Aybars...
Zühre benim elimi çekmemden faydalanarak elindeki madeni parayı makineye attı ve bir parça seçti, seksenlerden jaz bir parçaydı seçtiği, benden önce seçmesi ise daha çok sinirime dokunuyordu, sinirle gözlerimi gözlerine devirdiğimde, kilitlendi bakışlarımız yine...
Müzik çalıyordu biz ise sadece bakışıyorduk, mağrurdu bakışları ve ben konuşup konuşmamak arasında kalıyordum, elimden gelse şuracıkta boğazına yapışacaktım.
-Yeter, içinden ana avrat söveceğine yüzüme söyle ne diyeceksen demesiyle yüzüme sıkı bir tokat yemiş gibi hissettim.
-Önce ben geldim ama sen hadsizlik yapıp önüme geçtin.
-Hep bir adım önünde olacağım ve sen asla benim yanıma erişemeyeceksin.
-Bir böcek gibi nerelerde süründüğünden haberim var senin havan kime onu anlamadım ayrıca unutmadan altımda çalışan basit bir işçisin, diyerek biraz da olsa kendimi rahatlattım fakat söylediğim laflar yerini bulmuyordu, attığı kahkaha ile söylediklerimden etkilenmediğini anladığımda tekrar konuşmaya başladı.
-Halen hazmedemedin değil mi? diye sorduğunda cevap veremedim, kendi sorduğu soruya kendi cevap vererek mağrur başını yukarı kaldırdı.
-Ben cevap vereyim "Seni boynuzladığımı." ve sen bunu yıllarca unutamayacaksın, demesiyle kolundan tutarak sertçe çektim ardından bardan çıkarak asansöre doğru sürüklemeye başladım, beynimdeki şimşeklerse "Seni boynuzladığımı..." "Seni boynuzladığımı..." "Seni boynuzladığımı..." diye diye çakıyordu.
Odamın kapısına geldiğimizde sinirle kartı okuttum ve kolundan tutarak içeri itekledim ardından girip kapıyı kapattım, tekrar kolundan tutarak çektim hızla döndürdüm ve tek bir hamlede kapıya sırtını çarptım canının acıdığına bahse girerim, bu benim tarzım olmasa da hakkediyordu. Benim canımın yanması karşısında hiç bile sayılırdı.
-Sen ne sanıyorsun, seni önemsediğimi falan mı? Bence yanılıyorsun dedim ve sıkıca çenesini kavradım.
-Hiç değişmemişsin Laz oğli, dedi ve sinsi bir şekilde gülümsedi.
-Adım Aybars başka türlü hitap edemezsin, yanına bey eklemen şartıyla yani Aybars Bey.
-Kime ne istersem onu derim.
-Bu gidişle işinden olacaksın.
-Önemli değil her yerde iş bulurum.
-Halen farkında değilsin değil mi?
-Neyin?
-Karşılaşmamızın gerçekten bir tesadüf olduğunu dşünüyor olamazsın değil mi? dediğimde gözlerinden kara bulutlar geçti aynı anda çenesini bıraktım.
-Ne demek istiyorsun?
-Diyorum ki, ufak bir bağlantı sayesinde havayolu şirketi işine son verdi sonra bu iş çıktı karşına ve sen bir yıllık sözleşme imzaladın öyle kafanı alıp gidemezsin de.
-Demek öyle Aybars Bey, zaten kaçacağımı sanmanız büyük bir aptallık.
-Tüh tüh beni boynuzladığın sevgilin de bir şey yapamıyor yazık sana dedim ve yüzümü buruşturdum.
-Ne kadar büyük bir lokmaymışım ben öyle halen yutamadın, demesiyle tekrar sinirlerim tavan yaptı.
-Altımdan çok nehirler aktı, rahat ol zerre kadar pisliğin kalmadı.
-Neden uğraşıyorsun o zaman benimle?
-Daha yeni başlıyoruz ecelin olacağım senin.
-Ben ölürsem sen yaşayamazsın Laz oğli
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laz Oğli
General FictionGenç adam yemin ediyordu, hemde bağıra çağıra; "Bir gün bu sabrım bitip tükenecek! Bir gün bu sessizIiğim sona erecek! İşte o gün geIdiğinde benim içimi yakan çok acı hesap verecek!" Genç kız ilkez korkuyu iliklerine kadar hissediyordu, çünkü gen...