Son zilin çalmasıyla rahat bir nefes aldım. Bugünkü dersler çok sıkıcıydı ve sürekli başka şeylerle ilgilenmiştim. Aklıma gelen şeyle çıkış için plan yapan arkadaşlarımın konuşmasını böldüm.
"Ben yokum, bir an önce eve gitsem iyi olacak. Size iyi eğlenceler..."
"Ya, keşke sende gelseydin, bugün gideceğimiz kafe mü-kem-mel!" Yağmur'un cıvıldayan sesiyle söylediklerine tebessümle karşılık verdim.
"Çok isterdim, belki başka zaman. Eve gelirken haber verde kapıyı ben açayım, abimle karşılaşmanı istemem."
"Tamam canım ararım, dikkat et kendine."
"Sare ben seni bırakayım o zaman gideceğin yere?" Koray'ın sorusunu nazikçe reddedip "Yalnız kalıp biraz yürümek istiyorum." dedim. Anlayışla başını salladığında yanlarından ayrılıp eve yürümeye başladım. Telefonumu çıkarıp uzun zamandır aramayı unuttuğum numarayı tuşladım. Telefonumu kulağıma götürürken bir yandanda eve giden en uzun yolu bulmaya çalışıyordum. Telefon konuşmamızın kısa sürmeyeceğini biliyordum ve eve gidince rahatça konuşamayacağımı da...
"Alo?"
"Benim, gizli hayranın." dedim şakayla karışık.
"Ne de-ah! Hatırladım. Güzel sesli kızsın sen." Güzel sesli kız? Buna ufak bir kahkahayla güldüm.
"Uzun zaman oldu konuşmayalı, aramaya pek vaktimin olduğu söylenemez. Şimdide eve gidene kadar konuşabileceğim zaten."
"Son konuşmamız kötü bitmiş gibiydi. Ne olduğunu anlatmak ister misin?"
"Koray.." deyip gözlerimi kapattım. "İlk başlarda sinir bozucu salağın tekiydi ve sadece gözleri güzel diye ondan biraz etkilemiştim ama o gün yaptığı şey... Ah! Beni çıldırtmıştı. Seninle olan bütün konuşmamızı dinlediği yetmiyormuş gibi pişkince başka şarkı söylememide istedi. Ondan nefret ediyordum."
"Ediyordum? Sanırım artık etmiyorsun."
"Galiba. Ben bile hala inanamıyorum ama şu an onunla sevgiliyiz. Yani deniyorum bilmiyorum. Daha önce kimseye karşı ona hissettiklerimi hissetmemiştim. Beni heyecanlandırıyor ve kalbimdeki inanılmaz baskıya neden oluyor."
"Bende kimseyi sevmediğim için bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum. Ama onunla mutluysan ne hissettiğini sorgulamamanı öneririm. Sorgulaman ona bir şekilde yansır ve kötü sonla bitersiniz. Anlatabildim mi?"
"Anladım. Sende ne var ne yok?" dedim tedirgince. Tedirginliğim sebebi kesinlikle konuştuklarımız değil bulunduğum yerdi. Hava kararmaya başlamıştı ve ben hangi akla hizmetse kestirmeden gitmek istemiştim. Sonuç? Tanımadığım bir karanlık bir sokakta kaybolmuştum. Telefonun diğer ucundan bana bir şeyler anlattığını anlamıştım ama dikkatimi ona veremiyordum. Arkamdan ses duyduğumda bakmaya cesaretim olmadığından adımlarımı hızlandırdım.
"Kayboldum." diye fısıldadım arkamdan asım sesleri gelirken. Bir anda anlattığı şeyi bırakmış "Nasıl yani?" diye sormuştu.
"Eve gidiyordum ve kestirmeden gidebilmek için bilmediğim bir sokağa saptım. Hava karardı, nerede olduğumu bilmiyorum ve arkamdan biri geliyor!" Sesim titrerken hızla sıralamıştım kelimeleri.
"Gizli kalmayı siktir et ve bana hangi şehirde olduğunu ve o şehrin tahminen neresinde olduğunu söyle. Sakin ol ve sakın arkana bakma." Görmeyeceğini bildiğim halde hızla kafamı sallayıp istediklerini söyledim.
"Şanslısın, geliyorum dikkat et." Aynı şehirde olmamıza şaşırmıştım ama sadece "Ne kadar sürer?" diye sorabilmiştim. Cevabını duyamadan telefon elimden alındığında tiz bie çığlık attım. Tanrım yardım et... İçimden dualar ederken karşımdaki adama baktım korkuyla. Karanlıktan yüzünü tam olarak seçemiyordum. Sarsak adımlarla bana doğru bir adım daha attığında "Gelme!" dedim. Yüzünü yüzüme iyice yaklaştırdığında keskin içki kokusuyla korkum katlanırken midemin bulanmasını önleyemedim. "Ne istiyorsun benden? Git lütfen git!" diye yalvarırken arkaya doğru adım atıyordum ancak o her adımımda bana biraz daha yaklaşıyordu. Sarhoş olmasını fırsat bilip kasıklarını hedef alarak tekme attığımda karnına isabet etmişti. Bir anlık boşluğundan yararlanıp koşmaya başladığımda arkamdan küfürler ederek geldiğini yaklaşan sesinden anlıyordum. Karşıma duvar çıktığında bende sesli bir küfür savurup etrafıma bakındım. Çıkmaz sokağa denk gelmiştim ve kaçışım yoktu. Tek yapabildiğim Tanrı'ya dua edip telefonda konuştuğum kişinin gelmesini beklemekti. Aynı şehirde olabilirdik ama aynı şehrin iki farklı ucunda olmadığımız anlamına gelmiyordu. Gelmesi saatler sürebilirdi ve ben bu adamı ne kadar daha oyalayabilirdim bilmiyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Önce Senden Sonra
Dla nastolatkówKapak yapımı: @sudezey "Gözlerin... Aynı benim gibi, arafın ta kendisi..." "Gülüşün... Aynı hayal gibi. Hayalim gibi. Çok güzel ve bir o kadar ulaşılmaz..." "Ulaşmak senin elinde. Bırakma beni." "Nasıl bırakırım seni? Seni bıraksam bile gülüşünü bır...