FEDAKARLIK-1

3K 45 6
                                    


AŞK VE FEDAKÂRLIK

Onunkisi acı bir hikâyeydi. Yetimhanede geçmişti ömrünün çoğu. Ne bir annesi ne bir babası vardı. O kimsesizdi. Ama bu onun hayatla mücadelesine engel olmamıştı. En büyük hayali üniversiteyi okumaktı. İşte o gün geldi. Üniversite sonucunu öğrenmek için bir kütüphaneye gitti. Elleri titreyerek bilgisayarı açtı. Birkaç saniye sonra o büyük sonucu öğrenerek aniden büyük bir çığlık attı. En sonunda istediği üniversiteyi kazanmıştı.

Aradan 1 ay geçti.Üniversitenin ilk günüydü. Rose karışık duygular içerisindeydi. Üniversitenin kapısından girerken bir çocuğa çarptı. Çocuğun adı Jack 'di. Üniversite sahibinin tek çocuğuydu. Her yerde tanınan gözde biriydi. Sonra Rose ondan özür dileyerek yoluna devam etmişti. Jack ise şaşkın bir şekilde arkasından bakakaldı. Sanki ona karşı bir şeyler hissetmişti. Kalbi hızla çarpıyordu. Sonra kendine gelip yoluna devam etti. Sınıfa girdi. Tam sıraya oturacakken Rose ile göz göze geldi. Sanki hayat onların yollarını kesiştiriyordu. Bir kaç saniye düşündükten sonra Rose'un yanına oturdu. Onunla tanışmak istiyordu. Ama Jack'in liseden arkadaşları gelince Jack hemen onların yanına gitmek zorunda kaldı. Jack'in liseden arkadaşları çok havalı, zengin ve egoistlerdi. Rose , Jack'in arkadaş çevresini görünce onunla hiç konuşmaması gerektiğini düşündü.

Sonra aradan iki ay geçti. Jack Rose ile daha samimi olmaya çalışıyordu ama bir taraftan arkadaşlarından dolayı onunla dolaşamıyordu. Zaten Rose da ondan uzak duruyordu.Ailesi de bu duruma karşı ise ondan uzak durmasını ve kendisiyle denk kişilerle takılmasını söylüyorlardı. Jack'in bu sözler üzerine kafası karışmıştı. Sonra bir gün Jack rahatsızlandı. Ailesi onu apar topar hastaneye götürdü. Doktorların koyduğu yanlış teşhis ile Jack gözlerini kaybetmişti. Bu haberi duyan Jack adeta yıkılmıştı.Ailesi artık onun okula devam edemeyeceğini ve okuldan alınacağını çaresiz bir şekilde söylemişlerdi.Jack artık çok yalnızdı.Hayalleri ve o rengarenk dünyası yanlış bir teşhis yüzünden kararmıştı.Jack'in arkadaşları Jack'in bu duruma düşmesiyle ondan uzaklaşmış ve hiç konuşmamışlardı.Arkadaşlarının yaptığı bu bencilce haraket yüzünden Jack kendisine kimsenin ilgi göstermesini istememeye başladı.Öylece bir odada bakıcısıyla birlikte kalakalmıştı.Sonra bir gün kapıyı biri çaldı.Ailesi kapıyı açtığında Rose ile karşı karşıya geldiler.Rose içeri girmek ve Jack ile ilgilenmek istiyordu.Ailesi bu duruma karşı çıkamamış ve Rose'u eve almışlardı.Rose hemen Jack'in yanına giderek onunla konuşmaya çalıştı.Jack her ne kadar konuşmak istemese de Rose'un ona iyi geldiğini biliyordu.Rose artık her okul çıkışında Jack'in yanına gelip onunla vakit geçiriyordu.Bu ikisininde hoşuna gidiyordu.Her ne kadar belli etmeselerde birbirlerinden hoşlanıyorlardı.Yine bir okul çıkışıydı.Rose okuldan hemen çıkıp Jack'in yanına gitmek istiyordu.Okulun yanındaki otobüs durağına doğru yol aldı.Otobüs durağına gidemeden aniden rahatsızlanmıştı.Daha sonra ise kendini zor hastahaneye atmıştı.Doktorlar bütün tahlilleri yaptıktan sonra Rose'un ileri derecede amansız bir hastalığa yakalandığını söylediler.Rose bu acı gerçek karşısında ne yapacağını bilemedi.Hastahaneden çıkıp Jack'in yanına gitti.Rose bu hastalığı ona söyleyememişti.Ardından Jack'in elini sımsıkı tuttu.Ve ona sevdiğini söyledi.Jack bu söze hem şaşırdı hem de mutlu olmuştu.Rose ise sessizce ağlıyordu Jack'in yanında.Daha sonra Jack farketmesin diye yanında uzun süre durmadı.Elini sımsıkıca tutup yanağına veda öpücüğü kondurdu.Ve ardından aşağıya Jack'in ailesinin yanına gitti.Onlara hasta olduğunu ölünce Jack'e gözlerini bağışlayacağını söyledi.Jack'in ailesi ne diyeceğini bilememiş, değişik duygular yaşamışlardı. Aradan 1 hafta geçmişti.Rose daha fazla yaşama tutunamamış vefat etmişti.Ailesi bu haberi Jack'e verememişlerdi.Jack ne zaman sorsa hep geçiştirmişlerdi.Ona ailesi mutlu olması için ona göz bulunduğunu söylediler.Jack bu sözleri işitince içinde çocukça bir heyecan yaşamıştı.Ailesi hiç bekletmeyip onu hemen ameliyata götürmüşlerdi.Ameliyatı iyi geçen Jack'in artık bir gözleri vardı.Yavaş yavaş daha da iyi görüyordu.Daha sonra hastahaneden çıkıp eve gelmişlerdi.Aradan 1 gün geçti ve kapıyı bir kurye çaldı.Kapıyı açan hizmetçi Jack'e mektup geldiğini söyledi..Jack kimin olduğunu sorduğunda ise Rose'dan diye söyleyerek mektubu Jack'e uzattı.Hemen mektubu okuyan Jack en sonunda bu gözlerinin sahibini öğrenmişti.Ne yapacağını bilemeyen Jack gözlerinden yaşlar akıttı.Ardından onun mezarına götürmelerini söyledi.Mezarına giden Jack başında saatlerce göz yaşı döktü.Ve ona şu sözleri söyledi: -Bugün anladım ki fedakarlık başkası için bir dünya olmakmış işte benim dünyamda her şeyim de sensin, diyerek oradan çaresizce uzaklaşmıştı.

EBRAR

KISA HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin