Tim gözleri uykulu halde otobüs durağına doğru ilerledi. Son saatlerde yaptığı şeyler onu oldukça yormuştu. Kolları yaralı değildi. Ama yaptığı şey onu oldukça zorlamıştı. Üniversiteye gideceği yol oldukça uzun olduğu için yolda dinlenmeyi planlıyordu. Ama hala bitirmesi gereken bazı işler vardı.
Tim otobüs durağına vardı ama yol bomboştu. Belli ki otobüs yakın zamanda gelmeyecekti. Bir sigara yaktı. Dumanını çekerken yaptığı şeylerin ne kadar mantıklı olduğunu sorgulamaya başladı. Tereddütteydi. Gerçekten de Kula'nın beynindeki o mührü açmalı mıydı. Acaba kardeşini bu işe gerçekten de karıştırmalı mıydı? O hala küçüktü. Bedenen bir büyüklüğü olsa da aklı hala bir çocuktu. Kendisini hızlıca kaptırabiliyordu. Her şeye ve her konuya. Eğer Astral'e ulaştıktan sonra oraya kendisini kaptırırsa, yapabileceği birkaç alternatif seçenek arıyordu. Ruhunu tekrar kilitleyip Astral'e çıkarmayabilirdi ya da Astral'de baş edemeyeceği bazı olayları ona yükleyebilirdi. Sigarasının dumanını üflerken düşündükleri de dumanıyla uçup gitti. Kardeşini küçümsemek istemiyordu. Onu en doğru şekilde eğitmeyi düşünüyordu. Öylesine içinden geçirdi;
- Bu onun kaderi... Görmeye hakkı var.
Otobüs geldiğinde sigarasını attı. Otobüse binip boş bir yer aradı. Sırtından çantasını indirdi. Cam kenarı bir yere oturdu. Otobüste ayakta kimse yoktu. İnsanların yüzlerine şöyle bir baktı. Kimisi uyuyor, kimisi de uyuyacaktı neredeyse. İnsanların boş ve amaçsız bakışlarını, sürekli aynı şeyleri yaşayan, hayatından bezmiş insanlardan hoşlanmazdı. Tim de yorgundu ama otobüsteki insanlara nazaran daha dinç bir haldeydi. Geriye doğru gerilip camdan dışarı bakmaya başladı. Bu otobüsteki yolculuğu kısa sürecekti. O yüzden uyumak istemiyordu. Sonraki otobüste yolculuğu 2 saat kadar sürecekti.
Tim üniversitede yabancı dil üzerine bir bölüm okuyordu. Geçen yaz bir metal urji şirketinde stajyer olarak çalışmıştı. Uluslar arası projeleri diğer dillere çevirip sunumlarda yardımcı oluyordu. Ayrıca uluslar arası yazışmaları çevirisini yapıp uygun şekilde dosyalıyordu. İşini seviyordu fakat oldukça yorucuydu. Staj bittikten sonra aynı fiyata çalıştırmak istediler ama Tim reddetti. Çalışmak istese çok daha iyi şartlarda çalışabileceği yerler bulabilirdi. Sadece kendisine zaman ayırabileceği bir ortama ihtiyacı vardı. Para onun için kolay bulunabilecek bir şeydi. Babasıyla iyi anlaşamadığı ve Astral'de fazla zaman geçirdiği için eve gitmek istemiyordu. Tim kendi kafasında yaşamak isteyen biriydi. Ne kadar yalnız ise o kadar mutluydu. Çevresinin kalabalık olması önemli değildi. Kendi kafasından insanlar istiyordu sadece. Ve günde 2 – 3 saat kadar da yalnız kalabilmek istiyordu. Şu zamanki durumunda bu pek de mümkün değildi.
Tim okula staj dosyalarını götürmek için gitmişti. Eğer dosyası kabul olursa bir sonraki gelişinde mezun olmuş olacaktı. Bir daha da okula gelmeyi düşünmüyordu. Okuldan hoşlanmıyordu. Şu ana kadar öğrendiklerini kendi çabası ile ve hayatın ona sundukları öğrenmişti. Okula gitmesinin yararı ise bu girdiği ortamlara vesile olmasıydı.
Otobüse bindikten 30 dakika sonra indi. Bir sonraki otobüse doğru yürürken Kula'nın ne durumda olduğunu merak ediyordu. Muhtemelen okuldaki arkadaşlarına anlatacaktı ama buna kimse inanmazdı. Herkes buna rüya deyip yoluna devam edeceklerdi. Tam aksini düşünürler ise de Astral öylece gidebilecekleri bir yer değildi. Kula'nın kolayca ulaşmasının nedeni buna yeteneği olmasıydı. Biraz da Tim'den kaynaklanıyordu.
Otobüse bindiğinde kalkmasına 15 dakika vardı. Henüz birkaç kişi vardı. En arkaya geçti. Çantasını da arkasındaki boş alana bıraktı. Yolculuğu sırasında Astral'e geçip durumlara göz atacaktı. O yüzden hemen uyku haline geçip gevşemeye çalıştı. Dünya'da yaptıklarını, Kraliçe'den izin almadan yapmıştı. Tam olarak ne ile karşı karşıya olduğunu bilmiyordu. Telefonu çalmaya başladı. Arayan üvey annesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyuyan Hayatlar
FantasíaAstral hakkında bilgi edinmek isteyen Kula, abisi Tim'e Astral hakkında sorular sorar. Çok geçmeden kendisini Astral Dünya'nın ortasında bulur. Artık hayatı her zamankinden daha maceralı ve daha korkunç bir hale bürünür.