BEDEL

31 6 0
                                    

Gözlerimi açtığımda etrafim insanlarla  doluydu ve her yerim ağrıyordu. Yavaşça dogruldum . Bir polis elindeki telefonumla birine ulaşmaya çalışıyordu.  Benim dogruldugumu görenler merakla bana bakıyor , bir adam ise sivil bir polise ifade veriyordu. Sonrasında yanıma güler yüzlü çok tatlı bir bayan polis memuru yaklaştı.

- Canım iyimisin şimdi ? Yani ifade verebilir misin ?

Kafamı sallayarak onayladim. Ben onaylayinca bana elini uzattı ve kalkmam için yardım etti. Daha doğrusu yardım etmeye çalıştı. O kadar yorgundum ve her yerim ağrıyordu ki her hareketimde ağzımdan istemsiz inlemeler çıkıyordu. Böyle olmayacağını anlayınca etrafına bakinmaya başladı komiser.  Birini arıyor gibi bir hâli vardı. Sonunda aradığını bulmuş olacakki gözleri parladı ve seslenmeye başladı.

- serkan bir gelir misin?

Bir dakika sonra  koyu kahverengi önü hafif kavisli şekil alan saçları  mavi gözleri ve en az bir seksen beş boyuyla yanımızda biri belirdi ve soran bakışlarını komisere yöneltti.

- Sen kızı arabaya kadar taşı . Hareket edemiyor. Dikkat et dedi ve önden ilerlemeye başladı.

Adının serkan olduğunu öğrendiğim en az 25 lerindeki abi yere eğildi ve beni kucağına aldı. Çok dikkat ediyor gerçekten de canım yanmasın diye çok uğraş sarfediyordu. Bu kadar uğraş sonucu hala canım acısada cenemi açmadım. Zaten hala titizlik ediyor olsaydım ayıp edecektim. Beni sonunda ortalama 3 dk sonra bir arabaya yerleştirdi. Bu sırada az önceki bayan komiser eline bir not defteri almış ve sanırım ses kayıt cihazı olan makineyi de yan tarafa koymuştu.  Az önceki yere bakarken bir polis memurunun halkı dağıtmaya çalıştığını gördüm. Bu sırada az önceki Telefonumu kurcalayan poliste yanımıza gelmişti. Elini arabanın tavanina koyup kafasını hafif egerek sorularını yöneltti.

- küçük hanim telefonunuzdan ailenize ulaşmaya çalıştık fakat. ..

Sözünü kestim ve konuşmaya başladım.

- ailem yok.  Yani beni bırakıp gitti. Siz lydia yi arayın en iyisi.

Bunu nasıl bir hüzünle yada şaşkınlıkla söylemişsem polis memurunun da gözlerinin bir an mahzunlaştığına  yemin edebilirdim.

- tamam hemen ulaşıyoruz. Bu arada kim oluyor kendisi ?

- bir arkadaşım. Dedim.

Geri bayana dönerken gözlerindeki hüzünle bana baktığını gördüm. Ve konuşmaya başladı.

- ben ... çok üzüldüm başına gelenlere... neyse hadi şu sorguyu
Yapalım dedi ve kayıt cihazını açtı.

- tabii.

- öncelikle adınız soyadınız?

- Helen Anderson

- yaşınız

- on dört

- burada ne yapiyordunuz?

- geceleyin dolaşmaya çıkmıştım.  Sonra buraya gelip müzik dinliyordum. Bu sırada birisi geldi ve omzuma ceketini koydu. Baktığımda kendim yaşlarında belki biraz daha büyük bir çocuk gördüm.

- peki sonra ne oldu?

- kim olduğunu sordum . Oda bana sordu . Karşılıklı birbirimizi cevapladık.  Başka pek bir sey hatırlamıyorum . En son ağlıyordum.  Benden yaşadıklarımı anlatmami istemişti. Hayatım zor... yani bir aydır ve sanırım biraz dertlesmeye ihtiyacım vardı. Anlatırken ağlıyordum. Sonra etraf karardı ve son anda ..

- evet son anda ne oldu Helen ?

- sadece bir fısıltı duydum. Elveda prenses diyordu.... bilmiyorum yani belki ben öyle sandım bilemiyorum.

! HAYIR !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin