Elveda

34 6 0
                                    

Sessizce mırıldandı ..LANET OLSUN

Tahmin ettiği şey olmuştu. Aptal ortağı yine  zaafina yenilip yardım etmişti o kıza.  Ofladı.  Birseyler gizlemeye çalışan ortağına sinirle ulaşmaya çalıştı.  Fakat kendi gibi ise yaramaz telefonu yine kapalıydı.

Koşarak girdiği binadan bir hışımla çıktı. Zira ortağı eğer herseyi mahfetmeyi düşünüyorsa o ortağını mahfetse daha iyidir diye düşünüyordu.

HELEN

Gözlerimi açtığımda hava karanlıktı.  Ne kadar uyuduğumu merak etsemde tek anladığım gece olduğuydu.  Yavaşça dogrulacakken kolumda hissettiğim ağırlık ile yanıma baktım.  Lydia yanıma yatmış uyumuş olduğundan olacakki nefesi bir düzen içinde ve yavaştı. Sonra buranın yatak odası olduğunu anladım.  Birlikte uyuyalım diye buraya getirdiğini bilsemde. Bu odadaki ailemle atışmalarım kahkahalarımı hatırlayinca gözlerim doldu.  Sonra yavaşça süzülen sıcak damlayı yanağımda ve en sonda o tuzlu tadını dudaklarimda hissedince agladığımdan emin oldum.  Onu takip eden gözyaşlarım hızla akmaya başladılar.  Odada gözlerimi gezdirmeye  başladım. Siyah ve beyazdan oluşan sade fakat şık bir odaydi.  Yatak örtüleri bile siyah beyazken kenarında bir küçük komodin duruyordu.  Siyah beyaz dolapları kaydı gözüm oradan annemlere kıyafet seçip çıkarttığım günleri hatırlayinca ağlayıp gülmeye başladım.  Sonunda yani sanırım sonunda deliriyordum galiba.

Lydia 'nın kolunu yan tarafa koyup yavaşça ayağa kalktım uyanmasini istemezdim.  Yavaşça pencereyi açtım.  Hava soğuktu.  Sonra yavaşça lambanin yanına geldim ve açtım.  En başta uyanacak gibi  olsa da sonradan uykusuna devam etti.  Komodindeki saate gözüm kayinca saatin 02:35 olduğunu gördüm.  Sonra odama geçtim ve vişne çürüğü kazagimi giydim . Altına da siyah pantolonumu giydim . Yaz ayında olsak da burası istanbuldu ve ayrıca ben kansızdım . Ayağıma converslerimi geçirip dışarı çıktım.  Neyseki telefonumu ve kulaklığımı unutmamistim. Cebimden çıkardığım kulaklığın yine birbirine karıştığını görünce söyleyerek açmaya başladım. Sahile yaklaşınca kıyıya çarpan dalgaların sesleri kulaklarımı doldururken bir kayaya oturdum ve müziği açtım.  Ne kadar kalın giysemde üşümüştüm. Isinmak için kollarimi etrafıma sardım  ve  Taylor Swift you belong with me şarkısını taylorla mirildanmaya başladım.   O da biterken artık kollarimi ovuyordum.  Ve sanki beni anlamış gibi şarkı bitince yerine demi lovato "stone cold"  çalmaya başladı.  Şarkıya eşlik ediyor ve aynı zamanda da ayağımla ritim tutuyordum.  Yarılarına doğru omzuna konulan kalın sıcak ceketle duraksadim.  Sonra yavaşça bana veren kişiye bakışlarımı döndürdüm.

Sessizce yanıma oturan kişiye bakmaya devam ettim. Tanımıyordum. Alıştım dedim içten içe. Gerçekten de son zamanda ne çok kişiyle tanışmış tanımıştım. Kulaklıklarımı çıkarttım.  Her ne kadar alışsamda  saat üçte gece gece sahilde birisi yanınıza oturuyor ve hatta montunu size veriyorsa boşver deyip gecemezdim.  Gerçi birçok kişide boşver demezdi en az benim kadar normalse Hayatı... kendisi...

- Adın ?   Dedim sorar bir biçimde.

- sence hadi tahmin et . Dedi alaycı gülüşüyle. 

- Ah çok komik ama şuan gülemiyorum daha sonra hatırlatta güleyim. Neyse al ceketini- ceketi çıkartıp çocuğa uzatır konuşmaya devam etti -
Saol bu arada neyse ben gideyim.

- dur dur sakin.  Ben emir . Emir Kalaycı.  Sen ? Dedi yine sorar bir ifadeyle.

Yeniden yerime yerlesirken emir  ceketini yeniden omzuma koydu.
- Bende Helen ... Helen Anderson.
- şey.. yani ismin yabancı sen..

- yabancı ülkede doğdum . Fakat küçük yaşta buraya taşındık . Neyse sen neden burdasın?  Ve asıl soru sen kimsin? Aslında gel bir oyun oynayalım . Ben senin kim olduğunu bulayim.

- Ciddi misin?

- evet hemde çok . Sanırım son günlerde yaptığım en güzel aktivite olacak .

- başlayalım mı?

- Beni kaçıran kişi?
Doğu'nun bir arkadaşı?
Beni ezilmekten kurtaran kişi?
Babamın bir koruması?
Beni yeniden kaçırmak için gönderilen kişi?
Beni gizli bir şekilde arayan şizofren?
Lydia' nın  beni korumak için peşine taktığı koruma ?

Bana saskinca bakan gözlerine baktım.  Yeşil ve mavi karışımı tam anlamıyla su yeşili denebilecek gözleri şaşkınlıkla açılmış zaten iri olan gözleri şimdi kocaman olmuştu.  Dudakları hafifçe aralanmis şoktan olsa gerek kapanmamıştı.  Yutkundu ve derin bir nefes aldı . Sonra birden kahkaha atmaya başladı. Yaklaşık bir sıkıcı beş dakika sonra nihayet susmustu.
Nihayet konuşmaya başladı.

- Nasıl bir manyağa rastladım bilmiyorum ama ne yazık ki hiçbiri değilim. O kadar çok şey sıraladın ki bir an kendimden şüphe ettim. Sanırım kim olduğum seni biraz hayal kırıklığına ugratacak ama sadece geceleyin evde bunalmış nefes almak için çıkmış bir vatandaştan fazlası olduğumu sanmıyorum.  Ama sanırım bir ruh eşi daha buldum . Bunalmış gerçeklerden kaçmaya çalışan bir ruh eşi.  Sanırım istersen biraz dertlesebiliriz. Ne dersin?

Gözlerimi kapattım.  Çok rahatlatıcı sözlerdi söyledikleri.  Dertlesmek sanırım suan en çok istediğim şeydi.  Sonra hala gözlerim kapalıyken gelen hafif , uzaktan martı sesleri ile gülümsedim.  Dışarıdan nasıl görünüyordum acaba ? 

Kulaklıkları üzerine düşmüş.  Üstünde XXXXL bir montla ve bir kayanin üstünde gözleri kapalı gülen bir kız.  Şayet ben görsem kaçarak uzaklasirdim dedim içten içe. Yanımda ki küçük çantayı yastık gibi yaptım ve kafamı koydum.  Nedensizce başladım konuşmaya.

Düşünsene.  Sen normal bir hayat yaşıyorsun. Herşey normal . Mutlu bir ailen var derken anlık bir gözyaşı yokladı gözlerimi. Sonra birden hersey tersine dönüyor.  Ailen seni bırakıp gidiyor.  Yaptım dediğin şeyleri aslında yapmamış oluyorsun. Birileri giriyor hayatına zorla . Sonra tam toparlanayim derken kaçırılıyorsun.  Gözlerini bir  aciyorsun. Bir tren yolunda bağlısın.  Ölümü bekliyorsun saatlerce . Sonra duyuyorsun adeta ölümünü bildiren sesi. Herşey bir anda oluyor son anda biri kurtarıyor seni . Sonra seni bir yere getirip arkadaşlarına haber veriyor ve gidiyor. Sonra bekliyorsun yine . Arkadaşın geliyor.  Artık tek dayanağın  olan arkadaşın. Seni arayıp perişan olmuş kardeşim dediğin arkadaşın sonra kurtuluyorsun.  Ama yine korkuyorsun herseyden.  Çok zor oluyor derken ağlamaya başlamıştım.  Ne kadar ağladım bilmiyorum sonra kararıyor etraf yine . Aynı son zamanlarda sürekli olduğu gibi derin bir karanlığa hapsoluyordum. Hissediyorum.  Ve son bir ses duydum .

.....ELVEDA KÜÇÜK PRENSES......



Arkadaşlar benim biricik kuş Yuvam . Sizi cok özledim. Biliyorum sizi cok beklettim . Özür dilerim. Koskoca 2 hafta oldu ve ben sizi cidden özledim.  Neyse arkadaşlar teog geldi . Bu yüzden geç kaldım  aslında.  Ancak teogtan sonra hizlanabilirim. Ben bir teog magduruyum.  Allahın herkesi eşit yarattığı şu dünyada bizi teogla sınayan müslüman kardeşlerim mutlu sözlerimi (!) Bahşediyorum.  Neyse allah bende dahil tüm teog öğrencilerine yardımcı olsun . Gonlumuzden geçen hakkımızda hayırlı olsun inşallah . Neyse umarım bölümü begenmissinizdir.  Esen kalın  .....


! HAYIR !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin