Aydınlanan günün şafağında annemin bağırtılarına uyandım. Saat sabah 06.00 ... Okula gitmem gerektiğini biliyorum ama hiç de yatağımdan kalkmak istemiyorum. Sürekli şikayet ettiğim hayatımın başlangıcı saat 06.00'da başlıyor.- Kula, okula geç kalıyorsun. Kalk artık! Bak bu 3. kez uyandırışım seni...
Kafamın içinde tuhaf bir şeyler oluyor, anlayamıyorum. Sanki birisi kafama sert bir şey ile vurmuş. Çok ağrıyor.
- Kula !!!
- Tamam anne, kalkıyorum.
Tek hamlede yatağımdan fırladım. Ayağa kalktım. Hızla okul üniformamı giyip saçlarımı toparladım. Tam bir öğrenci halinde çantamı hazırlayıp salona geçtim. Babam çoktan işe gitmişti. Annem, babama hazırladığı kahvaltıyı toplamamıştı. Mutfağa baktığımda ortalıkta yoktu. Belli ki yatağına geri dönmüştü. Onun duymayacağı bir ses ile "Ben çıkıyorum" dedim. Sesimi duymadı ama kapının sesini duyunca hızlıca geldi.
- Neden kahvaltı yapmadın ?
- Sabahları iştahım olmuyor anne, biliyorsun.
- Kızım biraz bir şeyler ye. Okulda da bir şey yemiyorsun.
- Öğle saatlerine kadar idare ederim ben. Hadi anne zorlama beni...
Mutfak dolabından bir paket kraker çıkarıp bana verdi.
- En azından atıştır, gelince yemek yersin.
- Tamam, iyi uykular sana.
- Sana da iyi dersler.
Otobüs durağına doğru yola koyuldum. Okul aslında çok uzak değil fakat diğer erken gelenlerle muhabbet etmek iyi geliyor. Zamanı yürüyerek harcamak yerine otobüsle hızlıca gidip okulda oturmak daha mantıklı geliyor.
Otobüsle aynı anda durağa geldik. İşte bu da benim muhteşem şansım. Yalnızca böyle zamanlarda işe yarar zaten. Otobüse binip kalabalık olmayan bir köşeye geçtim. Sırt çantamı yere koydum. Biraz telefonum ile zaman geçirdim. Sosyal medyadaki hareketliliklere baktım. Birkaç durak sonra inip okula doğru yürümeye başladım.
Bu okul ile durak arasındaki yol benim bütün gelecek varsayımlarımı yaptığım alandır. Yürürken bolca düşünme, karar verme ve kararlarımdan vazgeçme gibi durumları bu yolda yürürken yaparım. Tabi henüz 14 yaşındaki bir kızın kararları ne kadar hayatını etkileyebilir ki. Genelde ablalarım ve abimin üzerinden varsayımlar yaparak kendime yol çizen biriyimdir ama, onu geceleri uyumadan önce odamda yapıyorum. Bu alan benim kararlarım...
Okula vardığımda sınıfta birkaç kişi vardı. Pek muhatap olmadığım kişilerdi. Sessizce yerime geçip telefonumu açtım. Kulaklığımı takıp müzik dinlemek istiyordum. O sırada birkaç arkadaşım sınıfa girdi. Kulaklığımı ve telefonumu çantama geri koydum. Drew "Günaydın" diye seslendi. Bende aynı şekilde cevap verdim. Angelo şımarık tavrıyla "Günaydıııın" diye seslendi bana. Yüzünde enteresan bir mutluluk vardı.
- Günaydın! Bu saatte nedir bu halin? Biraz fazla mutlu gibisin.
Gözleri kızarık haldeydi. Belli ki uyumamıştı ama oldukça enerjikti.
- Dün gece gruptaki konuşmaları okumadın mı ?
- Hayır, dün gece erken yattım. Gözlerim birden kapanmaya başlamıştı.
- Öyle bir konudan konuştuk ki kendime gelemedim bütün gece...
- Belli zaten gözlerin kıpkırmızı olmuş. Ne hakkında konuştunuz ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyuyan Hayatlar
FantasyAstral hakkında bilgi edinmek isteyen Kula, abisi Tim'e Astral hakkında sorular sorar. Çok geçmeden kendisini Astral Dünya'nın ortasında bulur. Artık hayatı her zamankinden daha maceralı ve daha korkunç bir hale bürünür.