kwon : bir daha sakın beni engellemeye kalkma. ayrıca yarın okula geliyorsun.
lee : suratımı görmek istemediğini sanıyordum.
kwon : sana bayıldığımdan değil zaten. seni gördükçe tanrıya şükrediyorum. ibret oluyorsun, anladın?
lee : anladım.
kwon : bana kısa cevaplar verme.
lee : soonyoung... ne yapmaya çalışıyorsun?
kwon : canım sıkılıyor sadece. biliyorsundur heri'yle aramız da açıldı.
lee : belki de okulda başkalarıyla öpüşürken dikkat etmelisin.
kwon : ha yani diyorsun, beni öp. ama üzgünüm. kese kağıdıyla bile denemeye kalksam her şekilde üzerine kusarım.
lee : kıçından çevirip durma kelimeleri.
kwon : aptal. kıskandığını o kadar belli ediyorsun ki...
lee : kimi kıskanıyor muşum?
kwon : heri'yi.
lee : kwon soonyoung
kwon : ne var?
lee : sadece def ol git.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ugly
Fanfictionona normalden daha uzun baktığımı fark ettiğim an çok geçti, çünkü bana dönmüş, bakışlarıma karşılık veriyorken hemen karşımızda oturan annesini unutabilir ve yumuşatıcı kokusunun çoktan burnumu istila ettiği o kazağına gömebilirdim suratımı. eriyor...