Her zaman ki kaybedişimle birlikte dudaklarımı ağzımdan kötü bir şey çıkmaması için birbirine bastırdım. Oldum olası bindiğim arabalarda sürücü koltuğu yerine yan koltuk yada arka koltukta oturmaktan nefret etmişimdir. Eğer ben bir arabadaysam o arabayı benim kullanmam gerekiyordu. Tuna'nın değil.
"Çokta şey yapmana gerek yok!" fısıldarken camdan dışarı bakmaya da devam ediyordum.
"Ne yapmama gerek yok!" Tuna dikiz aynasında kendine baktıktan sonra bakışlarını bana çevirdi ve kısa bir bakıştan sonra tekrar yola bakmaya devam etti.
"Bu kadar hızlı sürmene." Kollarımı göğsümde bağlandıktan sonra hala Tuna'nın arabasında olduğu gerçeği beni sinir ediyordu.
"Ben sadece seni derse yetiştirerek yaptığım şeyden dolayı özür dilemeye çalışıyorum." Beni sertçe yere ittirip yaralanmama sebep olmasından bahsediyordu. Hızlıca kafamın aşağı yukarı sallayıp tekrar bakışlarını cama çevirdim.
"Bak, gerçekten isteyerek yapmadım. Ben o zaman kontrolümü kaybettim."
Bunu isteyerek yapmadığını biliyordum. Ama yine de bilmemek işime geliyordu işte."Seni hatırlamadığım için sorun yok." Gözlerimi hızla telefonuma çevirdim ve saatime baktım. Okula yaklaşmıştık ve ben geç kalmamayı garantilemiştim. Tuna arabayı hızlı sürdüğü için tahminimden çok çok önce okulda olacağım için içim rahatlamıştı. Telefonuma gelen mesajla sesiyle bakışlarımı telefonuma götürdüm. Gelen mesaj Arda'dan dı.
"Bir gün seni almadım diye umarım geç kalmayacaksın. Hocadan son şansı almak için düşündüğünden daha çok uğraşmıştım." Okuduğum mesajla hafifçe kıkırdadım. Arda galiba bu sefer gerçekten endişelenmişti. Hocadan ikinci şansı alması tahminimce çok zor olmamıştı ama Arda her zaman ki gibi kendini acındırmayı denemişti işte. Açıkçası Tuna olmasaydı kesinlikle yetişemeyeceğimi anlamıştım. Neden bu kadar iyi davranıyordu ki! O bana karşı bu kadar iyiyken ona daha fazla karşı koyamayacağımı hissediyordum.
Tuna'nın ani fren yapmasıyla vücudumun öne doğru eğilmesini engelleyememiştim. Kafamın çok sert olmasa da hafif sert olarak önümde ki sert yere çarpmıştım. Ne kadar çok sert li bir cümle oldu bu!
"Ne yapıyorsun sen?" Hızla Tuna'ya döndüğümde Tuna'nın sinirden kızaran yüzünü görmüştüm. Neden bu kadar sinirlenmişti ki?
"Arda'yla aranızda bir şey mi var?" Tuna sağ avcuyla direksiyonu sıkarken bir anda da bana bakıyordu.
"Ne saçmalıyorsun sen? Ayrıca senin benim bu kafamla alıp veremediğin ne?" Kafamı aldığım ufak darbeden sonra sıvazlamaya başlamıştım. Tuna neden sürekli bana iyi davranırken bir anda bana zarar veriyordu?
"Beni hatırlamayıp Arda'yı hatırlaman çok saçma!" Tuna hızla direksiyona vururken ben ona şaşkın bir halde bakıyordum. Tüm bu sorun bu muydu yani? Onu hatırlamama fikrim düşündüğümden daha çok iş yaramıştı anlaşılan. Sinsice üst dudağım yukarı kıvrılırken Tuna'ya döndüm.
"Seni hatırlamam için hiçbir neden yok!" Diye bağırmamla Tuna'nın gözlerine baktım. Dediğim şey ile sanki biraz şaşırmıştı. Donuk bir şekilde bana bakarken onun gözlerinde kaybolmamak için ultra uğraş veriyordum.
Tuna'nın bana yavaş yavaş yaklaşmasıyla vücudum donup kalmıştı. Ne yapıyordu bu? Neden gözlerimin içine bakarak bana gitgide yaklaşıyordu?
Fazlasıyla yakın bir haldeyken Tuna'nın bana daha da çok yaklaşması benim daha da terlememe neden oluyordu. Tuna gözlerini kapatmış bana doğru eğilirken beni öpmek için böyle birşey yaptığını anlamıştım. Ama bu olmamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
APTAL ÜVEY KARDEŞİM -2-
ChickLit''Son kez soruyorum. Hala koca kıçını şu kanepeye gömüp eski Türk filmlerini izleyeyip hunharca sümüklerini fışkırtmak mı istiyorsun yada hemen o güzel poponu kaldırıp seksi kıyafetlerinden birini üstüne geçirip benimle bol eğlenceli ve bol kaslı e...