu fark ettim.

Ben bu şekilde düşüncelere dalmışken Furkan "Sürü voleybol sahasına yöneldi. Mine ne yapmaya çalışıyor." Diye seslendi

The Age Of The Walking DeadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin