3

94 30 6
                                    

Belki gerçek hayatta görünmez olmak mümkün değildi .
Ama ben tam anlamıyla görünmezdim.
Kendimi insanlardan soyutlamıştım hic bir zaman bugün çok güzeldi diyemedim.

Ailem bana bakan ama görmeyen annem ve babam bir gün olsun kendimi onlara ait hissetmedim başkalarının ailesine baktıkça içime kapandım.

Üzüldüm ağladım beni sevmeyen bir ailede 19 yılımı geçirdim.
Hep istemediklerini sandım haklıydım ben onlara ait değildim.
Bir sığıntı gibi yaşamaya çalıştım bugüne kadar.

Okulum evet ben liseden mezun olmuş ama üniversiteye başlayamamış biriydim okulda hep görmezden gelinendim.

Bi kaç ay önce dersaneye başlamış elimden geleni yapamaya çalışan çoğu kişiye göre sıradan bi insandım .

Dersanenin son ders zili çaldığında derin bir nefes alıp çantamı toplamaya başladım.
Bir an önce eve gidip kitap okumak istiyordum evet ben kitaplara takıntılı bir insandım gerçek hayattan soyutlanmış onlara haps olmuştum.

Dersaneden çıkıp yürümeye başladım saat yediydi hava yavaştan kararmaya başlamıştı .
Gökyüzü yağmurun habercisiydi biliyordum eve gitsem bir şey olmazdı.

Evimiz çok uzak değildi ön beş dakika da varmıştım.

Anahtarı çantamdan çıkarıp kapıyı açtım ve kendimi içeri attım duyduğum bağrışlara bi anlam veremedim .

Babam ve annem kavga ediyorlardı annemin dediği şeyle yerimde çakılı kaldım.

" Bak metin o sıgintiya daha fazla katlanamam bugün onu bu evden gönderiyorsun başkasının çocuğuna baktım yeterince".

Bana mı diyordu olamazdı demi annemdi o benim sevmesede annemdi.

Babam " biliyorum sakin ol zaten para göndermiyorlar artık bende istemiyorum bakmayı ".

Birden yer ayaklarımın altından kayıyor sandım başım dönüyordu kendimi boşlukta hissediyordum ne yani on dokuz yılım yalan mıydı ailem bildiğim bana yabancı mıydı?

Sanki görünmez bir el boğazımı sıkıyor nefes almama engel oluyordu.

Elimde ki anahtar birden zemine düşüp sesi beynimde yankılandı annem ve babam karşımda duruyor birşeyler söylüyorlardı .

" Afra beni dinle sana söyleyecektik yüzüme bak ".

Babamin elini hızla itip " Yalancilar sizden nefret ediyorum biliyordum ben hiç bir zaman bu eve ait olamadım demek sığıntiydim size yüzüme bakın ben size ne yaptım. Durun söylemeyin . Siz bana ne yaptınız".

Bir şey demeden kapıyı çarpıp evden çıktım.
Bana seslendiklerini duyuyordum ama takmadım .
Kulaklığımi takıp yürümeye başladım . Ne kadar zamandır yürüyordum bilmiyorum ama yorulmuştum...

İşte bir gün içinde bunlar olmuştu hayatımda . Sanırım ozendigim kitaplara benzetmişti hayatim.
Ama kitap kadar basit durmuyordu üstüm de ağır bir yüktü.

Anka' nın uyumam için gösterdiği oda da bunları düşündüm bir gün içinde yalan olan hayatımı ne kadar zamandır öyle oturuyordum bilmiyorum .

Duvara sabitledigim gözlerim film gibi geçip gitmesine sebep oluyordu hayatımın benim yaşamım buydu unutulmuş beyaz toprak.

Afra tafra diye dalga geçen beyinlerinde saman taşıyan insanların saçma dalga geçmeleriydi benim adım.

Düşüncelerim kapının tıklatılmasıyla bölündü.
Elinde bi tepsi tepsinin üstünde ekmek arası yaptığını düşündüğüm şey duruyordu .

Yatağın üstüne koyup " açsındır diye düşündüm bir şeyler ye evimde açlıktan ölürsen uğraşmam".

Evet açtım ama yemeyecektim o dediğinden sonra.
"Aç değilim ben istemiyorum".

Sesimi karnimdan gelen ses böldü anında utançtan ölüyor gibi hissettim acaba kafamı hangi çukura sokmalıydım.

" Karnında ki canavar öyle demiyor ama "diyip gülümsedi.

Sen gülme olur mu ? Ne kadar ilahi bi gülüş ömrümün sonuna kadar izleyebilirdim onu.
Ne diyordu beynim bana ihanet mi ediyordu? Yüzümü buruşturdum düşündüklerime .

Ona bakmasamda izlediğini biliyordum birden telefonu çaldı hiç beklemeden telefonu açıp kulağına götürdü.

Bir süre karşı tarafı dinleyip bekldi ardından "Tamam efendim dediğinizi yaptım , aklınız kalmasın ". Yine karşı tarafı dinleyip " tamam geliyorum efendim. "

Telefonu kapatıp cebine attı bana bakıp " Ben gidiyorum sen yemek ye icindeki canavarı besle ve uyu."

Dışarı çıkıp kapıyı kapattı.
Aç olduğum için çekinsem de yaptığı ekmek arasını yemeye başladım .
Yemekten sonra uykumun geldiğinin farkındaydım bi yandan da ne yapmam gerektiğini düşünüyordum .

Ne olacaktı şimdi hayatımın eskisi gibi olmayacağını biliyordum .
Bi ev bulmam gerekiyordu belkide çalışmalıydım ama kendi ayaklarımın üstünde durmalıydım.
Yatağın verdigi rahatlikla gözümü kapattım ve uykuya teslim oldum.

Kapı sesini duyduğumu biliyordum ama gözümü açamayacak kadar yorgun hissediyorum sanki göz kapaklarım bir birine girmişti.

Yatağa birinin oturduğunu hissettim ardından onun sesini duydum.

Anka'nın fısıltıyla " Geçti küçüğüm artık güvendesin ne olursa olsun seni koruyacağım bedeli ne olursa olsun ".

Belki bir rüyaydı yada beynimin bir oyunu bilmiyordum , yeniden kendimi uykuya teslim ettim .
Tek bildiğim ona güvendiğim sanki onu tanıyordum.

Reset Unutulan #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin