Söz verdim

110 19 6
                                    

Emily...
Hepimiz birden hastaneye gidiyorduk. Lucas ve kate birbirine sarılmıştı. Kate ağlıyordu. Birden yanımda biri bitiverdi. Ve bana:
- ne ol- gözlerine ne oldu emily?
Gözlerime mi? Ne olmuş ki? ve yanımda kim var bilin bakalım? Maria! Ona:
- burada ne işin var?
- sizi özlemiştim. Onu geçte jonas'a ne oldu?
- bilmiyorum.
- aslında bana bir mesaj atmış onunla konuşmak istiyordum.
- ne yazmış?
Kızarmıştı biraz. Bana telefonu göstermekle yetindi. Ben mesajı okuduktan sonra:
- zaten çok belliydi.
- gerçekten mi?
- evet ama onu geçte sen justin'den neden ayrıldın?
- aslında o beni terk etti.
- neden?
- bi neden söylemedi. Sadece ayrılmak istediğini söyledi.
- demek öyle.
Neden olduğunu öğrenmezsem benim adım da emily değil. Sonra maria sorusunu direterek:
- peki senin gözlerine ne oldu?
- ne var ki gözlerimde?
- daha önce hiç bu renk olmamıştı değil mi?
- ne renk ki?
- bir kırmızı biri mavi
- ne!?
Birden yerimden sıçradım ve bir ayna bulmaya çalıştım. En sonunda bir tane bulunca suratıma baktım. Sonra:
- bu da ne demek şimdi!?
Diye bağırdım. Maria bana yetiştiği sırada nefes nefese:
- bir çok duyguyu bir anda yaşayınca böyle olmuş olmalı.
Mantıklıydı. Mavi " umut"tu. Bunu hepimiz biliyorduk. Ama ya kırmızı? O ne demekti? Maria aklımı okurcasına:
- kırmızı ne ki?
- bilmiyorum.
- öfke?
- bilemem.
- acı?
- bilmem.
- aşk?
- bilmiyorum!
- tamam sakin ol.
O sırada kate ve Lucas geldi. Kate lucas'ın koluna girmişti. Maria bana:
- iki gözünde kırmızı oldu!
Dedi. Sonrada bir onlara bir bana baktı. Ve kulağıma:
- ben kırmızının ne olduğunu buldum.
- neymiş?
- kıskançlık.
- ne!? Hayır!!!
Diye bağırdım. Bunu bütün hastane duymuş olmalıydı. Birden bire maria'ya bir şeyler olmaya başladı. Elleri ayakları titriyor ve başının döndüğünü söylüyordu. Ardından da bana:
- buraya gelmemin asıl sebebi bu değildi.
Dedi. Ve devam etti:
- sanal dünya fazla karakterleri kapsayamıyor. Yani buradan çıkmazsak yok olacağız.
- ne!?
Yine bütün hastane inlemişti. Ama merak ettiğim şey bana neden bunların olmadığıydı. Hemen kate ve diğerlerini bulmalı ve buradan çıkmalıydık. Evet kate Lucas ile bir yere gitmişti. Ahhh!

Kate...
Doktor jonas'ın kritik bir durumu olmadığını hatta bir teşhis bile koyamadığını söylemişti. Sadece birkaç( <- teog sorusu)ilaç yazmıştı. Beraber eve ilerlerken maria yalpalayarak, emily ise koşarak yanımıza geliyordu. Beni kolumdan tutup:
- gitmeliyiz , dediler.
Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Ama bana o kadar sert bir ses tonuyla söylemişlerdi ki bunu ciddiye almıştım bile. Ve jonas bana:
- sonunda gidiyorsun.
- ha? Nereye?
- bunun olacağını biliyordum.
- neyin olacağını?
- bir gün hepiniz gidecektiniz. Ve o gün geldi.
Biraz kekelesemde cevap verdim:
- ben- ben gelmiyorum!
- ne!?
Dedi ikisi aynı anda. Bana:
- burada kalırsan öleceksin.
- gitmiyorum.
Emily bir bana bir maria'ya baktı ve maria'ya:
- gitmeliyiz diğerlerini toplayalım.
Onlar giderken jonas bana:
- öleceksin! Gitsene!
- seni bırakmayacağıma söz verdim!

Miraculous dünyası 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin