♚4♚1. kısım"Başlıyoruz"

134 85 39
                                    

merhaba TACAListan çocukuları...... bu bölüm biraz kısa oldu.. Ve de uzun zaman dır yb gelmiyordu... Sınavlar, okul falan diyince hiç yazamadım .. Bu yüzden hepinizden özür diliyorum ....

Medyadaki şarkıyla dinleyerek okumanız önlemle rica olunur
⇨⇨⇨Sia the greatest

çok çoook çokk seviliyorsunuz beybitolar... İyi okumalar

.... Siyah rüyaların beyaz ruhu, boşluğa düşermiş gibi veren hislere doğurulmuş ufuklara sarılkmakta.

Ayakta durmaya mecali olmayan zamanın aşkı şu fırtınadan kayıp giderken, elini uzatıp tutuyor sonsuzluğa. Birikmiş ve de tükenmiş duygularına esiri olurken, zamansız karşına çıkan ölü bir beden gözü kapalı aklına derin çizikler atıyor ve işte o zaman bir yudumluk nefes sana elveda diyor. Daha doğmadan toprağa gömülen bir bedenle.

→_→→_→→_→

Göğsü daralana, nefes almakta zorlanana kadar durmadan koştu. Bu soğukta anlı boncuk boncuk terlemişti. Telaş ve gece gece, ondan beklenmeyen bir eforla koşunca vücudunun çökmesi doğaldı haliyle. Hızla evinin kapısına varıp kapının önünü kolaçan etti. Yedek anahtar burada bir yerlerde olmalıydı. Paspasın altına saksı altına heryere baktı ama bulamadı. Çöktüğü yerden doğrulup evin arka tarafına doğru gitti. Cam sürgülü kapıyı açarsa içerde demekti.

Biraz zorlamanın ardından açılan kapıyla kendini içeriye attı. Ee bu kadar kolay açılması huzursuz etti onu. Dağ başı gibi bir yerde elin iti gelip hırsızlık yapmaz mıydı? Yahut ona her hangi bir zararda bulunmaz mıydı? En kısa zamanda buna da bir çözüm bulmalı.

Evin içinden yayılan sıcak hava buz tutan bedenini çökerken mayışmışlıkla odasına çıktı.

Bu gibi durumlarda -telefonunun yanında olmadığı zamanlar- bir kaç kişinin numarasının bulunduğu küçük bir ajandası vardı. Onu alarak Taner'e haber vermeliydi. Şu anda yapabilecek daha mantıklı bir şey yoktu. Henüz açmadığı valizini alıp içinden deri kaplamalı kahverengi defteri çıkartarak numarayı buldu. Defteri eline alarak hızla tekar aşağı kata inip ev telefonunun başında soluğu aldı. Numarayı tuşlarken göründüğü kadar tedirgindi.

Tekin 'in o şeyi bulmaması gerekiyordu. Zor bela birleştirlen güven halkaların kopması Tacal için yeniden yaşayacağı müstehcen bir yıkım olurdu.
Bir kaç bip sesinden sonra Kalın boriton bir ses ile açıldı telefon.

"Alo.. "

"Taner!. Benim Tacal. " derin bir nefes verip karşı tarafı bekledi.

"Tacal? Telefonuna ne oldu?. Nerdesiniz? Tekin nerde? "

Ardı ardına sorularını sıraladı merakla Taner. Birazdan duyacağı şeyler onun nefeslerini dahi değiştireceğini bilmiyordu.

"Taner çantada kaldı! Emanet... "

Bir türlü kelimeleri toparlayamadı. Sürekli dili dolanıyor nasıl açıklama yapacağını çözemedi.
"Tacal! Beni endişelendirme bak. Ne olduysa derin bir nefes alıp sakinleşerek en başından anlat "
Tacal gözlerini yukarı kaldırıp nefesini dışarıya doğru verdi. Tekrar derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

"Tamammm. Sakinim. Şimdi biz
Restorandan çıktıktan sonra arabaya bindik, beni eve getiriyordu. Gelirken tartışmaya girdik, kavga edince de beni evin yakınında bir yerde, yolun ortasında indirdi. Emanetin çantadaydı Taner!!. Ben...ben onu arabada unuttum."

"Ne!!!! Sen ne yaptığının farkında mısın?! "

"Biliyorum... Allah kahretsin ki biliyorum. Bak ben böyle olsun istemedim. "

TACAL  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin