SEVGİ-1

3.8K 46 1
                                    

SEVGİ DEDİĞİN

 Bengü 34 yaşında yıllardır görmüyordu. Bir yanlış teşhis sonucu kör olmuş, birden karanlık bir dünyanın içine düşmüştü. Öfke, kızgınlık, kendine acıma... Hayattaki tek dayanağı artık kocası Metin idi. Metin bankada memurdu. Bengü'yü tüm kalbiyle seviyordu.

Bengü gözlerini kaybedince Metin karısının içine umutsuzluğu hemen fark etmişti. Ona yeniden güç kazanması, kaybettiği kendine güvene yeniden kavuşması için yardım etmeliydi. Bengü yine kendi kendine yeterli olduğuna inanmak kimseye bağlı olmadan yaşayabilmeliydi.  Sonunda Bengü'yü işine dönmeye ikna etti. Peki ama evden işe nasıl gidecekti? Genelde otobüsle giderdi ama şimdi kentin bir uçtan ötekine tek başına geçmekten korkuyordu. Metin her sabah onu arabası ile işe bırakmayı önerdi. Kendi işi tam aksi yönde olduğu halde. İlk günler Bengü kendini rahat hissetti. Metin de "Görmüyorum, artık hiçbir işe yaramam." diyen karısını çalışmaya başlattığı için mutluydu. Ama bir süre sonra işlerinin iyi gitmediğini fark etti. Başkasına bağımlı yaşamanın Bengü'yü mutlu etmesi mümkün değildi. İşe eskiden olduğu gibi kendi başına otobüsle gitmeliydi ama Bengü hala o kadar hassas, o kadar kırılgan ve o kadar öfkeliydi ki. Ne yapabilirdi? "Otobüs" lafı ağzından çıkar çıkmaz Bengü öfkeyle haykırdı..."Nasıl yapabilirim? Görmüyor musun? Ben körüm!!! Nerede olduğumu nereden bilebilirim? Nereye gittiğimi nasıl anlarım? Galiba sana ağır gelmeye başladım, beni başından atmaya çalışıyorsun..."Duydukları Metin'in kalbini fazlasıyla kırmıştı ama ne yapacağını biliyordu. " Her  sabah ve her akşam otobüsü arabayla takip edeceğim. Sen bu yolcuğu tek başına yapmaya hazır olana dek sürecek bu." Tam iki hafta boyu karısına görme dışındaki duyularını nasıl kullanacağını anlattı. Özellikle duymanın pek çok sorunu çözeceğini izah etti. Kulakları ona nerede olduğunu söyleyebilirdi. Yeni yaşam tarzına alışmasına yardımcı olabilirdi. Otobüs şoförü ile ahbap olursa, her şey kolaylaşır, şoför her gün önde bir yer ayırırdı. Nihayet  Bengü yolculuğu tek başına yapmaya hazır olduğunu hissetti. Pazartesi sabahı geldi. Ayrılırken hayattaki en büyük dostuna sarıldı. Gözleri yaşla doluydu Bengü'nün. Kocasına öyle teşekkürle doluydu ki onun sabrı, sadakati, desteği ve sevgiyle umutsuzluk uçurumdan nasıl çıkmış, nasıl hayata dönmüştü..."Allah'a ısmarladık."dedi. Kocasına ve uzun zamandan beri ilk defa ters yönlerde yola çıktılar.Pazartesi,salı,çarşamba... Her gün mükkemmel geçti Bengü için.Kendini hiç bu kadar iyi hisstmemişti,yapıyordu,başarıyordu. Tek başına başarıyordu.Kendi kendine gidiyordu işte.Cuma sabahı,Bengü her gün ki gibi otobüse bindi.Ofisinin karşısındaki durakta inerken bilet parasını uzattı.Şoför:"Sizi çok kıskanıyorum bayan."dedi.Bengü:"Neyi mi kıskanıyorsunuz benim?"diye sordu şoföre.Şoför:"Sizin kadar sevilmek,bu kadar şefkat ve sevgiyle korunmak çok hoş bir duygu olmalı bayan."dedi.Bengü:"Nasıl yani?"dediğinde şoför yumuşak bir ses tonuyla:"Bir haftadır,her sabah bir adam köşede duruyor ve siz otobüsten inene kadar izliyor.Yolu kazasız olarak geçtiğinize bakıyor,ofisinize girene kadar oradan ayrılmıyor.Sonra size bir öpücük yolluyor ve ellini sallayıp yürüyüp gidiyor.bu yüzden siz çok talihli bir kadınsınız bayan."dedi.

Mutluluk göz yaşları Bengü'nün yanaklarından akmaya başladı ve birden hatırladı.Metin'i hiç görmüyordu ama bir haftadır yanında olduğunu öyle kuvvetli hissediyordu ki talihli gerçekten çok talihliydi.Büyük bir armağandı.Bu armağanın varlığına inanması için görmesi gerekmiyordu.

PELİNSU

KISA HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin