ELMA

Yazık

   Arabayla yarım saatlik bir yolculuktan sonra şehirden uzak otantik şık bir restoranta gelmiştik.   Arabadan indik, Ateş elimi tutmuştu yüzüne baktım ama istifini bozmadan yürüyordu. Kalın parmaklarının arasında benimkiler kaybolmuş,  sıkıca elimi kavramıştı. Uzaktan gerçek bir çift gibi görünüyorduk.  Hemen koşar adımlarla iki Takım elbiseli kişi belirdi " Hoşgeldiniz Ateş Bey "  Bize biri önden eşlik ederken diğeri arabanın anahtarlarını aldı Ateş'ten . Bu kadarı bana fazla geliyordu ben bunları hakedecek ne yapmıştım kendimi Ateş 'in yanında huzurlu ve güvende hissediyordum ama Özel hissetmek ayrı bir duyguymuş, ancak romanlarda okuyacağım ama inanmayacağım bir hayalin tam ortasındaydım. Ağaçların içinde eski yapıdaki bir binaydı. Orta kolonlar hala yıllara inat duryordu,  Taş binanın içine girdiğimizde, İç mimarisine sanki hiç dokunulmamıştı, Duvardaki Motifler ve üst kısımdaki küçük pencereler olduğu gibi duruyor ama değişiklikleri farkedebiliyordum. Bu da uzmanlık alanımıza bağlıyordum.
Bu duvarlar arasında Kim bilir ne üzüntüler yaşandı, ne hayaller kuruldu ya da ne unutulmayacak aşklar..

    Gösterdikleri masaya geçtik direk gözüme çatal kaşık belirdi bunlar da mekana uygun desenlerle ,tarihi eser gibi duruyordu.
  
     Ateş " Buranın restorasyonu için çok emek verdik"
     Sare " Harika olmuş aslına uygun yapılmış, çok begendim, yoksa size mi aid"
    Ateş " Evet, Büyük dedem zamanında hatırı sayılır bir parayla almış ama bu hale getirmek zaman aldı " Ağzım açık kalmıştı ever saray değildi belki ama o dönem zenginlerin evlerinden olduğuna eminim. Etrafıma baktım kimseler yoktu.
   
     Sare " Bugün müşteri almadığını söyleme bana" dedim. Dudağının kenarında gülümseyip, fısıltılı bir şekilde göğüslerime bakıp,
     
      Ateş " Senin şu yaramazlar yerinde durmadıgı için riske girmedim "

   Kırmızı yüzüm daha kızardı. Elimi yanaklarıma götürdüm resmen kavrulmuştu. Saçlarımı öne alıp kapatmaya çalıştım. Gözleriyle beni yerken
" beni incelemeyi kes lütfen "
Siparişleri almak için geldiklerinde Ateş ikimiz için de siparişi verdi ama  bana sormamıştı. Artık bu huylarına alışmıştım. Kafamda o kadar soru vardı ki ,fakat sormaktan değil, cevap alamamaktan çekindiğimden kararsızlık içindeydim.
 
    Sare " Buraya sık sık geliyorsun sanırım "

     Ateş " sayılır "  Ne konuşacaktık, bilemiyorum ama artık soruyordum
" Ateş neden geldik buraya..Gerçek bir cevap istiyorum " Gözlerini kilitledi gözlerime, düşünceli duruyordu

Ateş "  Seninle vakit geçirmek için "
Ağzım açık kalmıştı bu kadar net bit cevap beklemiyordum, tuttuğum nefesi verdim ve kafamı salladım.

" Ben şaşırdım yani..nasıl desem etrafında pek çok kız olmalı ..hım niye ben" Bu cümleyi sürekli ağzımda gevelemekten zor kurmuştum.
Ateş'ten hiç bir mimik yoktu.
Ateş "Bunları konuşağız, Sana söylemek istediklerim var ve beni dikkatle dinlemeni istiyorum"

  Yüzüne baktım merakım gitgide artarken " seni dinliyorum "

Ateş " Benim duruşum hep böyleydi tavrım,tarzım budur; kimse için değişmem...Hayatımı kendi kararlarıma göre yön veririm ve etrafımda kimsenin bana karşı çıkmasına izin vermem.."
 
Araya girerek " Sen ne dersen odur" Hiç tereddüt etmeden " Evet" dedi ve devam etti.
" Bak sare hayatımda yer almana karar verdim ama benim istediğim şekilde, Eğer beni zorlamaz ve her zaman itaat edersen seni her zaman ödüllendiririm, hiç bir şeyini eksik etmem, kalacağımız evde lüks içinde yaşarsın hayatını benin kurallarım çerçevesinde, yaşamana müsade ederim. Ben istedigim zaman seninle olurum, Yatakta asla reddilmekten hoşlanmam. Bana kadınlığını göster ben sana zengin bir hayat vaad ediyorum.Üniversiten bitiyor, sonrası sadece ben olurum, iş hayatı gibi bir düşüncen olamaz ancak ben.."