klostrofobi

36 7 6
                                    

Bana hayretle bakan kıza dönüp hala az önce sorduğum sorunun cevabını bekliyordum. Kız bana biraz daha bakıp gözlerindeki şaşkınlığı saklayamadan doktora döndü.

- doktor bey ? Dedi tek kaşını kaldırıp sorar gibi.

- bayan bir odamda konuşalım mi ?

- peki . Dedi hala ne olduğunu anlamaya çalışan gizemli sesiyle.

Odadan çıktıklarında neler konuştuklarını merak etmeye başladım. O kız kimdi cidden ?

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Aradan 10 dk geçmesine rağmen odaya giren çıkan yoktu. Doktorla kızın o konuşmasından sonra herkes odadan çıkmış yanlız kalmıştım. Derin bir nefes aldım.  Her yerim ağrıyordu . Tek sevindigim yüzümü bir şekilde korumuş olmamdi. Bu sayede yüzümde sadece birkaç çizikten başka bir şey yoktu. Ama vücudumun geri kalanı için böyle bir şey diyememek acı. Sırtımda ve sol kolumda şiddetli bir  ağrı vardı. Hemsirelerin konuşmaları doğruysa Bacağım öndeki koltuğun altına kaymış zoru zoruna çıkarılmıştı. Bacağımı  pek hissedemesemde bunun geçici olduğunu düşünmekten başka çarem yoktu. Tabi her ne kadar hissiz olsada tenimde hissettiğim morluklardan söz  etmiyorum bile. Kötü bir kaza geçirmiştim. Ve anladığım arabada en çok bana zarar gelmiş diğerleri ise sıyrıklarla kutulmustu. Iyi diye düşündüm. Hepimizin durumu kötü olsa vay halimize. Tamam tanımıyor olabilirdim fakat onların beni tanıdığını göze alırsak bir yakınım olmalıydılar. Hem tanimasamda insandilar her şeyin önünde.

Huzursuzca yerimde kıpırdandım. 10 dakikadır aynı pozisyonda durmak rahatsız ettiği için kıpırdandım . Tam sağ tarafa donecekken hissettiğim acıyla istemsiz çığlık attım.  Canım çok yanmıştı. Odaya aniden giren doktor ve o kız bile dikkatimi çekememişti.

- ne oluyor !    diye bağırdı kız doktora .

- sakin olun bir şey yok.  Sadece bir yaraya fazla baskı uygulamış.

- tamam sakin ol Helen bak bişey olmamış.  Canın çok yanıyor mu ?

Endişeyle söylediği sözlere gülümsedim ve konuşmaya başladım.

- sorun yok . Sadece en başta biraz canım yanmıştı ama sanırım şimdi geçti.

- oh iyi bari Sen. .

Konuşmasını kesip sakin bir tını ile konuşmaya başladım.

- bende sizin için emdiselenebilmek isterdim fakat sizi tanımıyorum.  Siz beni biliyorsunuz , peki ya siz .

Ani tepkime şaşırmış olsa ki önce birkaç saniye suratıma öylece baktı ve kafasını iki yana sallayıp konuştu.

- haklısın kendimi tanımalıydım. Ben Lydia  . Dedi sonlara doğru daha sevecen çıkan sesiyle .

- lydia ...güzel isim.  Fakat birde kim olduğunu , nasıl tanıştığımızı , az önce bir çocuk demiştin şey ...

- Doğu .

Diye tamamladı sözlerimi kapının yanında dikilen daha yeni farkettigim çocuk.

- selam ben Doğu.

- bende batı dedim kendimi tutamadan . Hep birlikte güldük. Ama artık bazı şeyleri anlama zamanıydı.  Lydia 'ya döndüm ve bakmaya başladım . Gülerek konuştu.

- bakışların hala ayni dökül der gibi bakıyorsun . Eh o zaman başlayayım.

~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤

Yaklaşık bir saat önce arkadaşlarımı çıkarmışlardı odadan . Yorulmamam  için. Olanları anlamıştım. Özetle lydia çocukluk arkadaşım,  doğu ise uçurumdan atladigimda garip bir şekilde tanıştığım çocuktu . Daha tanışır tanışmaz çocuğu terslemiş "o zaman kendine pansuman yap. "demiştim.

Yalnızlığın verdiği sıkkınlıkla etrafı incelemeye başladım.  Bembeyaz bir odaydı. Yine beyaz perdeler ve bej rengi oturaklar vardı.  Küçük yine beyaz bir buz dolabı ve siyah bir televizyon vardı. Televizyonun biraz ilerisinde başka bej rengi bir kapı vardı.  Tahminen banyo dedim kendi kendime. Sonra akşam olduğunu fark edince yorgunlukla gözlerimi kapadım.



♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥


Gece sol tarafıma gelen hafif ağrı ile uyandım . Odamda koltukta bir battaniye vardı . Demekki burda biri yatıyordu dedim içten içe . Sonra yan tarafta duran daha yeni gördüğüm koltuk degnekleri vardı . Sonra lavaboya gitmem gerektiğini anlayınca yavaşça dogruldum. Koltuk degneklerine tutunarak ayağa kalktım ve lavaboya yürümeye başladım.

Kapıyı açınca küçük çaplı bir koridor vardı . Iki kapı vardı . Birincisini açınca banyo olduğunu anladım . Ikincisini açınca ciddi derecede dar bir lavabo vardı.  Içeriye  girip kapıyı kapattım ve işimi halledip kapının kolunu indirmeye çalışırken gelen kilit sesi ile nefes alış verişim hızlandı.  Sonra ışıkta yavaş yavaş gidip gelmeye başladı.  En son tamamen gidince artık kalbim duracak seviyeye gelmişti. Zaten suan korktuğum yetmiyor gibi bir de benim klostrofobim vardı. .......




♧♧♣♣♧♧♣♣♧♧♣♣




Evvvet millet nasıl Olmuş ? Güzel gibi . Bu arada klostrofobi dar alan korkusudur . Bu kişiler dar alanlarda sıkıştıklarinda ve özellikle de korkarlarsa ciddi dereceli krizlere neden olabilecek dereceli titremeler yaşarlar . Ve sizin biricik yazarınızın da klostrofobi si var .

Neyse onu bunu geçelim de ben gerçekten uzulmeye başladım. Yahu arkadaşlar beğenmiyor musunuz kitabı . Hayır okuyucular var ama vote yok yorum yok .... vallahi üzülüyorum . Neyse sizleri seviyorum.  Görüşmek üzere. ....

! HAYIR !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin