siz kimsiniz ?

32 6 2
                                    

Dıt . ... Dıt. ...Dıt. ...

Kalp atışlarım.  Evet belkide yaşadığımın tek belirtisi olan sesleri dinledim sessizce.  Hatta nefes bile almadan. Çünkü ruhum çoktan terk etmişti beni. Annem ..babam ...ailem gittiğinde bırakmıştı beni ruhum. Şimdi ise bedenim gidecekti ...varlığım . Fakat bırakamamıştım bana tüm bu acıları yaşatan dünyayı. Dayan derdi dedem bana. Hayatın acımasız oyunlarına karşı dayan.  Ve hatta seni üzmek isteyenleri üzmek ister gibi tüm yaşadıklarına rağmen gülümse. Küçüktüm ...şimdi olduğumdan daha küçük ... 4-5 yaşlarında olmalıyım.  Anlayamamıştım bana bunları söylediğinde. Küçüktüm çok küçük. Şimdi anlamaya başlıyordum . Hayat gerçekten acımasızdı. 14 yaşında bir kıza yeterince fazla gelecek kadar acımasız. Kıpırdayamıyordum. Ağzımdaki sanırım oksijen için olan ağızlığın verdiği oksijen o kadar azdı ki. Nefes alamıyordum. Başımda ciddi dereceli bir ağrı vardı. Ağızlık bana gerçekten yetersiz gelecek kadar oksijen verince çıkarmak için elimi kaldırmaya çalıştım.  Evet sadece çalıştım. Elimi kaldiramiyordum. Nefessiz kalıyordum. Hayır.... benim klostrofobim vardı . Titremeye başladım. Boguluyordum. Etraf çok soğuktu.  Burayı biliyordum. Soğuk oda. ... ameliyattan sonra buraya alinirdiniz.  Fakat çok soğuktu ve ben soğuktan artık uyustugumu hissediyordum. Titremelerim artınca bir an yanıma biri geldi.  Görüyor fakat ağzını açıp konuşamıyorum. Ne istediğimi anlamış olacakki.  Ağzımdaki adını bilmediğim şeyi çıkardı. Nefes ..... gerçekten öldüm sanmıştım.  Derin derin nefes aldım.  Fakat bunu bile zorla yaptım.  Gücüm yoktu. Yaşadığım olaylar hafızamdaydı. Fakat bir nokta bulanık tı. Adam dışarıya koştu.  Birkaç dakika sonra etrafima doktorlar ve hemşireler dolustu. Hepsi dikkatle bana bakıyordu.  Sonra doktor eline bir defter aldı ve konuşmaya başladı.

Evet başlıyoruz. Zor bir ameliyat geçirdik.  Kazada demir tam kafana gelmiş. Arabadaki diğer kişilerin durumları iyi.  En başlarda konusamayacaksin.  Korkma bu geçici simdi sana soracağım sorulara  cevap vermeni isteyeceğim. Evet diyeceksen bir kere Hayır diyeceksen iki kere göz kirp anladın mı ?

Gözlerimi bir kere kirptim. Gülümsedi .

- evet sorulara başlayalım. Beni net bir şekilde görebiliyor musun?

Bir kere göz kirptim.

- net bir şekilde duyabiliyor musun ?

Bir kere göz kirptim.

- güzel peki geçmişte yaşadığın Şeyleri hatırlıyor musun ?

Yine bir kere göz kirpinca tatmin olmuş bir şekilde kafasını salladı. 

- çok iyi birkaç saate konusman eski haline gelecek. Şimdi seni normal odaya alalım. Sen birkaç saat uyu.  Tamam mı?

Yine göz kirptim.

Hemşirelere kalacağım odayı söyleyip çıktı. Birkaç dakika sonra beni bir odaya doğru götürdüler.

Bembeyaz bir odaya girdik . Iyi bir hastane olduğu odasından belliydi. Odadaki sedyeye yatırıp çıktılar. Bende zaten çok yorgun hissettiğim için gözlerimi kapatıp bilinç altımın  oyunlarına doğru yola koyuldum.

♡~♥~♡~♥~♡~♥~♡~♥~♡

Helen ...Helen uyan kızım.

- anne sen misin ?

- evet biricik kızım benim.  Iyimisin?

- evet annem iyiyim.  Sen ?

- biz iyiyiz kızım.  Ama seni özledik.

- neredesiniz ki anne ?

- bir bilsek kızım. Ama sen biliyorsun.

- ne ben mi?

- evet kızım sen . Ve gelip bizi bulacaksın .

- evet anne bulacağım.

♡~♥~♡~♥~♡~♥~♡~♥~♡~♥~

Gözlerimi açtığımda etraf aydınlıktı. Yan taraftan gelen sesle oraya döndüm.  Hemşire perdeleri açıyordu.  Gözlerimi açtığımı görünce bana dönüp gülümsedi.

- Günaydın. Nasılsın ?

- iyiyim. Konuşmuştum. Demekki birkaç saat geçmişti.

- demek artık konuşabilirsin. Güzel.  Yürüme saatlerimiz geldi. Iyi oldu uyandığın.

- yürüme ? Dedim sorar gibi.

- evet yürüme.  Bacaklarını egzersiz yaptırmalıyız.

- peki. Yanıma gelip beni kaldırdı. Kolunu koltuk altından sırtına atarak destekledi.  En başta kalkar kalkmaz yururum sanıyordum.  Fakat kalkınca çok işimiz olduğunu anladım.  Bacaklarım tutmuyor gibiydi.

Hemsireye sıkı sıkı tutunarak adım atmaya başladım. Bir yandan da duvara tutunuyordum. Odadan çıktık ve koridorlarda yürümeye başladık. Adımlarımı atarken yeni yürümeyi öğreniyor gibi sevinmeye başladım. Tam oldu derken birden dizlerimin bağı çözüldü.  Hemşire beni tutamamis haliyle yere yığıldım. Hemşire doktora seslenirken ağzıma gelen tuz tadiyla ağladığımı anladım . Aciz hissediyordum. Ve bu çok kötü bir histi. Bu sırada yanagimdan süzülen bir başka sıvı hissedince elim istemsiz kafama gitti. Düşerken kafamı çarpmıştım. Elime bakınca koyu kırmızı rengi görmem bir oldu bu sırada etraf kararmaya başlamıştı bile.

******************************

Nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirsiniz? Kafasını nasıl çarpar daha yeni dikiş atılmıştı. Ya sert bir darbe almissa.  Biz araba çarptığında iç kanama gecirmedigine dua etmiştik ya şimdi. Bu kız ölürse sorumlusu kim olacak!

Bir adamın bağırmak sesiyle gözlerimi açtım. Bir Doktor önlüklü kişi uyandığımda başımda olan Hemsireye bağırıyordu.

- sakin olun. Evet ben Konuşmuştum. Herhangi bir şey olmadı bana gördüğünüz gibi. Hemşire hanımın bir suçu yok birden dizlerimin bağı cozulunce tutamadı.

Ben konuşur konuşmaz herkes bana döndü. Doktor ...o hemşire ve birkaç doktor sandığım kişi. Az önce bağıran hemen yanıma koştu. Beni duymamis gibi konuşmaya başladı.

- iyi misiniz ?

- evet gayet iyiyim. Az önce de dediğim gibi.

- pekii.

Bu sırada kapı calinca herkes oraya döndü . Ve sonra cevap vermeden içeriye birisi girdi. Beni görür görmez bana koştu ve yanıma oturdu.  Kosmaktan nefes nefese kalan kıza baktım.  Alnında yara bandı vardı.

- Helen iyi misin ? Ah bizi çok korkuttun Doğu da iyi. Ameliyatın uzun surunce çok kötü. .... ah neyse iyisin. Oh gerçekten korktum.  Biliyorsun benim senden başka kimsem yok  . Doğu da senin için çok korktu hemen ona da haber vermeliyim.  Ah çok konuştum ve sana nasıl olduğunu sormadım.  Nası- hey neden bana öyle bakıyorsun. Bir sorun mu var ?

Konuşmaya başladım;

- şey acaba siz kimsiniz ?

! HAYIR !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin