8

42 24 0
                                    

Ömrünü tamamlamış bir yaprak ona sahiplik yapan ağaçtan yavaşça bırakır kendini rüzgara.
Rüzgar ona yön verir, önce yere düşer ardından karışır diğer cansız yapraklara.

Benim hayatımda böyleydi savruluyordum. Tutanacak dalım yoktu artık.

Aradan bir hafta geçmiş yavaş yavaş alışmaya başlamıştım.
Oyunu başlattık demişti ama beni dahil etmiyordu bende zamanın gelmesini bekliyordum.

Anka durmadan elindeki diz üstü bilgisayardan bir şeyler araştırıyordu. Bakmak istediğimde izin vermiyordu .
Bazen ışim var deyip çıkıyordu.

Pencerenin yanında durmuş dışarıyı izliyordum.
Biraz olsun kendime gelmiştim.
Farkındayım hayatım eskisi gibi olmayacaktı.

Ayak sesleri gelince arkama baktım Anka'nin elinde bilgisayar koltuğa oturdu.
Eliyle işaret edip benim de oturmamı istedi.

Kısa bir süre sonra "Senin de dahil olma vaktin geldi , şimdi bu işe neden başladık onu göreceksin " dedi ruhsuz bir sesle.

Ardından bir video açtı video da önce konuşan üç kişi vardı.  

"Ağabey ne gerek var bunu yapmana sen bizi de gömersin " sesi oldukça neşeli çıkıyordu .

"Erdi biraz daha devam edersen ben seni gömerim hemde şimdi , bir dakika dur be oğlum kafa bırakmadın."

Ses Anka nındı onun sesi tok bir erkek sesi kesti.

"Didişmeyi kesinde çekelim şu videoyu heyecanlandım lan , kendimi film yıldızı gibi hissettim." ardından hep beraber güldüler.

"Kardeşim gerek yok bunu yapmana sana bir şey olmasına asla izin vermem " dedi Anka sesi karalıydı.

"Biliyorum kardeşim ama işimizi sağlama alalım demi"

Sonra onlardan biri karşıda duran sandalyeye geçti .

"Başlıyorum kardeşim "deyip karşıya baktı ve gülümsedi.

Esmer ve yapılı biriydi gözleri koyu kahverengi ve siyah saçları vardı üstünde beyaz bir tişört ve koyu renk kot pantolon vardı.
Sol yanağında hafif bir gamzesi vardı . onunda elinin üstünde dövmesi vardı .

Sanki bir bağım vardı onunla hemen ısınmıştım .

Anka'ya baktığımda elini yumruk yapmış ekrana bakıyordu.
Gözlerimi bende ekrana çevirdim.

Karşıdan onay alıp konuşmaya başladı.

" Kardeşim Afra'm bu videoyu izliyorsan bil ki bana bir şey olmuştur ve canlı bir şekilde sana ulaşamamışımdir. "

Kanım donmuştu bu benim ağabeyim  miydi? Nefes alamıyordum , gözlerim yanıyordu.
Sanki kıyamet kopmuş yer yüzünde benden başkası yoktu bağırsam sesimi duyamayacaklardı.

"Merak etme yanında ki seni korur " dedi ve gülümsedi.

"Yıllardır senden uzaktım beni görmesen de ben hep seni izliyordum .
Seni yanıma almayı çok istedim ama bu hayata bulaşmanı istemedim kardeşim.
Annem ve babam sen daha bebekken öldürüldü. Babam avukattı onu öldüren kimdi , yıllarca bunu öğrenmek için uğraştım , daha 10 yaşındaydım babamdan kalan tüm paraları o sana bakan aileye verdim benimle kalamazdın"
Derin bir nefes aldı ve " Seni çok seviyorum kardeşim ben başaramadım intikamımızı alamadım."

Gözümden düşen göz yaşı değildi sanki , hiç görmediğim ağabeyim  benim yüzümden mi ölmüştü.
Ama neden , ne olmuş olabilirdi ki ben basit sıradan bir insandım. tamam annem ve babamı öldürmüşlerdi peki ona ne olmuştu.

Bir an onun kanlar içinde ki görüntüsü geldi gözlerimin önüne , sanki kalbimi koparıyorlardı.

Anka' nın hızla bilgisayarı kapatması yerimden sıçramama neden oldu video bitmemişti daha neden kapatmıştı ki.
Bilmek istiyordum neler olmuştu , ben rahatça yaşarken ağabeyim neler yaşamıştı.

Eline bilgisayarı alıp kalktı bana bakmadan  " Şimdilik bu kadar yeter " sesi pürüzlü çıkmıştı .

Bir şey demedim sesim karanlık bir köşe bulup saklanmisti sanki  . Ben orada yokken ağabeyimin yanında o vardı belki de görmüştü tüm olanları . 

Ardından devam etti " Bundan bir yıl önceydi videoyu çektiğimiz günün akşamında son nefesini verdi ve ben bir şey yapamadım" sesi çaresizdi kendini suçluyordu.  

Karşımda duran yıkılmaz adam gitmiş yerine başka biri gelmişti.
Erkekler ağlamaz lafı kesinlikle yalandı sevdiğin değer verdiğin insan elinden kayıp gidince nasıl ağlanmazdı.

Yerimde oturup saatlerce ağladım , bunu kim ve neden yapmıştı bilmiyorum ama ailemi almıştı elimden , gücümü toplamam lazımdı  .
Ağabeyimin yarım bıraktığı işi ben tamamlayacaktim. 

Birinin canını almak vicdansızlıktı , ama benim de artık vicdanım olmayacaktı. bunu yapanları bulup kanlarında boğacaktım. 

Aradan iki gün geçmiş hep kendime aynı şeyi tekrarlayıp duruyordum . Uğrunda ölsem bile bunu yapanları öldürecektim.

Artık uykuyu unutmuştum arada yemek yiyordum . Anka arada eve uğruyordu ben gitmek istedikçe zamanı değil diyordu. 

Zilin sesiyle hemen ayaklandım , ani hareketim yüzünden başım dönmüştü aldırmadım.

Daha ayakta duramıyordum intikamdan bahsediyordum kendime gelmem gerekiyordu.

Kapıyı açtığımda karşımda açık tenli güler yüzlü biri duruyordu ona ters ters baktım cevap vermesini bekliyordum kimdi ve neden gelmişti.

"Merhaba , ben Erdi " dedi güler bir yüzle ve elini uzattı videodaki buydu demek eli havada kalınca  mahcup bir şekilde geri indirdi. 

"Bende Afra"  dedim düz bir sesle.

"Biliyorum Fırat ağabeyin kardeşisin " gülümsemesi yüzünde solmuştu. hiç bozuntuya vermeden devam etti gülümsemeye enerjisi çok iyiydi benim aksime.

Kapının ardından Anka nın sesi duyuldu .

" Sen daha kapı da mı bekliyorsun geçsene oğlum davetiye mi bekliyorsun" ardından Erdi yi itip içeri girdi.

Erdi gerçekten çocuk gibi neşeliydi beni bir kaç defa güldürmüştü 22 yaşında olmasına rağmen hareketleri 15 yaşındaki biri gibiydi kim bilir belki de onun gibi dalgaya almak gerekirdi hayatı.  
Anka onu bir kaç defa uyarmıştı ama yine de işe yaramamıştı. 

Anka nın sert sesiyle ikimizde ona döndük "Kalk giyin gidiyoruz " bana söylemişti. ben tam ağzımı oynatıp konuşacakken " Gidince görürsün " dedi.

Hazırlanmış yola çıkmıştık bile nereye gideceğimizi bir ben bilmiyordum .
Arabanın ön koltuğunda oturmuş gecenin ışıklarını izliyordum.

Karanlık bir sokağa girdiğimizde ona baktım o sırada göz göze geldik gözlerinde intikam hırsıyla yanan biri vardı.

Bar gibi bir yere girmiştik ilk defa geliyordum öyle bir yere müzik kulağıma işkence ediyordu.

Üstümde dolanan gözlere aldırmadan üst kata çıktık .
Erdi ve anka yaklaşık yarım saattir içki içiyorlardı bense koltuğun köşesine sinmiş onları izliyordum.

Anka kapıya bakınca bende baktım simsiyah takım elbise giymiş bir adam 45 yaşlarında görünüyordu bizim masaya baktığında Anka elini kaldırdı ve adam bize doğru yürümeye başladı.
Adamın arkasında iki iri koruma vardı.

"Gel bakalım , piyonum " ankanın sesi alay içeriyordu Erdi ye baktığımda o da gülüyordu sanırım oyunun dışında olan bendim . 

Adam bize gelirken bir kaç el silah sesi geldi . İnsanların panik çığlıkları müziğin sesini bastırmıştı . 

Karşıma baktığımda gözlerim hayretle açıldı bu oyun çoğu kişinin canını yakacaktı...

Reset Unutulan #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin