"kalbini ve kalbimi, gözlerini ve gözlerimi, dudaklarını ve dudaklarımı..." soluğunu kesti sanki. "sonsuzluk kavramında birleştiriyorum, jihoon."
uykuya dalmasına ramak vardı. direnen jihoon, hoş sözlerin mayhoşluğu ile kapandı kapanacak gözlerine tüm sevgisini sığdırıp uykuya dalmadan önce ona son kez baktı.
"şimdi uyu, bebeğim." güzel, çok güzel sözlerdi bunlar. nereden öğrenmişti, nasıl öğrenmişti bilmiyordu jihoon fakat aşk gibi çirkin bir sözcüğe sığdıramadığı, yakıştıramadığı hisleri vardı. bunları soonyoung sağlıyordu. güzel sözleri, güzel hissettiriyordu. bir hoş oluyordu her defasında.
soonyoung onun göz kapaklarına değdirdi dudaklarını usulca. gözden öpmek ayrılık getirir, diye duymuştu. umursamadı, çünkü ayrılıkla savaşabilecek kadar olgundu artık.
saçma bulduğu, bir yerden sonra tecrübe olarak nitelendirdiği birçok şey yapmış, sonunda bir yol bulmuştu. o yolda jihoon'la birlikte yürüyordu. el ele, kol kola, kalp kalbe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ugly
Fanfictionona normalden daha uzun baktığımı fark ettiğim an çok geçti, çünkü bana dönmüş, bakışlarıma karşılık veriyorken hemen karşımızda oturan annesini unutabilir ve yumuşatıcı kokusunun çoktan burnumu istila ettiği o kazağına gömebilirdim suratımı. eriyor...