lee : yenisini almana gerek yoktu.
kwon : daha sonra bardağını kırdığım için kafamın etini yemeni istemedim.
lee : ah.
kwon : bunun dışında sana bir şeyler almak hoşuma gitti.
lee : teşekkür ederim.
kwon : zaten yeterince teşekkür ettin jihoon.
lee : tamam ne yapmamı istersin?
kwon : hım, düşünüyorum bir dakika.
lee : şu an gözlerimi deviriyorum.
kwon : biliyorum. genelde öyle yaparsın. neyse, ne yapacağını buldum. aşağıdaki sınıfları biliyor musun?
lee : aşağıda sınıf mı var?
kwon : ...
lee : pratik odalarından bahsetmiyor musun? onlar ne zamandan beri sınıf diye geçiyorlar?
kwon : lanet her neyse. üç şişe suyla beşinci 'pratik' sınıfına gel. sular soğuk olsun.
lee : hava zaten çok soğuk.
kwon : burası cehennem gibi.
lee : tamam geliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ugly
Fanfictionona normalden daha uzun baktığımı fark ettiğim an çok geçti, çünkü bana dönmüş, bakışlarıma karşılık veriyorken hemen karşımızda oturan annesini unutabilir ve yumuşatıcı kokusunun çoktan burnumu istila ettiği o kazağına gömebilirdim suratımı. eriyor...