doğum günü

34 5 0
                                    

Korkudan bir anda açtım gözlerimi.  Sadece bir rüya olduğunu gördüğümde ise ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim. Ama lydia yine yoktu.  Korkudan bir anda adeta zipladim yataktan.  Sahi lydia neredeydi! ?

Tam arayacakken lydia elinde sevdiğim çikolatalar ile girdi.

Oh yani hepsi ruyaydi lydia eve hiç gitmedi.  Defteri getirmedi. Olsundu korkmaktan iyidir.

Getirdiği çikolataları hemen bitirdim.

-Ay şu canlarımın tatları çok guzellll

-Guldu- canım ya sen işte ben hep alırım. Neyse bittiyse verde çöpe atim.
-lydia dedim bir anda korkuyla.
Bana endişeli gözlerle bakarken gösterdim ona boynundaki CIZIGI. Oda benim baktığım yere bakınca gördü yarayı.

- aa bune ya? Benım haberim yoktu.

- lydia ama sanki biraz büyük bir çizik değil mi. Bir ilkyardım malzemesi getirde bakayım.
(Getirdi) 
-gel bakalım.  Mikrop kapmasin.  Yara bandı da ver tamam

- saol canım ya . Şey ben bişe diyecektim.
- bu muzur gulusten korkuyorum.
-ya yok be senin diyorum doğum günün diyorum ayin kaçinda ?
- 17 sinde peki bugün ayin kaçı?
- 17 si ....bi dakika ne 17 si mi!?
- çabuk iyiles çabuk. Dillere destan bir doğum günün olucak .
- ay ben iyiyim bile doktora durumu anlatta gidelim.
- tamam tamam

bugün doğum gunummus ha . Hemde ailemsiz. Hatırlayınca yine doldu gözlerim.  Annemin sabah beni öperek uyandirmasini özledim. Ablamin durmak bilmez hayal gücünü.  Abinin fazladan olan gercekciligini ve hatta babamın bana cadı demesini bile özledim.  Ben onları gerçekten çok özledim be .

O sırada lydia odaya girdi hemen gozyaslarimi sildim.

- hadi bakalım bu kadar  uyku yeter. Kalk gidiyoruz.

-nereye?

- alisveriseeeee

Icten içe düşündüm de şu yabancı dil okuluna iyiki gitmiştim. Yoksa lydia yi nasıl bulurdum. ( daha buraya bebekken geldikleri için ingilizcesi pekissin diye yabancı dil okuluna gönderildi. Daha 3 yaşındayken lydia ile arkadaş oldular.  Sonra iyi anlastilar.  Ve dostluklarini bitirmediler.)

Lydia adeta beni o mağazadan bu magazya surukluyordu.  Ama hiç güzel bir kıyafet yoktu. Sonunda yine bir mağazaya girdik . Ben ne kadar basit ariyorsam lydia da o kadar abartılı elbiselere bakıyordu.  Sonunda üstü toz pembe altı krem çok tatlı bir elbise buldum. Tam ben lydianin yanına giderken o geldi ve istediği elbiseyi bulduğunu söyledi.  Siyah bir elbiseydi bana abartılı gelse de o böyle seviyordu (elbiseler multide).kasaya gidip odedik . Şimdi ayakkabidaydi sıra. Ben toz pembe onu açık çift platform aldım.  Normalde tek platform alacaktim ama alışverişe lydia ile cikarsam olacağı bu. lydiada onu kapalı yine siyah çok güzel bir platform aldı. Eve gittik. Lydia sacima çok güzel bir model yaptı.  Zaten bu tür şeylere ilgisi olduğu için zorlanmadı.  Sonra kendi saçını yaptı . O kırmızı mat Ruj sürdü.  Bende şeftalili.  Kokusunu çok sevdiğim pembemsi rujumu surdum. Ve şimdi hazırdim. Ee dedim lydia ya gidiyoruz dedi. Hemen dışarı çıktık.  Şuan bir arabamin olmasını çok isterdim.  Daha küçükken ilgim sayesinde babam bana araba kullanmayı ogretmisti. Neyse sonra koluna dokundu lydia

- herkes bize bakıyor be
-ee çok güzel olduğun için
- diyene bak

Biz gulusurken taksi geldi.  Biner binmez tarif etti adama lydia. Ben ona meraklı gözlerle bakarken . O ise bana bakıyor ve sanırım benim şaşkın gözlerimden olsa gerek guluyordu. 

Adam geldik deyince indik. Bi dakika.  Bar mi ?  Asla

Bu ne lydia !
Bekle ve gör dedi.

Sinirle gittim peşinden. Daha ben kapıyı açar açmaz.  Tüm sevdiğim arkadaşlarım bir

Iyiki doğdun diye bağırdı. Hepsine sarildim. Biraz oturduk,  biraz dans ettik derken.  Ben bir lavaboya gideyim deyip.  Lavaboya doğru ilerledim . Ellerimi yıkayıp yüzümü görmek amaçlı kafamı kaldirinca.  Aynada berbat ve korkutucu bir şey gördüm.  Gözlerimi kapatıp geri açınca yoktu.  Göz yanilmasi heralde deyip arkadaşlarımın yanına gittim. O sırada bir hediye geldi önüme. Koyan kişiye bakınca ilk sefer lavabodaki o yaratıcı gorsemde gozlerimi açıp
kapayinca karşımda doguyu gördüm. 

Hoşgeldin.
Sende hosgeldin doğum günü prensesi.

Omzuna vurdum sakaciktan ne prenses ama.

Şey beni lydia çağırdı. seninle bir şey konuşmamız lazim . Kimseye gozukmeden.  Hızlıca çıkışın ordaki cafeye gel.

Tamam dedim ama yarım saattir konunun ne olduğunu düşündüm durdum.  Çok ciddi söylemişti bu yani çok önemli bir şey diyecek demektir
Fakat ben nedense onun diyecegi şeylerden ölesiye korkuyorum. Beynimin gitme demesini mi yoksa iç sesimi mi dinlemeliyim.


! HAYIR !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin